KAYSERİ (A.A) - Orhan Canbulatel - Erciyes Üniversitesi (ERÜ)
Ziraat Fakültesi ve Develi Meslek Yüksek Okulunca yapılan araştırmada, anne ve
babaları mevsimlik tarım işçisi olarak çalışan çocukların yüzde 75inin eğitimine
ara vermek zorunda kaldığı, yüzde 96sının ise karne sevinci yaşayamadığı
belirlendi.
Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali İrfan İlbaş ve Develi Meslek
Yüksek Okulu Çocuk Gelişimi Programı Araştırma Görevlisi Raziye Pekşen Akça
tarafından Afyonkarahisarın Ekinova köyünde pancar tarlalarında mevsimlik tarım
işçisi olarak çalışan 52si kadın 206 kişiyle, 74 sorudan oluşan anket çalışması
yapıldı.
Araştırmada, çocukların yüzde 75.2sinin bölgesel geçişlerde eğitimlerine
ara vermek zorunda kaldığı, yüzde 96.1inin ise karne heyecanı yaşamadığı
belirlendi.
Çocukların yüzde 71.4ünün aileleriyle geldikleri bölgelerde eğitim
imkanlarından yararlanamadıklarının ve yüzde 47.6sının bölgedeki çocuklar yerine
kendileri gibi çadırda yaşayan çocuklarla arkadaşlık kurabildiklerinin tespit
edildiği araştırmada, işçilerin yüzde 85.4ünün söz dinlemediğinde çocuklarını
dövdüğü, çocukların tamamının ise anne babaları çalışırken kardeşlerine bakmaya
mecbur kaldıkları ortaya çıktı.
Raziye Pekşen Akça, AA muhabirine, araştırma kapsamındaki tarım işçisi
kadınların yüzde 89.6sının okur-yazar olmadığını, erkeklerin okur-yazarlık
düzeyinin de ilkokul seviyesinde kaldığını söyledi.
Her bir çadırda iki ve daha fazla ailenin yaşadığını dile getiren Akça,
tarım işçilerinin yılda yaklaşık 11 bin lira kazandıklarını ancak bu geliri
birden çok ailenin paylaştığını anlattı.
Akça, her bir ailenin ortalama 5 çocuğu bulunduğunu belirterek, Yaş
arttıkça çocuk sayısı da artıyor. Çünkü, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde
çocuk, işçi olarak görülüyor dedi.
Tarım işçilerinin çocuklarının yüzde 75.2sinin mevsimlik göç okul dönemine
rastladığı için eğitimlerine ara vermek zorunda kaldıklarını kaydeden Akça, Bu
çocukların hakikaten sevgiye ve eğitime ihtiyacı var. Çünkü ebeveynlerin
neredeyse yüzde 100ü, bir sıkıntı yarattıklarında çocuklarının kulaklarını
çektiklerini, bunun da anne ve babaları oldukları için normal bir davranış olarak
gördüklerini ifade ettiler. Ancak biz biliyoruz ki anne ve baba olmak çocuğa
şiddet sergilemekten geçmiyor diye konuştu.
-Çözüm önerileri-
Raziye Pekşen Akça, tarım işçilerinin çocuklarının eğitimi, sağlık ve sosyal
ihtiyaçları için bulundukları bölgelere prefabrik yapılar kurulabileceğini ifade
ederek, Bu çocuklar doyumsuz değiller. Çok küçük bir şey onları
sevindirecektir. Bir silgi, küçük bir kalem... Öncelikle bu çocuklara okumaları
gerektiğini empoze edeceğiz dedi.
Türkiyenin okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak için çaba gösteren
ülkelerden biri olduğuna dikkati çeken Akça, şunları anlattı:
Bu bölgelerde mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının gidebileceği okul
öncesi eğitim kurumu yok. Kurum ve kuruluşlar, çocukların oynayabileceği basit
şeyler yapabilir. Çocuklar bizim geleceğimiz. Şekilciliği bir kenara bırakarak
geleceğimizi kurtarmak istiyorsak bu çocuklara değerli olduklarını hissettirmemiz
gerekiyor. O yüzden çocuklara yönelik, eğitim ve sosyal ihtiyaçlarını giderecek
bir çözüm bulmamız lazım. Sadece onlara para vermek, ailelere çocuk yardımı
yapmak çözüm değil. Çünkü zaten anne-babalar bilinçli değil. Aileler için eğitim
seminerleri düzenlenebilir, anne-baba okulları açılabilir.
Yayıncı: Orhan Topal