MALATYA (A.A) - Malatya Belediyesi Muharrem ayı dolayısıyla
Ehli Beyt Sevgisi konulu bir panel düzenledi.
Araştırmacı-yazar Dursun Gümüşoğlu, belediye konferans salonundaki panelde,
Kerbela olayını anlattı. Hazreti Hüseyinin güzelliğin, yüceliğin temsilcisi
olduğunu belirten Gümüşoğlu, Yezidin ise nefsin sembolü olduğunu söyledi.
İnsanın esas Yezidinin nefsi olduğunu kaydeden Gümüşoğlu, Tercihimizi
daima Hüseyinin dik, ahlaklı, Muhammedi duruşundan yana kullanmamız gerekir
dedi.
Kerbeladan kurtulan tek kişi olan Zeynel Abidin ve aileden bir kaç kadının
kuzeye göç ettiğini hatırlatan Gümüşoğlu, bu insanların İslamı gittikleri
coğrafyalarda yaymaya devam ettiğini belirtti. Gümüşoğlu, şöyle konuştu:
Emevilerin, Abbasilerin dayatmak suretiyle bir İslam yayma anlayışı
vardı. Bir de sevgi temelli bir İslam yayma anlayışı vardı. Sevgi temelli olan,
Ehli Beytin ve onun yolundan giden insanların İslam anlayışı başarılı oldu.
Bunun benzerini biz Osmanlı Devletinde de görüyoruz. Osmanlıda fütuhat ricali
vardı. Arifler, topraklar feth edilmeden o topraklara gidip önce insanların
gönüllerini feth ediyorlardı.
Hazreti Hüseyinin Müslümanım diyen bütün insanların ortak değeri
olduğuna işaret eden Gümüşoğlu, Hazreti Peygamberin Aliyi seven beni sevmiş
olur mealindeki hadisi şerifini hatırlattı.
Gümüşoğlu, bütün Alevi cemlerinde Hazreti Peygambere övgü olduğunu
belirterek, aynı geleneğin Sünni inanışında da olduğuna dikkati çekti.
Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında yaşayan herkesin ortak noktalarını
hatırlamaları gerektiğini vurgulayan Gümüşoğlu, Hiç içinizde Ali, Hasan,
Hüseyin isminde akrabası olmayan var mı- Yok. Bunlar hepimizin ortak değerleri,
ortak isimleri. Ama hamd olsun ki; Yezid ismi yok. Demek ki hepimiz şu ya da bu
şekilde Hüseyinin tarafındayız diye konuştu.
-Prof. Eğri: Ehli Beyt rahmettir, rahmet de gül kokar-
Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Osman Eğri de Ehli Beytin
rahmet olduğunu, rahmetin de gül koktuğunu söyledi.
Hazreti Peygamberin Eğer bir toplulukta ben ve evladım konuşulursa,
anılırsa gökteki melekler birbirlerine şöyle söylerler, falanca mecliste Hazreti
Muhammed Mustafa ve onun evladı konuşuluyormuş ve orada gül kokuyormuş. Bunu
duymayan hissetmeyen melekler siz de gidin orada gül koklayın. Gidin koşun
toplantı dağılsa bile orada gül kokmaya devam eder mealindeki hadisi şerifini
anımsatan Eğri, rahmetin nur olduğunu kaydetti. Eğri, şöyle konuştu:
Nur Süresi 35-36ncı ayetlerde Allah göklerin ve yerin nurudur diyor. Bu
ayeti tefsir ederken İmam Cafer Sadık o nurun içerisinde yandığı kandile Muhammed
Mustafa Aleyhisselam, der. Fitil Hazreti Fatımadır. Kandilin sürekli yanmasını
sağlayan yağ ne şarktan ne de garptan olan Hasan ve Hüseyindir. Bu şu demektir.
Hasan ve Hüseyinin evlatları ne şarkta ne de garpta gitmedik yer
bırakmayacaklar. Muhammed Mustafanın nuru şarka da garba da ta Mehdi zamanına
kadar ulaşacaktır. O zaman gül devridir. Yeni bir Nur-u Muhammedinin yeryüzüne
damladığı devirdir.
Panele Malatya Valisi Vasip Şahin, Malatya Belediye Başkanı Ahmet Çakır,
Hacı Bektaşi Veli Kültür Merkezi Vakfı Başkanı Hasan Meşeli, İmam Zeynel Abidin
Türbesi Kültür Vakfı Başkanı Erdoğan Ünverdi, Cem Vakfı Malatya Şubesi Başkanı
Eşref Doğan, diğer protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı.
Muhabir: Yeter Erdine / Tuba Karahan
Yayıncı: Erdem Gültekin