YALOVA (A.A) - İsmail Ersan - Mısırdaki El-Ezher
Üniversitesinde uzun süre öğrencilik ve hocalık yapan, DİB Haseki Dini Yüksek
İhtisas Merkezinde, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmezin de
aralarında bulunduğu birçok akademisyen ve alimin yetişmesinde katkısı olan 92
yaşındaki mütefekkir Ahmet Muhtar Büyükçınar, ciddi sağlık problemleri yaşıyor.
Büyükçınar, yaklaşık 10 yıl önce Brucella bakterisinin yol açtığı rahatsızlık ve
ardından yakalandığı parkinson hastalığı nedeniyle eşiyle ve çevresindekilerle
sadece işaretlerle anlaşabiliyor.
Gönüllü hizmetlerinin dışında, Haseki Dini Yüksek İhtisas Merkezinde
Arapça, Tefsir ve Hadis öğretmenliği de yapan mütefekkirin 55 yıllık eşi Fatma
Büyükçınar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eşinin ömrünü ilme adadığını
söyledi.
-Hayatı okumak ve okutmakla geçiren çok büyük bir alim-
Eşinin bugüne kadar ne ailesinden ne de çevresinden birinin kalbini
kırmadığını ifade eden Büyükçınar, 5 çocuğumuz var, bir gün bu çocuklara kötü
bir şey söylememiştir. Beraber çok güzel günlerimiz geçti. Ahmet Hoca 92 yıllık
hayatında hiç kimseyi kırmadı. Ömrünü hiçbir maddi karşılık beklemeden ilme
adadı diye konuştu.
Eşini, hayatı okumak ve okutmakla geçiren çok büyük bir alim olarak
nitelendiren Büyükçınar, şöyle devam etti:
Misafirleri çok sever. Eve davet ettiği misafirler için benimle mutfağa
girer onlar için bir şeyler hazırlamak için yardım eder. Yemek yapmasını da çok
iyi bilir. Kahirede çoğu kez talebelerine kendi elleriyle yemek yapmıştır.
Geçirdiği rahatsızlık sonucu 10 yıldır yatalak. Allah ona öyle bir sabır vermiş
ki hiç sesi çıkmıyor ve şikayet etmiyor. Hastalığında da bir gün olsun bizi
rahatsız etmedi. Biz de elimizden geldiğince hocaya en iyi şekilde bakmaya
çalışıyoruz. Çünkü bu adamın yeri cennet.
-Türkiye çapında binlerce alim yetiştirdi-
Kerem Büyükçınar da babasının kendisini ilme ve İslama adadığını, hayatının
büyük mücadelelerle geçtiğini anlattı.
Babasının Gaziantepte küçük yaşlarda değişik hocalardan ders alarak
kendisini yetiştirdiğini anlatan Büyükçınar, Fransızların işgali sırasında ilim
öğrenmek için sınırlara yürüyerek, dağları aşarak Şama, Halepe gitmek için
büyük mücadeleler vermiş. Mısır El-Ezher Üniversitesinde 17 yıl tahsil görmüş.
Kuran, hadis ve fıkıh gibi dallarda eğitim yapmış dedi.
Büyükçınar, babasının hayırsever bir insan olduğunu vurgulayarak, şöyle
devam etti:
Babamın en büyük özelliği, ilim ve İslamiyeti anlatırken hiçbir maddi
karşılık beklememesi ve bunun karşılığında para almamasıdır. Türkiye çapında
binlerce alim yetiştirdi. Bunların içinde çok iyi mevkide olanlar da var.
Milletvekillerinden tutun üniversitedeki profesörlere kadar Türkiyeye faydası
dokunan birçok kişiyi o yetiştirdi. Talebeleri arasında Prof. Dr. Mustafa Uzun,
Murat Altıparmak, Ömer Faruk Harman, Fuat Günel, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr.
Mehmet Görmez ve eski başkan Prof. Dr. Ali Bardakoğlu var.
-İyi bir hoca olmasının yanında çok iyi ve şefkatli baba-
Ahmet Muhtar Büyükçınarı, hem iyi bir hoca, hem iyi bir baba olarak
tanımlayan oğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Babam 6 aylıkken annesini kaybediyor. Sert bir baba ve üvey annenin
yanında yetişiyor. Onlardan dolayı çok sıkıntılar çekiyor. Bunun neticesinde bize
ve çocuklara karşı aşırı bir şefkat ve sevgisi doğuyor. Babamızdan en ufak kötü
bir söz işitmedik, hayatım boyunca hiç hatırlamam. Yetiştirdiği binlerce
talebenin yanında evini hiçbir zaman ihmal etmezdi. Talebelerine öğrettiği gibi
bize de İslamı, iyi ahlakı ve insanlara karşı dürüst olmayı öğretti. Onun için
babamla gurur duyuyorum.
Babasının yazarlığının da bulunduğunu, bizzat kaleme aldığı kitaplarının
yanında, tercüme ettiği eserlerin de olduğunu anlatan Büyükçınar, Hadislerle
Müslümanlık, Muvatta, Hadislerle İslam (Tergib ve Terhib) gibi tercüme hadis
kitapları bulunuyor. Yazdığı İslam İlmihali dışında, Mutluluk Yolları Hayat
Kitabı adlı 3 seri eseri var. Son kaleme aldığı Hayatım İbret Aynasında ise
biyografisini ele alıyor dedi.
Büyükçınar, babasının yaşamı ve mücadelesinin anlatıldığı Hayatım İbret
Aynası adlı esere ilişkin şunları söyledi:
Binbir sıkıntı içinde geçen çocukluğu, Kuran yolundaki maceralı ve
hapishaneli gençliği, İslam ve ilim uğrunda Halep ve Şamdaki tahsil yılları,
Kahire el-Ezher üniversitesindeki öğrenim ve ihtisas devresi ve en sonunda
Türkiyede ilim isteyenlere faydalı olma yolunda verdiği fedakarlık dolu
mücadelesi ile nesillere örnek ve ibret olacak hayatının kendi kaleminden
hikayesidir.
-Brucella ve parkinson nedeniyle konuşamıyor-
Babasının geçirdiği rahatsızlık nedeniyle 2 yıldır konuşamadığını belirten
Büyükçınar, şöyle konuştu:
Babam 10 yıl önce Brucella ardından da parkinson hastalığına yakalandı.
Ayrıca tansiyonu da var. Şimdilik ilaç kullanıyor. Babamı tedavi için Yalova
Devlet Hastanesi ve İstanbuldaki Türk Diyanet Vakfı 29 Mayıs Hastanesine
götürüyoruz. Beş yıl önce çok az da olsa konuşabiliyordu. Şimdi hiç konuşamıyor.
Annem, babamla daha fazla ilgilendiği için babamın hareketlerinden, jest ve
mimiklerinden ne istediğini anlıyor. Elleri çok fazla tutmadığı için de yazı da
yazamıyor. Ne istediğini neye ihtiyacı olduğunu konuşmasına ve yazmasına gerek
kalmadan annem anlayabiliyor.
-Öğrencilerinin gözüyle Büyükçınar-
Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Cihan Okuyucu da Ahmet Muhtar Büyükçınar ile Haseki Dini Yüksek İhtisas
Merkezinde öğretim üyesi olarak çalıştığı sırada katılımcı sayısı 10-15 kişiyi
geçmeyen ev sohbetlerinde tanıştığını belirtti. Okuyucu, şunları söyledi:
Bir arkadaşım vasıtasıyla hocamızın sohbetlerine katılmaya başlamıştım.
Sohbet konuları o zamanın siyasi çalkantılarla dolu gündeminden çok uzaktı.
Konuşulan konular, ahlakı güzelleştirme, ailede mutluluk, başarılı olmanın
formülleri gibi hayatımızla ilgili basit olaylardı. Hoca efendi, dinleyenlerle
kendi arasına bir mesafe koymuyor, sakin sakin hiç telaş etmeden konuşuyor,
sorulan sorulara dinin ve aklın ışığında cevaplar veriyordu. Her zaman sabrın
öneminden bahseden hoca efendi hepimizi sarsan olaylar karşısında hiç sarsıntı
eseri göstermezdi. Son derece tahammüllü ve sabırlıydı. Bir keresinde odasında
4-5 kişiyle sohbet ediyor ve semaverde de çay fokurduyordu. O zaman 12-13
yaşlarında olan oğlu Kerem semavere dokundu ve onca kaynar su hoca efendinin
bacağına devrildi. Dizden aşağısı fena halde kavrulan hocanın ağzından bir of
bile çıkmadı. Dönüp oğluna sert bir bakış bile fırlatmadı. Sanki hiçbir şey
olmamıştı. Odadaki herkes bu metanet karşısında şaşkındı. Daha sonra yanığın
vahameti ortaya çıktı. Bir iki ay boyunca tedavi görmesi icap etti.
-İlmen, fikren, ahlaken yetiştirmek için gereken her şeyi yaptı-
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk-İslam Edebiyatı Anabilim Dalı
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa İsmet Uzun da Büyükçınar ile ilk defa, 1964te
ortaokul üçüncü sınıfta okurken tanıştığını anlattı.
Bir arkadaş grubuyla Büyükçınarı tanıdığı andan itibaren, kendileriyle
yakından ilgilendiğini mütüfekkirin; ilmen, fikren, ahlaken yetiştirmek için
gereken her şeyi yaptığını belirten Uzun, şöyle devam etti:
Ahmet Muhtar Büyükçınar hocamız, bugün başta ilahiyat fakülteleri olmak
üzere üniversitelerimizin çeşitli fakülteleriyle, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı
liseler, imam hatip okulları gibi eğitim kurumlarında hizmet vermiştir. DİB
teşkilatı gibi ilim ve din hizmetinin ön sıralarında koşturan profesöründen
öğretmenine, Diyanet İşleri Başkanından müftü, vaiz, imam ve hatip gibi binlerce
insan yetiştirmiş bir eğitimcidir. Büyükçınar hoca, mektepte, evinde, kurslarda,
camilerde velhasıl uygun bulduğu her yerde ihtiyacımız olan her konuda çeşitli
dersler okutmuştur. 1967den itibaren yazları Yalova Esenköyde açtığı kamplarda,
bir taraftan eğitim vermiş, bir taraftan spor yaptırmış, öğrendiklerimizi halka
sunmak için civar köylerden başlayan irşat hizmetlerini organize etmiştir.
İhtiyaç sahibi arkadaşlarımıza burs bulmak, yurt ve giyecek temin etmek gibi
konularda, ailesinin bir ferdiymişiz gibi bütün arkadaşlarımızla çok yakından
ilgilenmiştir. Büyükçınar Hocamız, orta, lise ve üniversite yıllarından
başlayarak Mahir İz, Abdülhalim Akkul, Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, Prof. Dr.
Salih Tuğ gibi birçok üstatla tanışmamıza imkan hazırlamıştır. Tercüme ettiği ve
edilmesine önayak olduğu klasik eserlerle, yazdığı kitaplarla yaygın eğitim
hizmetinde de başarılı olmuş ve eserleri defalarca basılmıştır.
Yayıncı: Kamuran Akkuş