BURSA (A.A) - Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Moodys gibi
uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları küresel krizde, ondan öncesinde ve
sonrası iyi bir sınav vermediler dedi.
Bakan Şimşek ve eşi Esra Şimşek, ilk olarak Bursa Valisi Şahabettin Harputu
tarihi Heykel Valilik binasında ziyaret etti. Burada yapılan konuşmaların
ardından Harput, Şimşeke İznik çinisi hediye etti. Bakan Şimşek ve eşi, daha
sonra Büyükşehir Belediyesine geçerek, Belediye Başkanı Recep Altepe ile
görüştü.
Şimşek, burada yaptığı açıklamada, Bursanın ekonomik anlamda çok iyi bir
şehir, büyük bir alt yapısı olduğunu, sadece imalat sanayi değil, bunun dışında
büyük bir turizm potansiyeli bulunduğunu söyledi.
Ayrıca termal anlamında yeni 7 bin yatak kapasiteli bir yer
düşünülüyormuş diyen Şimşek, şöyle konuştu:
Bursa otomotiv, tekstil ve yan sanayiyle bilinse de aslında tarımdan
sanayiye kadar hakikatten Türkiyede çok özgün bir yönü, ağırlığı olan bir şehir.
Bunu bütün bakanlar görebiliyoruz. Özellikle ihracatta İstanbuldan sonraki
ikinci büyük il olması, imalattan ihracata, çok ciddi bir kapasite, çok iyi bir
performans söz konusu. Bizim 2023e ilişkin iddialı hedeflerimiz var. Bu iddialı
hedefleri Bursa gibi iller sırtlayacak. Sonuçta, Bursadaki üretim ve dinamizm
hakikatten çok kritik. O nedenle biz sanayicimizin önünü açıyoruz. Mesela
Bursada belli sektörlerde yatırım yaparsanız, 5inci Bölge teşviki alıyorsunuz.
Yani stratejik yatırımlar, mesela özel bölgelerde turizm tesisleri ya da
madencilik veya eğitim. Tüm bunlar 5inci Bölge teşviki alıyor. Biz bunu son
düzenlemeyle gözden geçirdik. Eskiden sadece belli bölgeler, yani doğu, güneydoğu
ön plandaydı. Şimdi 7 yıla kadar çok önemli teşvikler söz konusu. İnanıyorum ki
Bursa mevcut üretim alt yapısına daha da fazlasını ekleyecek.
-Cumhuriyet tarihinin en büyük destekleri-
Bakan Şimşek, bir gazetecinin Bursaya olan teşvik artacak mı- sorusuna
şu yanıtı verdi:
Üretim, ihracat, yatırımlar anlamında Cumhuriyet tarihinin en büyük
desteklerini geçen sene devreye soktuk. Yani teşvik dediğiniz zaman aslında
Maliyenin vergilerden vazgeçmesi demektir. Teşvik sadece bundan ibarettir.
Dolayısıyla bizim geçen sene uygulamaya koyduğumuz teşvik sistemi oldukça
cömertti diye tanımlanabilecek bir sistemdi. Bu aşamada yeni bir şey yok
gündemde.
-Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarına eleştiri-
Başka bir gazetecinin uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moodysin
Türkiye ile ilgili kararını nasıl değerlendirdiğini sorduğu Bakan Şimşek,
şunları ifade etti:
Tabii Türkiye şu anda piyasalar nezdinde zaten yatırım yapılabilir ülke
kategorisinde değerlendiriliyor. Moodys gibi uluslararası kredi derecelendirme
kuruluşları küresel krizde, ondan öncesinde ve sonrası iyi bir sınav vermediler.
A notu verdiği ülkeler battı, 3A notu verdikleri şirketlerin tahvilleri veya
kendileri battı. Yani çok kötü bir sınav verdiler. Türkiyeye ilişkin
yaklaşımları da bence bu çerçevede değerlendirilmelidir diye düşünüyorum. Önemli
olan biz evimizi düzene koyalım. Biz, ülkemizin temellerini sağlamlaştıralım,
bunlar eninde sonunda mecbur kalacaklar. Bugün Türkiyenin -yani ben devleti
kastediyorum, çünkü bunlar sonuçta ülkeye not veriyorlar- ama devletin
performansına da bakıyorlar. Bugün Türkiye Cumhuriyeti devleti dış dünyada 32
milyar lira alacaklıdır. Yani devlet olarak bizim dış dünyaya borcumuz yok, biz
dış dünyadan alacaklıyız. Net olarak.
-Tüm bu gerçekleri çok geriden takip ediyorlar-
Türkiyenin iç-dış borç stokunun milli gelire oranının yüzde 18 olduğunu
belirten Şimşek şöyle devam etti:
OECD ülkelerinde bu oran yüzde 100ün üzerinde, ABde bu oran yüzde
90ların üzerinde. Sonuçta niçin kredi notu verilir- Bir ülke borcunu ödeme
kapasitesine sahip mi borcunu ödeyebilir mi bir de ödeme iradesine sahip mi- Yani
ödemek ister mi- Türkiye bunu iradesiyle ortaya koymuş. Biz geçmişte Osmanlının
dahi borçlarını ödemişiz. Böyle bir ülkeyiz yani. İkinci olarak Türkiye bugün
Avrupanın en güçlü ekonomilerinden bir tanesi. Ama bizim kredi notumuz bunu
yansıtmıyor. Bu da tabii ki piyasalar tarafından farklı bir şekilde
değerlendiriliyor. Ben daha yeni New York, Londradan geldim. Orada 400 fon ve
yöneticisiyle bir araya geldim. Şimdi onların gözünden baktığınız zaman Türkiye
bugün 10 yıllık yüzde 3ten borçlanabiliyor, dolar cinsinden, devlet olarak. Bunu
karşılaştırın bugün diğer Avrupa ülkeleriyle. Yani notu bizden çok çok yüksek
olanlar bu düşük faizlerle borçlanamıyorlar. Demek ki piyasa kararını vermiş.
Piyasa zaten notunu vermiş. Kredi notu itibarıyla biz yatırım yapılabilir
kategorideyiz ama Moodyse göre değiliz. Fakat son 10 yıl içerisinde Türkiyeye
122 milyar dolarlık küresel doğrudan yatırım gelmiştir. O bile tek başına bu
değerlendirmelerin eksik olduğunu, Türkiyenin geldiği noktayı yansıtmadığını
hepimiz görüyoruz, yani gösteriyor. 2002 yılında Türkiyede küresel sermayeli 5
bin 600 firma vardı. Bugün 32 bin firma var. 1980den 2003e kadar Türkiyeye
küresel yatırım olarak, doğrudan yatırım olarak, 14,8 milyar dolar gelmiş. Bizim
dönemimizde de 122 milyar dolar gelmiş. Yani tüm bunlar şunu ortaya koyuyor,
Türkiye çok büyük bir değişim ve dönüşümden geçti. Türkiyenin makroekonomik
temelleri çok sağlam. Tüm bu gerçekleri çok geriden takip ediyorlar. Eninde
sonunda gerçeği görecekler.
Muhabir: Harun Kaymaz / Mehmet Bayer
Yayıncı: Kamuran Akkuş