AĞRI (A.A) - Fatma Güven - Ağrıda oğullarından biri 17 yıl önce
terör örgütüne katılarak dağa çıktığı iddia edilen diğeri polis olan anne baba
çözüm sürecine destek verilmesini istedi.
Baba Reşit Kızılkurt AA muhabirine, 1996 yılında çalışmak için İstanbula
giden oğlunun terör örgütüne katıldığını tahmin ettiklerini, o günden beri
kendisinden haber alamadıklarını söyledi.
Çözüm sürecini umut olarak gördüklerini belirten Kızılkurt, "Bir oğlum 17
yıldır dağda, biri de polis. Ben 17 yıldır gece gündüz ağlıyorum. Çözüm süreciyle
iki oğlumun kucaklaşacağı günü bekliyorum. Ağlayan, gözyaşı döken benim. Ciğeri
yanan benim. Bu kanın durdurulmasını istiyorum dedi.
Kimsenin gözyaşı dökmesini istemediğini vurgulayan Kızılkurt, şunları
kaydetti:
Hiç kimse benim gibi ağlamasın. Analar, babalar gözyaşı dökmesin artık.
Biz barış istiyoruz. Çözüm sürecine karşı çıkan devlet büyüklerinde evlat şefkati
yok. Eğer onlarda evlat şefkati olsaydı sürece destek verirdi. Ben istiyorum ki
her iki evladım kucaklaşsın. Bir çatışma haberi duyduğumda acaba dağdakini mi
yoksa polise mi bir şey oldu deyip ağlıyorum. Bir evin iki evladı karşı karşıya.
Bizden daha acılı bir aile var mı acaba- Artık bitsin bu kan, gözyaşı. Dindirin
artık acımızı. Oğlumun hasretinden felç oldum, bir kolum tutmuyor. Artık gücümüz
kalmadı. Fidan gibi evladımı kurban verdim, yeter artık."
-"Biri vatanı koruyor, diğeri kurşun sıkıyor, ikisi de ciğerim"-
Gecekonduda oturduklarını, hayvan alım satımı yaparak ailesinin geçimini
sağladığını anlatan Kızılkurt, örgüte katılan oğlunun gelmesini her sabah ümitle
beklediğini söyledi.
Baba yüreğinin bu duruma artık dayanamadığını belirten Kızılkurt, şöyle
konuştu:
"Televizyonda, gazetedeki haberlere bakıp ağlıyorum. Her iki tarafta da
benim canım var. Hangi tarafa baksam ağlıyorum. Biri vatanı koruyor, diğeri
kurşun sıkıyor, ikisi de benim ciğerim. Buradan dağdaki oğluma sesleniyorum.
Yavrum ne olur gel. Açtım kucağımı, seni bekliyorum. Baban olarak ayaklarına
kapanıyorum, ne olur dön evine. Annen de ben de 17 yıldır gece gündüz ağlıyoruz.
Hasretine dayanacak gücümüz kalmadı yavrum."
-"Ben ne şehit annesi ne de terörist annesi olmak istiyorum"-
Anne Kudret Kızılkurt da Kürtçe yaptığı konuşmada, oğlunu çok özlediğini ve
yıllardır telefonunu beklediğini ifade ederek, çözüm sürecinde sonuca
ulaşılmasını istedi.
Evladı ölen her annenin acısını yüreğinde hissettiğini vurgulayan Kızılkurt,
şunları söyledi:
"Ağlamaktan gözlerim kör oldu. 17 yıldır oğlumun sesini bile duymadım. Ölü
mü, sağ mı bilmiyorum. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğana sesleniyorum, artık
barışı sağlayın. Çocuklarım bir araya gelsin. Ben ne şehit annesi ne de terörist
annesi olmak istiyorum. Dağdakilerin anneleri anne değil mi, onların da evlatları
ölüyor, askerlerin de. Onların cenazeleri dağ başında kalıyor. Şehitlerin
cenazeleri en azından eve geliyor. Ben her gün bu korkuyla yaşıyorum. İki tarafın
da annesiyim. Çocuklarım bir araya gelsin. Oğlum, hani sen anneni çok severdin
neden beni bırakıp gittin- Bari bir telefon aç, sesini duyayım. 17 yıldır
neredesin-"
-"Bir sabah uyandığımda yatağında yoktu"
Amca Kemal Kızılkurt ise 1996da İstanbula gittikten bir süre sonra
yeğeninin ortadan kaybolduğunu belirterek, şunları anlattı:
"İkimiz de 16 yaşındaydık. Aynı odayı paylaşıyorduk. Yeğenim zamanla
dağdakilere sempati duymaya başladı. Bir pazar sabahı uyandığımda yatağında
yoktu. O günden beri annesi ve babası perişan oldu. 3 yıl evlerine gidemedim.
Kapıdan girdiğimde annesi, sen geldin de oğlum nerede- diyor. Devlet
büyüklerimize sesleniyorum, biz artık barış istiyoruz. Bu ailenin feryadını
duymalarını istiyoruz."
Kızılkurt ailesinin torunu 4 yaşındaki Cüneyt Kızılkurt da dedesi ve
babaannesinin gözyaşlarını silerek, "Ben barış istiyorum. Kimse ağlamasın artık.
Amcam gelsin istiyorum" dedi.
Yayıncı: Mustafa Yıldız