ANTALYA (A.A) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, çözüm
süreciyle ilgili, Sayıları bin 500ü bulduğu iddia edilen eşkıyaların ülkemizi
terk etmesi bu kadar alengirli, bu kadar netameli midir dedi.
Bahçeli, Antalyanın Manavgat ilçesindeki bir otelde yapılan MHP Belediye
Başkanları Toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye genelinde 8i il, 96sı ilçe,
264ü belde olmak üzere 368 belediye yönetiminin MHPde olduğunu belirtti.
MHPli yöneticilerin görevlerini layıkıyla yerine getirdiğini ve getirmeye
devam ettiğini ifade eden Bahçeli, Mesnetsiz suçlamaları yerle bir ederek
bugünlere geldiniz. Asılsız ihbarları, dayanaksız suçlamaları, uydurma
şikayetleri yenerek, ters yüz ederek bugünlere ulaştınız. İktidar güdümündeki
tetikçi müfettişlerin adrese teslim raporlarına aldırmayarak, zulüm ve
zorbalıklara itibar etmeyerek görevinizi yaptınız. Siyasallaşan hukukun
eziyetlerine, yargı cinayetlerine direndiniz. Ne mutlu sizlere ki direnmeye devam
ediyorsunuz diye konuştu.
Yerel yönetimlerde gösterilen performansa Türk milletinin duyarsız
kalamayacağını dile getiren Bahçeli, MHP açısından belediyeciliğin aşk ve
adanmışlık anlamına geldiğini, hedeflerinin milleti mutlu, insanları umutlu ve
huzurlu kılmak olduğunu kaydetti.
Kimseyi dışlamadan, ayırmadan, ayrı bırakmadan her bir vatandaşı
kucaklayacak kararlılıkları ve yerel yönetimlerde şaşmaz iradeleri olduğunu
vurgulayan Bahçeli, siyasi görüşü, kökeni, doğduğu yöresi, anasının dili, inancı,
mezhebi ne olursa olsun tüm vatandaşları eşit gördüklerini bildirdi.
Bahçeli, 30 Mart 2014te yapılacak mahalli idareler seçimleri için 24 Ocak
2013te seçim startı verdiklerini hatırlatarak, MHPnin 44 yıllık şerefli mazisi,
deneyimi ve emanetleriyle milletinin hizmetinden bir an olsun ayrılmadığını,
bundan sonra da ayrılmayacağını söyledi.
-Çözüm süreci-
Çözüm sürecine değinen Bahçeli, bugünkü Türkiye manzarasına bakıldığında
kaygılanmamanın, karamsarlığa kapılmamanın mümkün olamayacağını ileri sürdü.
Vicdan sahibi, milli kimliğini kaybetmemiş, insafını yitirmemiş kim varsa bugünkü
gidişattan rahatsız olduğunu iddia eden Bahçeli, sözlerine şöyle sürdürdü:
Türkiye Cumhuriyeti maalesef bir terör örgütünün, 29 yıldır kan döken, can
alan bir cinayet çetesinin eline bakar hale getirilmiştir. İmralı canisinin ne
söylediği, Kandildeki katillerin neyi ima ettikleri, BDPli aracıların nelerden
bahsettikleri herkesin dilinde olup gündem oluşturmakta, manşetlerden kamuoyuna
yansımaktadır. AKP hükümeti benimsediği bölücü stratejiyle PKKyı toplumsal
yapıda meşruiyet dairesine sokmaya, militanları da siyasal bir aktör haline
getirmeye çalışmaktadır. Medyanın önemli bir bölümü, yandaş yönetim altında
bulunan üniversiteler, bazı sivil toplum kuruluşları, niyetleri hepimizin malumu
uluslararası çevreler, köşelerinde PKK muhipliğine soyunan kalemşorlar hep bir
ağızdan çözüm şakşakçısı kesilmişlerdir.
Türk milletinin milli ve manevi değerlerine aykırı tutum ve tavırla hareket
edildiğini öne süren Bahçeli, Türkiyenin sorunlar yumağına döndüğünü, korku
kuşağına girdiğini savundu.
Türk milletinin bin yıllık anılarının, bin yıllık emanetlerinin ve bin
yıllık kardeşlik hukukunun ateş altına alındığını ileri süren Bahçeli,
Türkiyenin kuruluşunda hiçbir dahli, hiçbir katkısı ve desteği olmayan işgal
müdavimlerinin şimdilerde izinde ve yolunda gidenler, yapmadıklarını beraberce
yıkmaya yüzsüzce koyulmuşlardır. Türk milletinin bağımsızlığında payı olmayan
köhnemiş esir zihinliler dört bir yandan milli ve manevi değerlerimize hançer
sallamaya başlamışlardır diye konuştu.
Çözüm sözleriyle Türk milletinin çözülmenin bataklığına çekilmek istendiğini
öne süren Bahçeli, şunları söyledi:
Hükümet niyeti bozmuş, yoldan çıkmıştır. Hükümet milli ilke ve kurallarla
yolunu çoktan ayırmıştır. AKP zihniyeti, iktidar gücünü kötüye kullanmış, yıkımın
ve çöküşün hizmetine koşmuştur. Aldığı milli emanete hıyanetlik etmiş, bundan da
hiç gocunmamıştır. Bunların yanı sıra şehitlerimizin aziz hatıralarını çiğnemiş,
gazilerimizin haklarını heba etmiştir. İmralı canisi, pazarlıklarla verilen
tavizlerle diriltilmiş, Türk devletine muhatap haline getirilmiştir. Şurası
nettir ki Başbakan Erdoğan katille maktulü birbirine karıştırmaktadır. Yine
Başbakan yanlışın içinde doğrunun izini sürmekte, kandan, cinayetten ve ölümden
başka geçim kapısı olmayan teröristlerle Türkiyenin geleceğini masaya
yatırmaktadır.
Türkiyede bugün PKKnın nasıl sınır dışı yapılacağını konuştuğunu, her
kafadan ses çıktığını, bilen bilmeyen herkesin farklı yöntemler sunduğunu ifade
eden Bahçeli, AK Parti iktidarının bu süreci nasıl izlediğini takip ettiklerini
kaydetti.
Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
Anlaşılan AKPnin gözü kararmış, şuuru kapanmış, vicdanı rehin alınmıştır.
Bir avuç eşkıya hükümeti köşeye sıkıştırmış, ensesinden yakalamıştır. Bu aşamada
sormak lazımdır, PKK terör örgütü nizami ve kanuni bir güç müdür ki çekilmesinden
bahsedilmektedir- Sayıları bin 500ü bulduğu iddia edilen eşkıyaların ülkemizi
terk etmesi bu kadar alengirli, bu kadar netameli midir- PKK, nereden gelmiş ve
nereye gidecektir- Sınırlarımız kalbura ve yol geçen hanına dönmüşken, vatanımıza
ölüm saçmak için koşmuşken, bugüne değin hükümet nerededir, neyle meşgul
olmuştur- Madem bu kadar terörist ülkemiz sınırlarındadır, o halde düne kadar
terörle mücadeleden nasıl ve hangi yüzle bahsedilebilmiştir- Vatan
topraklarımızın bir bölümü bölücü terör örgütü tarafından işgal edilmiştir de
defolup gitmesi için yalvar yakar mı olunmaktadır- PKK terör örgütü nelerin
karşılığında sözüm ona sınırlarımızdan çıkıp gidecek- Gittiği yerde ne yapacak,
mümkün olursa silahlarını neyin karşılığında ve kimlere teslim edecektir- 21 Mart
Nevruz Bayramında İmralı canisinin mektubundan sonra teröristlerin sınırlarımız
dışına hemen çıkacağını söyleyenler şimdi ne yapacaklar, bahane olarak neyi ileri
süreceklerdir- Anlaşılmaktadır ki PKKnın, AKPnin kendisine verdiği tavizleri
almadan, yüze yüze kuyruğuna getirdiği taleplerini elde etmeden herhangi bir yere
kımıldamaya ne isteği ne de niyeti vardır.
-Adalet Bakanı Erginin çözüm süreciyle ilgili sözleri-
Başbakan Erdoğan ve hükümetinin havanda su dövdüğünü, Türk milletinin
onurunun, itibarının ve varlık haklarının müzakerelerle lekeletildiğini ve
ezdirildiğini iddia eden Bahçeli, bunun vebalinin ağır olduğunu, bu
sorumsuzluğun, art niyetin ve bu kepazeliğin karşılığının mutlaka ağır söyledi.
Başbakan ve hükümeti anayasa suçu işlemekte, ihanete tam teşebbüs
etmektedir diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
Kaldı ki Adalet Bakanı pervasızca, meydan okurcasına, Barışı getirmek
suçsa ben suçu işliyorum diyebilmektedir. Hukuk devletini savunma ve haklarını
koruma makamında bulunan birisi, açıkça adaleti umursamamaktadır. İmralı
canisiyle görüşmeleri barış olarak yutturmaya çalışmakta, PKK ile görüşmeleri
çözüm diyerek tevil etmeye çabalamaktadır. Adalet Bakanlığı görevini uhdesinde
bulunduran bir şahsın, hukuku ciddiye almadığı, zımnen savcılara gözdağı verdiği
bir ülkenin ayakta kalması, kamu düzenini sağlaması ve milli güvenliğini sağlama
alması şüphesiz imkansız olacaktır. Türkiye Cumhuriyetinin hukuk devlet olma
vasfı bizzat siyasi sorumluluk taşıyanlar tarafından yerle bir edilmekte, azami
derecede hırpalanmaktadır.
Bir devletin varlığını devam ettirmesinin hukukun gücüne ve herkese eşit
ölçüde uygulanmasına bağlı olduğuna işaret eden Bahçeli, ancak talan ve yağmanın
hukuka sıçradığını, siyasal müdahalelerle adaletin linç edildiğini savundu.
Türkiyenin beka düzeyinde tehdit altında olduğunu belirten Bahçeli, şunları
söyledi:
Rejim çökmenin sınırında, devlet tükenmenin arifesindedir. AKP zihniyeti
Habur hukukunu genelleştirmiş, her tarafa yaygınlaştırmış ve Türkiyeyi can
evinden vurmuştur. Hiç kimsenin hukuken ayrıcalığı, hukukun üstünde bir konumu,
hukuku görmezden gelecek özelliği yoktur ve olamayacaktır. Anayasanın 6ncı
maddesine göre hiç kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan bir devlet
yetkisini kullanamayacaktır. Aksini yapanlar, aksine cüret edenler tümüyle suç
işlemiş olacaklardır. Bu itibarla Anayasa ve yasalara göre İmralı canisiyle,
kanlı terör örgütüyle görüşmek, teröristlere gayri meşru sözler vermek suçtur.
-Her girişim suçun daniskasıdır-
Türk milletinin bölünmesine dönük her adımın, Türkiyenin toprak ve idari
bütünlüğünü parçalama girişimlerinin, milli değerlerin sabote edilmesinin, milli
kimliğin yıkılmasının suç olduğunu vurgulayan Bahçeli, terör örgütüne barış ve
çözüm sözleriyle Türk vatanını devretme teşebbüslerinin, özerklik, eyalet
yönetimi, federasyon özlemlerine kucak açmanın da hem suç hem de günah olduğunu
ifade etti.
Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bize göre birlikte yaşamamızı kemiren, millet varlığını kazıyan,
Türkiyeyi kökünden çürüten her beyan, her açıklama, her girişim suçun
daniskasıdır. PKKya sınırlarda refakat etme hazırlıkları suça hazırlık
aşamasıdır. Mehmetçiğimizi, polisimizi, korucumuzu ve masum vatandaşlarımızı
katleden teröristlere uğurlama törenleri düşünülmesi bile büyük densizlik ve
kifayetsizliktir. Bununla birlikte TBMMyi ihanete ortak etme niyetleri
bedbahtlık, sakil ve seviyesiz adamlar heyetiyle Türk milletine psikolojik
hareket yapma sinsiliği haramzadelikten başka bir şey değildir. Başbakan Erdoğan
bize kandan beslendiğimiz iftirasını hayasızca atacağına, kendisinin ve
zihniyetinin, elinde ve vicdanında şehit kanını taşıyan canilerden nasıl
nemalandığını itiraf etmelidir. AKP değil terörü bitirmek, her tarafa yaymak için
mücadele vermektedir. Analarımızın gözünden damlayan tek bir damlanın sorumluluğu
dahi bölücü terör örgütüyle tokalaşan, edepsizce pazarlıklara tutuşan AKPnin
üzerindedir.
Bu nedenle çözümün çöküş, çözülüş olduğunu savunan Bahçeli, barış sözlerinin
bitiş, süreç ifadelerinin ise sürgün anlamına geldiğini belirtti.
PKKnın silah bırakmasının, emellerinden vazgeçmesinin, terörü
durdurmasının, bölücülükten caymasının söz konusu olmadığına ifade eden Bahçeli,
şunları söyledi:
Başbakan Türk milletini kandırmakta, dağılmaya sürüklemektedir. Başbakan
Türk devletini imhaya götürmektedir. Çözüm süreci PKKnın siyasallaşması ve statü
elde etmesine ayarlı melanet bir projedir. İmralı canisiyle militanların genel
afla salıverilmesi, Türkiyenin parçalanması, süreç denilen kabusun bariz
amaçlarındandır. Başbakan Erdoğan başkan olabilmek, ilk başta eyalet sistemini
kurmak, Türklüğü Anayasadan elemek ve milliyetçiliği anlamsızlaştırmak için
yapmayacağı kötülülüğün olmadığını iyice göstermiştir. Ne gaflettir ki PKK,
AKPye anayasa siparişi vermiştir. PKK, Türk milletinin yeniden tanımlanması,
milli kimliğin yeniden belirlenmesi, vatandaşlık tarifinin bölücü perspektifle
yeni baştan tarifi için AKPye mühlet tanımıştır. Bunun için MHP tüm bu
olumsuzluklara, kirli propagandaya, kumpaslara, etnik komplekslere ve bölücü
tezgahlara tüm varlığıyla direnecek, hainlere geçit vermeyecektir.
Türk milletinin hak ve hukukunu savunacaklarını, Türkiyeye sahip
çıkacaklarını dile getiren Bahçeli, kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın
yollarından, ülkülerinden, milli heyecanlarından birileri istiyor diye
dönmeyeceklerini bildirdi. Bahçeli, Her karışı şehit kanlarıyla sulanmış bu
aziz vatanı, Allahın izniyle hiçbir emperyalist emele, hiçbir küresel plana ve
hiçbir bölücü hesaba kurban vermeyeceğiz dedi.
(Sürecek)
Muhabir: Hatice Özdemir
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu