KOCAELİ (A.A) - Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, bu sene
bütçe hedefinden 1 puan sapmanın ön görüldüğünü belirterek, Onun ne kadarının
vergilerle telafi edilmesi gerektiği yönünde hükümetin bir kararı olacak. Burada
bunun bir kısmı ön görülenin altında büyümeden kaynaklandığı için doğal diye
karşılamak lazım dedi.
Başçı, Kocaeli Ticaret Odası Toplantı Salonunda yaptığı konuşmanın
ardından, toplantıya katılan sanayici, iş adamları ile öğrencilerin sorularını
yanıtladı.
Başçı, Bütçe dengesinde 1 puan kadar sapma olması beklentilerine ilişkin
görüşünün sorulması üzerine, Bu sene bütçe hedefinden 1 puan sapma ön
görülüyor. Onun ne kadarının vergilerle telafi edilmesi gerektiği yönünde
hükümetin bir kararı olacak. Burada bunun bir kısmı ön görülenin altında
büyümeden kaynaklandığı için doğal diye karşılamak lazım. O yapısal olarak bir
açık değil, büyüme toparlandığı zaman kendiliğinden telafi olacak ve otomatik
olarak düzelecek. Ancak bir kısmının telafi edilip edilmeyeceği ve nasıl telafi
edileceği tamamen hükümetimizin vereceği bir karar şeklinde konuştu.
Bunun geçen yılki etkiden daha az bir etki yapacağını vurgulayan Başçı, bunu
enflasyon üzerinde daha sınırlı bir risk olarak gördüğünü dile getirerek, Bunun
dışında enflasyona yönelik bir risk var mı- diye sorarsanız. Enerji ve gıda
fiyatları. Enerji ve gıda fiyatları inanılmaz oynak diyebilirim ifadesini
kullandı.
Parasal teşviklerle ilgili de Türkiyenin frenleri de sağlam, gaz pedalı
da sağlam diyen Başçı, şu an itibariyle iç dinamiklerin çok kuvvetli olduğunu,
kademeli şekilde frenden ayağın çekilmesinin yeterli olacağını kaydetti.
Başçı, parasal teşvike şu anda ihtiyaç olmadığını dile getirerek, ancak
bunun olmayacak anlamına da gelmeyeceğini, Türkiyenin bir miktar parasal
teşvike de ihtiyacı olabileceği durumlarla karşılaşılabileceğini ancak şu anda o
noktadan uzak olunduğunu bildirdi.
-Bakan Çağlayanın açıklamaları
Başçı, bir katılımcının Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan faiz koridorunun
daraltılmasının ardından politika faizlerinin de indirilmesini arzuladıklarını
söyledi. Politika faizlerinin yakın dönemde düşürülmesi düşünülüyor mu- Bakan
Çağlayanın son dönemde Merkez Bankasına yönelik açıklamalarını bağımsızlığınıza
bir müdahale olarak görüyor musunuz- şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi:
Biz görmüyoruz, bu konuda çok rahatız ama bunu kamuoyunun da böyle
algılamasında büyük fayda var. Çünkü özellikle yurt dışında yanlış
yorumlanabiliyor. Türkiye, Merkez Bankasını iyi tanıyor. Türkiyede herkes
Merkez Bankasının neye bakarak karar verdiğini gayet iyi bilir. Ama yurt dışında
özellikle yabancı basında bu, soru işaretlerine yol açıyor. O açıdan bunu bizim
anlatmamız lazım, görev bize düşüyor. Olaya şöyle yaklaşıyoruz, Merkez Bankası
kararları geniş kesimleri ilgilendiriyor. Dolayısıyla banka ekonomistleri merkez
bankasının kararlarıyla ilgili mutlaka bir algıya sahiptirler, bir analiz
yaparlar, gazeteciler köşe yazarları yaparlar, yapmaları doğaldır. İş adamları
kötü bir şey hissettikleri zaman bunu dile getirirler. Bu doğaldır. Biz verilere
bakıyoruz, gerçekten böyle bir sorun var mı- Nereden geliyor- diye. Hatta
gerekirse sorarız iş adamına nedir bu diye, o yüzden bu konuşmalar normal.
Başçı, doğrudan Merkez Bankası ile ilişkisi olmayan bir bakanın bunu
söylemesine bu çerçeveden baktıklarını anlatarak, Reel sektörden kötü bir
sinyal aldı, buna daha dikkatli bakalım deriz ama ekonomik göstergelere bakarız.
Merkez Bankasının kanunları bellidir, fiyat istikrarı, finansal istikrar, bunlar
bellidir. Ekonomik veriler harekete geçmemizi gerektiriyor mu- Nasıl bir araç
kullanalım, hangi kolu çekelim, hangi düğmeyi çevirelim- Sonra oturur para
politikası konusunda tartışırız arkadaşlarla. Bir adım atmak gerekiyorsa mutlaka
o adımı tereddüt etmeden atarız. Adım atmamak gerekiyorsa da adım atmayız dedi.
-Yanlış algılamaları düzeltmek bize düşü
Yanlış algılamaları düzeltmenin kendilerine düştüğünü ifade eden Başçı, çok
net bir şekilde hangi şartlar altında hangi aracı nasıl kullanacaklarını
söylemeleri, kamuoyuna açıklamaları halinde bir sorunun kalmayacağını ifade etti.
Başçı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Nasıl Amerikan Merkez Bankası çok net şekilde ortaya koydu, dedi ki
işsizlik olağanüstü yüksek, normal seviyelere inene kadar, hatta 5,5-6lara
kadar her ay 40 milyar dolar basmayı taahhüt ediyorum. Şimdi biz de buna benzer
söyleyebiliriz. Şimdi hemen size söyleyeyim 5,75lik politika, bu bizim politika
araçlarımızdan sadece bir tanesi. İlave başka politika araçları var. Likidite
politikası var, parayı bol veririz geri çekeriz. Başka araçlarımız var, dövizle
ilgili bir şeyler yapabiliriz. Dolayısıyla bunların hepsinin iyi bir şekilde
anlatılması halinde o zaman bir sorun olmaz. 5,75 ile ilgili hemen net bir
şekilde söyleyeyim, bu gündeme dahi alınmadı, para politikası toplantılarında
5,75in değiştirilmesi hangi şartlar altında gündeme alınabilir.
Bu konunun aklına gelen 3 şart altında gündeme gelebileceğini belirten
Başçı, Bunlardan birincisi, Lehman benzeri küresel yeni bir kriz. Bu kriz akut
bir kriz haline dönüşür, çok ani sert bir krize dönüşür, bütün ülkelerin riskleri
yukarıya fırlar. 5,75te kimsenin inanamayacağı kadar yüksek indirim yapabiliriz,
çok da hızlı yaparız, kimse endişe etmesin ama bu bir cephanedir. Bu krizi
görmeden bu cephaneyi harcamayız. Ya da döviz kurları üzerinde aşırı bir
değerlenme baskısı olur, Türk lirası olması gereken dengesinden sapar çok aşırı
değerli olur. O zaman dikkatli bir şekilde 5,75i gözden geçirmeyi kurul
gündemine alırız. Ya da üçüncü bir şart, enflasyon 5,75in altına düşer seviye
olarak ve görünümü de 5in altına düşer. Benim tahminime göre buna artık 5in
altında enflasyon deriz, fiyat istikrarını aşağı risklere göre belirleriz, acaba
çok ufak ölçekli indirim yapalım mı, yapmayalım mı- diye gündeme getiririz
şeklinde konuştu.
Muhabir: Tahir Turan Eroğlu
Yayıncı: Murat Paksoy