KOCAELİ (A.A) - Yunus Emre Günaydın / Tahir Turan Eroğlu - Gebze
Yüksek Teknoloji Enstitüsü Fen Fakültesi Kimya Bölümü öğretim üyeleri,
hazırladıkları birbirlerinin tamamlayıcısı projelerle kanser tedavi
yöntemlerinden fotodinamik terapi alanında çalışmalar yürütüyor.
Bazı ülkelerde yaygın tedavi yöntemi olan Fotodinamik terapi
çalışmalarında, sentezlenen ışığa duyarlı moleküllerle kanser hücrelerine
doğrudan müdahale amaçlanıyor.
GYTE Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Devrim Atilla, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, kanserin Türkiyede ve dünyada pek çok insanın
ölümüne neden olan hastalık olduğunu, söz konusu hastalıkla ilgili kullanılan
çeşitli tedavi yöntemlerinin bulunduğunu belirtti.
Kanser tedavisinde kullanılan radyoterapi, kemoterapi ve cerrahi müdahalenin
birtakım dezavantajlarının bulunduğuna işaret eden Atilla, Kemoterapide hastaya
çok fazla ilaç verilmesinin saçların dökülmesi ya da kanserli olmayan sağlıklı
hücrelerin ölümüne sebep oluyor. Radyoterapide de çok fazla radyoaktif ışığın
verilmesi, hastalara birtakım rahatsızlıklar getiriyor. Cerrahi yöntemde ise
tümörlü bölgenin iyi temizlenmemesi ya da cerrahi müdahale edilemeyecek bir
bölgede olmasının birtakım dezavantajları var.
-Geleneksel tedavi yöntemlerine alternatif-
Yaptıkları çalışmalarda kanser tedavisinde kullanabilecek moleküller
sentezlediklerini dile getiren Atilla, TÜBİTAK tarafından desteklenen projesinde
kanser tedavisinde kullanabilecek hedefe yönelik moleküllerin sentezi üzerinde
çalışıldığını anlattı.
Atilla, bu çalışmalarda, fotodinamik terapiyle kanser tedavisinde
kullanabilecek moleküller sentezlediklerini vurgulayarak, proje kapsamında
tedavide uygulanabilecek hedefe yönelik, ışığa duyarlı moleküllerin sentezini
yaptıklarını kaydetti.
Fotodinamik terapinin, geleneksel kanser tedavi yöntemlerine alternatif
olduğuna dikkati çeken Atilla, bunun henüz Türkiyede kullanılmadığını bildirdi.
Doç. Dr. Atilla, fotodinamik terapide toksik madde yerine, ışığa duyarlı
maddeler kullanıldığına işaret ederek, Işığa duyarlı maddeleri hastaya
verdiğimizde hedefli olması, kanserli hücreye giderek orada birikmesi söz konusu.
Onun dışında maddeyi hastaya verdikten sonra o bölgenin ışığa maruz tutulmasıyla
orada sentezlediğimiz moleküller sindet oksijen üretiyor. Bu madde de birtakım
radikalik moleküller oluşturuyor ve bu moleküller sadece kanser hücrelerini
öldürüyor bilgisini verdi.
-Bundan sonraki kademe hayvan deneyleri olacak-
Atilla, amaca uygun olarak hedefe yönelik ışığa duyarlı moleküller
sentezlediklerini belirterek, moleküllerin sentezlenmesinin ardından kanser
hücrelerinde ön denemelerinin yapıldığını söyledi.
Eğer kanser hücrelerinde gerçekten etkili olursa bundan sonraki kademesi
hayvan deneyleri olacaktır diyen Atilla, şöyle devam etti:
Biz bu kademesine kadar gelemiyoruz. Sadece hücre deneylerinin bir kısmını
yaparak moleküllerin sentezini yapıyoruz. Proje kapsamında da biz hedefli
molekülleri hazırladık, sentezledik. Bundan sonraki hedefimiz bunları kanser
hücrelerinde denemek. Daha sonra kanser hücrelerinde iyi sonuçlar elde edersek
hayvanlar üzerinde deneyeceğiz.
Atilla, fotodinamik terapinin yeni uygulanmaya başlanmış bir yöntem
olduğunu, fakat ABDde bununla ilgili tedavi yapan klinikler bulunduğunu dile
getirerek, Bizim umudumuz da bu konuyla ilgili tıp fakültesi görevlilerinin
destek vermesi, bizim moleküllerimizi alarak önce hayvan deneylerinde daha sonra
birtakım tedavilerde uygulanması. Bu yönüyle çalışmalarımız eksik kalıyor diye
konuştu.
-Cerrahi yöntem ve kemoterapiye alternatif-
GYTE Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Durmuş da çalışma konuları
içerisinde kanser tedavisine yönelik fotodinamik terapi amaçlı moleküllerin
sentezi ve bunların birtakım ölçümlerini yapmak üzere yoğunlaştığını belirterek,
fotodinamik terapinin cerrahi yöntem ve kemoterapiye alternatif olarak
geliştirildiğini bildirdi.
Daha aktif, kanser hücresine etki edebilecek daha özel birtakım moleküller
sentezleyerek bunları karakterize etmeyi hedeflediklerini aktaran Durmuş,
özellikle daha yüksek dalga boyunda absorsiyon yaparak daha derindeki kanser
hücrelerine bu sayede ulaşmayı amaçladıklarını söyledi.
Geliştirmeye çalıştıkları fotodinamik terapi ajanlarında 3 noktanın
iyileştirilmesinin hedeflendiğini belirten Durmuş, Hem yüksek dalga boyunda
ışık absorblayabilecek hem kanser hücresinde oldukça yoğun bir şekilde toplanarak
sağlıklı hücrelere zarar vermeyecek hem de vücutta bizim kullandığımız bileşikler
nerede toplanıyor, yoğunlaşıyor, bunu da izleyebilmek için de imaging olması
gerekiyor ifadesini kullandı.
-En büyük avantajı, yan etkilerin en aza indirilmesi-
Durmuş, fotodinamik terapinin en büyük avantajının diğer tedavi yöntemlerine
görülen yan etkilerin en aza indirilmesi olduğunu vurguladı.
Fotodinamik terapiyle sağlıklı hücrelere zarar verilmediğini belirten
Durmuş, şunları kaydetti:
Verdiğiniz ilaçlar toksik değil. Ancak ışıkla aktif oluyor. Siz bir dalga
boyunda bir ışık verdiğinizde ilaç etkisini gösteriyor. Normal şartlarda toksik
olmadığı için vücuttan atılıyor. Bu nedenle fotodinamik terapinin günümüzde
yaygın bir şekilde kullanılan kanser tedavilerine üstünlüğü bulunmaktadır. Nokta
atışı diyebiliriz. İstiyoruz ki biz sağlıklı hücrelere hiç dokunmayalım, onların
keyiflerini kaçırmayalım, sadece kanser hücrelerini yok edelim.
Durmuş, burada kimyacı olarak sadece sentez, karakterizasyon ve bir takım
hücre çalışmalarını yapabildiklerini ifade ederek, daha ilerisi için biyolog
gruplarla bir takım ortak çalışmalarının bulunduğunu bildirdi.
Ümit vadeden bileşiklerin de daha sonra hayvan denemelerinde kullanılmasını
beklediklerine vurgu yapan Durmuş, en son noktanın onkologlar tarafından hastalar
üzerinde kullanılması olduğuna dikkati çekti.
Yayıncı: Atakan Çelik