SİVAS (A.A) - Merve Topuz - Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Tıp
Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Meslek Hastalıkları
Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Akkurt, nanoteknolojide kullanılan nanopartiküllerin
birçok hastalığın yanında kanser de yapabileceğinin yapılan çalışmalarda
gözlemlendiğini öne sürdü.
Akkurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada nanopartiküllerin
zararları hakkında yapılan çalışmaları derlediğini ve doğruluğu kanıtlanmış
deneysel hayvan çalışmalarını bir araya getirdiğini söyledi.
İnsanların günlük yaşamına nanoteknolojiyle üretilen ürünlerin çok hızlı
girdiğini ve büyük kolaylıklar sağlandığını ifade eden Akkurt, günlük yaşamda
kullanılan 600-700 maddenin nanoteknoloji ile üretildiğini belirtti.
Nanoteknoloji ürünlerinin nanopartikül denilen 0.1 mikron büyüklüğündeki
partiküllerden oluştuğunu aktaran Akkurt, nanoteknolojinin tıraş losyonlarında,
güneş kremlerinde, evlere alınan kir, yağ tutmaz maddelerde ve yanmaz, pas tutmaz
tavaların hepsinde kullanıldığını bildirdi.
Prof. Dr. Akkurt, bu teknolojinin 10 yıl öncesine kadar tamamen zararsız
diye tanıtıldığını savunarak, Özellikle son yıllarda bu teknolojinin
zararlarıyla ilgili birtakım deneysel hayvan çalışmaları yapılmaya başlandı.
Kirli havanın içinde bulunan ve 0.1 mikron altında olan dizel eskort hava
partiküllerinin zararlı olduğu göz önüne alınarak deneysel çalışmalar yapıldı.
Deneysel hayvan çalışmalarının sonucunda, nanopartiküllerin bugüne kadar
bildiğimiz zararlılardan çok farklı, tahmin edemeyeceğimiz çok büyük zararlarının
olma olasılığı var denilmeye başlandı. Nanopartiküllerin zararları deneysel
hayvan çalışmalarıyla araştırılmaya başlandı ve sonuçların oldukça ürkütücü
olduğu ortaya çıktı ifadelerini kullandı.
-Damar yoluyla vücutta dolaşıma geçebiliyor -
Nanoteknolojide kullanılan nanopartikül barındıran maddenin uygulanan yerden
vücuda girme olasılığının bulunduğunu belirten Akkurt, tahrip olmuş ciltlerde
nanopartiküllerin damar yolundan girip, vücutta dolaşıma geçebildiğini dile
getirerek, şunları kaydetti:
Nanopartiküllerin iç ve dış ortam hava kirliğinin neden olduğu, nefes
darlığı, astım, bronşit, kanser gibi hastalıkların hepsini yapabilme potansiyeli
var. Nanopartiküllerin zararları hakkında yapılan ilk gözlemlerde, solunum, kalp
damar sistemi, kan pıhtılaşma sistemini etkilediği ve bu yolla her sistemde
etkisini gösterebildiği, hatta akciğer kanseri, akciğer üzerindeki zarın
kanserini yaptığı deneysel hayvan çalışmalarında gözlenmiştir. Kalp, beyin ve
akciğerlerin kendi damarlarında çok ciddi hasarlar oluşturduğu, bronşit, akciğer
amfizemi gibi hastalıklara da yol açtığı yapılan çalışmalarda ortaya çıkmıştır.
Birçok hastalıkta değişimler göremeye başladık. Kanser yaşının düşmesi ve
kanserin agresif yapıda ilerlemesi buna bir örnek. Beyne pıhtı akma olayı ileri
yaşlarda görülüyordu, şimdi gencecik insanlarda görülmeye başlandı, kalp krizi
yaşı düştü. Bugün bildiğimiz bir çok hastalığın nedenini sorgularken hastalığın
nedenine ulaşamıyoruz. Acaba bu hastalıkların sebebi nanopartiküller midir diye
bir düşünce oluşmaya başladı.
Prof. Dr. Akkurt, bu partiküllerin en tehlikeli yanının ise solunum yolu
dışında da vücuda girebilmesi olduğunu savundu. Yapılan deneysel çalışmaların
ardından nanoteknolojinin zararları ve sonuçlarının literatüre girmeye
başladığını ve nanopartiküller için son yıllarda Geleceğin asbesti-korkulu
rüyası ibarelerinin kullanılmaya başlandığını ifade etti.
-Kullandığımız birçok şey masum değil-
Nanopartiküller konusunda henüz insan üzerine yapılmış bir çalışma
olmadığını vurgulayan Akkurt, Somut çalışma olmasa da birtakım gözlemler var,
bu gözlemler de hekimleri korkutuyor dedi.
Akkurt, nanoteknolojinin zararlarının insanlar üzerindeki etkileri 10 yıl
sonra tescilleneceğini belirterek, Böyle bir kuşku olduğunu bilelim ve şimdiden
uyanık olalım, kullandığımız birçok şey masum değil dedi.
Yayıncı: Cemal Coşkun