ERZURUM (A.A) - Zehra Melek Çat - Ailenin dışarıyla iletişimini
sağlayan kapılardaki yapısal değişim, komşuluk ilişkilerinin yüzeyselleşmesi ve
zayıflamasında önemli rol oynuyor.
Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Hacı Ömer Özden, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ev kapıları
ile ilişkilerin doğrudan bağlantısı bulunduğunu söyledi.
Kapıların toplumsal hayatla doğrudan doğruya bir ilişkisi bulunduğunu ifade
eden Özden, Bizim dışarıyla bağımızı kuran ilk yer kapılardır. Kapıdan dışarı
çıkarız, toplumla bir araya geliriz ya da kapıdan içeri girerek evimizle,
ailemizle bir araya geliriz. Misafirlerimiz de yine kapılardan izin alıp girerek
bizimle ilişki, iletişim kurabilirler dedi.
Geçmişte evlerin kapılarının sokaklara açıldığını, günümüzde artık mahalle
hayatından uzaklaşılıp, apartman hayatının yaygınlaştığını belirten Özden, toplum
hayatı değiştikçe kapıların yapısının da değiştiğini anlatarak, Eskiden kapılar
ahşaptandı. Ahşap olan bu kapıların çok fazla da güvenliğe ihtiyacı yoktu. Hatta
köylerde kapılar geceleri bile kilitlenmezdi. Yatarken kapıyı kilitlediniz mi-
sorusu yoktu. Oysa şimdi herkes birbirine kapıyı kilitledin mi- diye soruyor
şeklinde konuştu.
Özden, mahalle yapısının değişmesiyle güvenlik sorununun da oluştuğuna
dikkati çekerek, ahşap kapıların bir süre sonra sac ile kaplanarak kırılmayacak
şekilde daha güvenli hale getirildiğini söyledi. Bu kapıların arkasına kapı kol
demiri yapıldığını anlatan Özden, ahşap kapıdan sonra yavaş yavaş demir kapıya
geçildiğini, ancak demirin suya, neme, rutubete dayanıklılığının az olması
nedeniyle paslandığını, sık sık boyanması gerektiğini, bu nedenle de demir
kapılardan da vazgeçildiğini ifade etti.
Bir dönem alüminyum alaşım kapıların kullanıldığını dile getiren Özden, bu
kapılar da fazla dayanıklı olmayınca çelik kapılara dönüldüğünü ifade etti.
-Artık kapılarımız bir kale kapısına dönmeye başladı-
Özden, geleneksel mahalle yapısında komşuların birbiriyle sıkı ilişki
içerisinde olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
Kapımızı sabah açtığımızda komşumuzu görürdük, hal hatır sorulurdu.
Erkekler işlerine gittiği için kapıları kullanan gün boyu hanımlardı. Dolayısıyla
hanımlar gün boyu bu kapılar aracılığıyla komşuluk yaparlardı. Şimdi apartman
sisteminde maalesef öyle değil. Kapının önünden geçerken kapı açıksa komşunuz siz
görmeyesiniz diye kapıyı kapatıyor. Eskiden ayıp olmasın diye kapı yarım açıksa
tam açılırdı. Bu değişim sosyal ilişkileri çok etkiliyor. Komşularımızla iyi
iletişim kuramıyoruz. Şimdi herkes kendi yağıyla kavrulmaya çalışıyor. Bu da
toplum hayatının çok ileri düzeyde olduğu, dayanışmanın çok ileri düzeyde olduğu
Türk toplum yapısını olumsuz yönde etkiliyor.
Günümüzde kapılarda bulunan dürbünün yerine eski evlerde tırhış denen
tahta perde olduğunu anlatan Özden, tırhışın dışarıdan bakıldığında içeriyi
göstermediğini, sadece dışarıyı gösterdiğini söyledi. Özden kadınların,
tırhışların arkasından sohbet ettiğini böylece sokaktan geçen yabancıların
kadınları görmediğini belirterek, İri gözler ufak gözler, beni gizler, seni
gözler bilmecisinin de Erzurumda tırhışı anlattığını ifade etti.
Kapıların insan ilişkileriyle değiştiğini vurgulayan Özden, konuşmasını
şöyle tamamladı:
Eskiden biz kapılarla dostluğa açılırdık. Kapıların değişmesi, insanların
birbirine olan güveninin azalmasının bir göstergesi. Biraz da eğitim düzeyiyle
alakalı. Eskiden insanlar belki okulda verilen eğitim manasında çok iyi bir
tahsil görmüyordu, ama komşuluk ilişkileri onları eğittiği için birbirlerinden
zarar görmeyeceklerini hissediyorlardı, biliyorlardı. Zaten zarar göreceği
insanla da ilişkilerini ona göre ayarlıyorlardı. Şimdi kimden zarar gelir, kimden
gelmez ayarlayamıyoruz. İnsanlar birbirlerini tanırlarsa birbirlerine güvenip
güvenemeyeceklerini anlarlar. Eve giriş çıkışlar zorlaştı. Artık kapılarımız bir
kale kapısına dönmeye başladı.
-Kapıların bir suçu yok, suç bizde-
Erzurum Girişimci Kadınlar Derneği Başkanı Zekiye Çomaklı da toplum
değiştikçe kapıların da değiştiğini söyledi.
Ahşap kapılardan çelik kapılara geçerken çelik kapıları suçlamayalım.
Çelik kapılar günümüzde aslında çok değerli bir icat diyen Çomaklı, komşuluk
ilişkilerinin değiştiğine dikkati çekerek, apartmanda insanların komşularını
tanımadığını, birbirlerinden habersiz olduklarını ifade etti.
Türk toplumunun komşuluk ilişkilerine önem verdiğini ifade eden Çomaklı,
Komşuluk ilişkilerine çok değer veren bir milletiz. Komşusu açken tok yatan
bizden değildir diyen bir dinin mensuplarıyız. Bunlar bize yakışmıyor. Ama ne
yazık ki Avrupalılara özenmekten, kendi gelenek göreneklerimizi unutuyoruz.
Kültürünü unutan, kültürel dejenerasyona uğrayan milletler millet olma vasfını
kaybeder. Biz kültürümüzü unutmamalıyız. Türk-Müslüman toplumunun evlatlarıyız.
Onun için kapıların bir suçu yok, suç bizde diye konuştu.
Yayıncı: Emine Konuk