İSTANBUL (A.A) - Mısırlı gazeteci yazar Fehmi Huveydi,
Türkiyede, Necmettin Erbakan ile başlayan İslami hareketin, zaman içinde gelişip
Recep Tayyip Erdoğan ile ulusal politikaya dönüştüğünü belirterek, Biz şu an
hala Erbakan dönemindeyiz dedi.
İstanbul Dolmabahçedeki Başbakanlık Ofisinde düzenlenen Medeniyetler
İttifakı Konferansına katılan Huveydi, Arap uyanışı ve Ortadoğu konulu
konuşma yaptı.
Başbakanlık Başmüşaviri Prof. Dr. Bekir Karlığanın eşlik ettiği Huveydi,
konuşmasında, Arap dünyasındaki devrimlerin halklar tarafından meşru talepler
için yapıldığına dikkati dikkati çekerek, Devrimler, halk tarafından
diktatörlere karşı lidersiz başlatılmış hareketlerdir diye konuştu.
Bölgedeki değişimler için Arap baharı yerine Arap uyanışı
denilmesini öneren Huveydi, devrimlerle halkların uyandığını ve kendi tarihi
potansiyelini fark edip yapması gerekeni hayata geçirdiğini belirtti.
Huveydi, şöyle devam etti:
Bu uyanış, sadece devrimin yaşandığı ülkelerde değil, tüm ülkelerde etkili
olmuştur. Fastan başlayıp Körfez ülkelerine, Ummana uzanan ve istekleri
kapsayan bir devrimdir. Halklar, bu devrimi siyasi lider olmadan yapmaktadır.
Devrim, her şeyden bağlantısız yapılmaktadır. Umman, Birleşik Arap Emirlikleri ve
Suudi Arabistanda yaşananlar, tutuklamalardan ibaret değildir. Bu, isteklerin
dillendirilmesidir.
Fehmi Huveydi, Arap uyanışının kimse tarafından beklemeyen sürpriz bir
gelişme olduğunu anlatarak, Bir Körfez ülkesinde protesto gösterilerinin
yapıldığı yerlere hayvanlar getirdiler. Diktatörlerin resimlerini de getirdikleri
hayvanlara astılar. Daha önce kimse böyle bir şeyi tahmin dahi edemezdi. Arap
halkı baskıdan bıktı. Şu bir hakikat ki Arap halkları uyandı ve tarihte alması
gereken rolü üstlendi diye konuştu.
-Mısır, Türkiye ve İran üçgeni-
Mısırın stratejik ve büyük bir ülke olduğunu söyleyen Huveydi, şunları
söyledi:
Mısırın resmi nüfusu 191 milyon, bir kısmı Mısırda bir kısmı ise
yurtdışında yaşıyor. Türkiye ve İranda da yaklaşık 70 milyon insan yaşıyor.
İnsan gücü önemli bir potansiyel. Mısır, Türkiye ve İran bölge için tarihi,
stratejik önemi olan ülkelerdir. Bu üç ülke, bir güç üçgenidir ve Batının
çıkarları da bu üçgendedir. Batı ve İsrail bu bölgeden ayrılmaz. Her zaman
sömürgeciler, bu bölgede etkin olmak istemiştir. Napolyon, Mısırı ele geçiren
dünyayı ele geçirir, Mısır bir incidir, bu inciyi alan dünyayı eline alır
demişti. Mısır, Cemal Abdunnasır öldükten sonra, İran da devrimden sonra üçgene
girdi. Bu üç ülke birleşirse bu bölgede çok şey değişir.
-İsrail ve diğer dış güçler değişime karşı-
ABD için bölgede petrol ve İsrailin en önemli iki konu olduğunu ifade
eden Huveydi, bölgedeki değişimin ABD ve İsrailin çıkarlarına ters olduğunu
söyledi.
Huveydi, şöyle devam etti:
İsrail, daha önce Mısırda hiçbir değişime izin vermeyeceğiz demişti.
İsrail ve diğer dış güçler, Mısırı kırmızı çizgi olarak görüyordu. Fakat
İsraile rağmen, bölgede devrim oldu. Halklar, lidersiz ve projesiz ayaklandılar
ve olup bitenler herkes için sürprizdi. İsrail basınını takip ettiğimizde
Mısırın devrik lideri Mübarekin İsrail dostu olduğunu anlamak güç değil. Eski
liderlerden Enver Sedat zamanında imzalanan 2. barış anlaşması da İsrailin
ikinci doğumudur. Ancak şu an Mısırın İsraile karşı tutumu tamamen değişti.
-Rejimin başı yıkıldı ancak rejim devam ediyor-
Arap uyanışının rejim değişikliğiyle sonuçlandığı ülkelerde başların
yıkıldığını ancak ana yapının hala devam ettiğini savunan Huveydi, bu ülkelerdeki
değişimin Türkiyedeki değişimle benzerlik gösterdiğini kaydetti.
Huveydi, şöyle konuştu:
Türkiyede AK Parti 2002 yılında seçimi kazanmadan önce, üç ayağın
değişmesi gerektiğinden bahsediyordu. Bunlar; medya, ordu ve yargı. Bu üç temel,
tüm ülkeler için önemlidir. Türkiyede Necmettin Erbakan ile Milli Nizamın
siyasete girmesine müsaade edilmesiyle İslami hareketler gelişti ve bu gelişim AK
Partiyi doğurdu. Mısırda biz hala Erbakan dönemimdeyiz. Erdoğan aşamasına
ulaşamadık. Bu yüzden Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi çoğulculuğu
sağlayamadı.
Son zamanlarda Başbakanlıktan dinleme cihazının çıkmasının da derin devleti
gösterdiğine işaret eden Huveydi, Bu temeller Mısır için de geçerli. Mısırda
da derin devlet var ve yargı, medya ve ordu çok güçlü. Mısırda eski rejim,
mevcudiyetini devam ettirmektedir. Uluslararası basın ise ülkenin gerçek yüzünü
göstermiyor. Devrimin kalıntılarını gösteriyor. Mısır şu an geçiş döneminde ve
bir ameliyat geçirdi. Bu yüzden süreye ihtiyacımız var. Biz 40 yıldır
diktatörlükte yaşıyoruz ifadesini kullandı.
Mısırdaki muhaliflerin ve diğer grupların tek bir yapıdan oluşmadığını
vurgulayan Huveydi, Demokrasiden korkan, Müslüman Kardeşlerden korkan ve
değişimden korkan muhalifler var. Bunların hepsi farklı. Selefiler de kendi
içlerinde ayrılıyor. Bir kısım Selefi siyasete karşıdır, bir kısmı ise siyasette
rol alır diye konuştu.
-Devrim sonrası siyasi katılım arttı-
Huveydi, rejim kalıntılarına rağmen Mısırda değişimin hissedildiği, küçük
çocukların dahi eski rejimle yeni rejimi kıyaslayabildiğini söyledi.
Mübarek sonrası yeni kurulan hükümette seçime katılımın partiler ve halk
tarafından arttığına dikkati çeken Huveydi, Siyasi çoğunluk, rejimin
değiştiğini gösterir. Mısırda şu an 17 yeni parti kuruldu ve seçimlere katılım
arttı dedi. Huveydi, Müslüman Kardeşlerin ve Selefilerin siyasette yeni
olduklarını ve bu yüzden tecrübeye ihtiyaç duyduklarını kaydetti.
Huveydi, Benim umudum, geçiş süresinin kısa sürmesi. Arap dünyasındaki
devrimin sonucu, Mısırdaki devrimin sonucuna bağlı. Fakat bu ülkeleri, ekonomik
ve sosyal zorluklar beklemektedir diye konuştu. Huveydi, diğer ülkelerin
devrimin yaşandığı ülkeleri desteklemesi gerektiğini ifade ederek, Türkiye,
ekonomik olarak büyümektedir. Mısırda 200den fazla Türk şirketi ülkenin
kalkınmasına yardımcı oluyor. Katar ve Suudi Arabistan da para yardımı yaptı
dedi.
Huveydi, Filistin sorununa yönelik bir soruyu, şöyle yanıtladı:
Filistin, ABD için stratejik bir mesele ancak biz gücümüzü bir araya
getirirsek mesele için bir çözüm üretebiliriz. Gazzeden ilk kez Tel Avive roket
fırlatılınca, İsrail saldırıyı durdurmak zorunda kaldı. Filistin ve İsrail
sorununu çözmek için bölgedeki Arap ülkelerinin demokratikleşmesi gerekir.
Huveydi, Suriyedeki olaylara da değinerek, 100e yakın muhalif grubun kendi
içinde çatışma yaşadığını ve Esed sonrası Suriyenin bu çatışmaya şahit olacağını
savundu. Huveydi, Bazı ülkeler muhalefeti silahla destekliyorlar fakat bu, uzun
süreçte yarardan çok zarara yol açabilir. Ülkenin yarısını Esed yıktı, diğer
yarısını bu silahlı gruplar yıkabilir diye konuştu.
-Mısırda laikler bile kendilerini laik olarak tanıtmaz-
Laiklikle ilgili bir soruya karşılık da Huveydi, Türkiyedeki tecrübe
doğrudan Mısıra aktarılamaz. Mısırda laiklik kötü bir vasfa sahip. Mısırdaki
laikler bile kendilerine laik demezler. Kendilerini sivil hareketler olarak
tanımlar. Fakat Türkiyede, İslam, demokrasi ve laiklik birbirleriyle
uzlaştırılmış durumda yorumunda bulundu.
Fehmi Huveydi, Konyada düzenlenecek etkinlikte de Ortadoğu ve Arap
Uyanışı başlıklı bir konuşma yapacak.
Muhabir: Zehra Yaman/Orhan Güvel
Yayıncı: Tarkan Demir