ERZİNCAN (A.A) - Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Terör
örgütü birileri için geçim kapısı, bazı dış güçlerin de, Türkiyeye karşı
yürüttükleri örtülü operasyonlarının taşeronudur dedi.
Yılmaz, Erzincanda sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftar
yemeğinde buluştu.
Burada konuşan Yılmaz, şunları kaydetti:
Terör örgütünü açılım durdurmaz fakat onun insan kaynaklarını giderek
azaltır, ona olan katılımı minimuma indirir, uzun vadeli de kurutur. Nitekim
bugün terör örgütü yeni eleman bulmakta eskiye nazaran zorlanmaktadır. Şundan
emin olun ki, bu hükümet, bu milletin zerre kadar hakkına halel verecek hiçbir
çalışma yapmaz. Demokratikleşme yolunda atılan adımlar, terör örgütünün amacının
hak ve halk olmadığını göstermesi açısından bile büyük başarıdır. Terörün
ardındakilerin istediği, Kürt insanını köleleştirmektir. Terör örgütü birileri
için geçim kapısı, bazı dış güçlerin de Türkiyeye karşı yürüttükleri örtülü
operasyonlarının taşeronudur. O güçler böyle ucuz bir taşeronu yerine yenisini
koymadıkça, daha etkilisini bulmadıkça bundan da kolay kolay vazgeçmezler.
Terörle mücadelenin İstiklal Harbinde söylendiği gibi 7 düvele karşı
verilen bir mücadele olduğunu ifade eden Yılmaz, meselenin İstiklal Harbinden
bile çok boyutlu ve karmaşık olduğunu belirterek, Ancak olayın iyi tarafı
geçmişe göre terörle mücadele konusuna çok daha tecrübeli ve akıllıca hareket
edilmekte. Son yıllarda demokratikleşme ve kültürel haklar konusunda atılan
adımlar bu açıdan önemlidir. Terörün istismar ettiği zemin ortamını ortadan
kaldırmaya yöneliktir. Bizim yaşadığımız, bizden öncekilerin hatalarının
ceremesinin bedelini ödememizdir. Bu ülkeye sevdalı olmak, bugünün keyfi için
yarını heba etmemektir. Bir gelecek projeksiyonuna sahip olmaktır diye konuştu.
-Eğer sen milletin karşısına silahla çıkarsan, cevabını da alırsın-
Bakan Yılmaz, bazı kişilerin güvenlikçi politika izlendiğini, bazı kişilerin
ise bunun tersini düşündüğünü anımsatarak, şunları aktardı:
İkisini karşılaştırmak lazım, hangisi doğru- Fakat ne onların dediği, ne
öbürünün dediği doğru. Biz politikayı bütün olarak görüyoruz. Bu politikanın
içerisinde, mücadelenin içerisinde güvenlik de var, adalet de var, insan hakları
da var. Biz diyoruz ki, doğru seçenek hem güvenlik hem insan haklarıdır.
Beyinleri yabancı kültürler tarafından formatlanan kişilere göre, terör silah
kullanacak ama siz kullanmayacaksınız. Yoksa yaptığınız güvenlikçi politika
oluyor. Adam geliyor karakol basıyor ona silahla karşılık verildiği zaman doğru
yapmamış oluyorsunuz. Eşkıyaya dağda elinde silahla ne işin var- denilmiyor,
neden karakol basıyorsun- diye sorulmuyor. Devlete niçin güvenlikçi politika
izliyorsun- diyor. Bundan çarpık düşünce olabilir mi- Bir yandan hukuka bağlı,
insan hak ve hürriyetlerini öne alan bir anlayışla, diğer yandan silaha sarılana
hak ettiği cevabı verecek şekilde kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Eğer sen
milletin karşısına silahla çıkarsan cevabını da alırsın.
Terörle mücadelenin birbirinden ayrılmaz iki boyutunun olduğunu, birisinin
iyi niyet, suçlu ile suçsuzu ayırma hassasiyeti, diğerinin ise terörle mücadelede
kararlılık olduğunu dile getiren Yılmaz, Eğer iyi niyetli olmazsanız, hukuka
riayet etmezseniz, yıktığınız yaptığınızı karşılamaz. Buna karşılık terörle
mücadele konusunda kararlı ve azimli olmazsanız o zaman da milletin hakkını
korumamış olursunuz. İşte bizim dönemde bu ikisini hayata geçirme azmindeyiz. Bir
taraftan suçluyla suçsuzu ayırt edeceğiz, bir yandan da teröre zerre kadar taviz
vermeyeceğiz ifadelerini kullandı.
-Coqrafyamız kaderimizdir-
Türkiyenin bulunduğu coğrafyada kavşak noktasında olduğunu kaydeden Yılmaz,
Coğrafyamız kaderimizdir. Eğer biz Madagaskar olsaydık, Güney Amerikanın
ucundaki Patagonya olsaydık bizim terör sorunumuz da olmazdı. Ama biz bu
coğrafyada yolların kavşak noktasındayız. İnsanlık tarihinin başladığı noktada,
büyük medeniyetlerinin kesişme noktasındayız. Ancak bunun avantajları da var,
dezavantajları da var. Yaşadığımız coğrafyaya sahip olmamızın bir bedeli de var.
Genç, canlı, çalışkan yetenekli bir nüfusumuz var. İnsanımızın önünün açıldığında
neler yapılabileceğini bu dönemde gördük. Bu dinamizmi baltalamak lazım, ne
için, işte bunun için. Dış güçler ve onların işbirlikçileri terör silahını
kullanmakta. İnşallah halkımızın desteği ile bu süreci aşacağız. Milletimiz rahat
olsun. Bu süreci kaybeden Türkiye olmayacaktır dedi.
Konuşmasında, İstiklal Marşının Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al
sancak. Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak mısralarını okuyan Yılmaz,
şunları kaydetti:
Evet bu coğrafyada tek bir ocak kalıncaya kadar, bu millet birlik ve
beraberliğini sürdürme azmi ve kararlılığı içinde olacaktır. Bugün terörün
ardındaki odakların hesabı nasıl 1. Dünya Savaşında ve İstiklal Harbinde
tamamlayamadıkları bir projeyi tamamlamaksa, terörle mücadelede verdiğimiz
şehitler de İstiklal Harbi şehitlerinin son halkası sayılmalıdır. Terör bize
büyük can ve mal kaybı yaşatmış fakat amacına ulaşma yönünde hiçbir mesafe
alamamıştır, alamayacaktır da.
Bu arada, iftar öncesinde Erzincan Belediyesini ziyaret eden Yılmaza
Belediye Başkanı Yüksel Çakır tarafından deriye işlenmiş Türk bayrağı hediye
edildi. Bakan Yılmaz ve beraberindekiler AK Parti İl Başkanlığında da
partililerle bir araya geldi.
Muhabir: Barış Yalçınkaya / Seyit Ahmet Eksik
Yayıncı: Cemal Coşkun