BOLU (A.A) - Bolu İl Sağlık Müdürü Mahmut Arık, 2007 yılında
ilde 261 kişinin organlarını bağışladığını, 2011 yılında ise rakamın bin 552ye
ulaştığını söyledi.
Arık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tedavisi sadece organ ve doku nakli
ile mümkün olan hastalıkların tüm dünyada olduğu gibi, Türkiyede de en önemli
sağlık sorunlarının başında yer aldığını, Türkiyede, organ ve doku nakli
bekleyen hastaların sayısının her geçen gün arttığını anlattı.
Özellikle kalp ve karaciğer nakli bekleyen hastaların uygun organ
bulunamaması nedeniyle hayatlarını kısa sürede kaybettiğini belirten Arık,
Sağlık Bakanlığınca, organ bağışı konusunda toplum bilinci oluşturulması ve
ilgili tüm kesimlerin konuya ilgisinin artırılması amacıyla, 3-9 Kasım Organ
Nakli Haftasında çeşitli etkinlikler ve eğitim programları düzenleniyor diye
konuştu.
Arık, Türkiyede böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas ve ince bağırsak
gibi organların naklinin yapıldığını anımsatarak, Nakli yapılan dokular ise
kemik, kornea, kalp kapağı, kemik iliği ve deridir. Trafik kazası, kurşunlanma,
beyin kanaması gibi nedenlerle yoğun bakımda tedavisi devam ederken beyin ölümü
dediğimiz geri dönüşümsüz beyin hasarı gelişmiş hastaların organları bağışlandığı
takdirde organ nakli gerçekleştirilebilir. Bir diğeri, nakil bekleyen hastanın
eşi veya yakın akrabaları doku, kan grubunda uyum mevcut ise organ bağışında
bulunurlarsa nakil gerçekleştirilebilir şeklinde konuştu.
Beyin ölümü, beyin fonksiyonlarının geri dönüşümsüz olarak kaybolmasıdır
diyen Arık, şöyle devam etti:
Beyin ölümü tanısı almış kişinin hayata dönmesi mümkün değildir. Yoğun
bakım ünitelerinde verilen tüm tıbbi desteğe rağmen ortalama 24-36 saat sonra
diğer hayati organlar da fonksiyonlarını kaybeder. Beyin ölümü ile bitkisel hayat
aynı anlamda değildir. Bitkisel hayatta hastanın solunumu devam eder ama beyin
ölümünde hasta solunum cihazına bağlıdır. Bitkisel hayattaki hastalar aylarca,
yıllarca yaşayabilirler fakat beyin ölümü gerçekleşmiş hastalar 24-36 saat içinde
hayatlarını kaybeder.
-Bağış yapmakta dinen sakınca yok-
Bitkisel hayattaki hastaların bazı durumlarda iyileşme şansları vardır ama
beyin ölümü gerçekleşmiş hastaların hayata dönmesi mümkün değildir.
Arık, organ bağışı konusunda toplumun daha duyarlı olması gerektiğini ifade
ederek, 18 yaşından büyük ve akli dengesi yerinde olan herkesin organlarının
tamamını veya bir bölümünü bağışlayabileceğini söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunun kararı ile organ
naklinin caiz olduğunu belirttiğini hatırlatan Arık, sözlerini şöyle tamamladı:
Diyanet İşleri Başkanlığının organ bağışı konusunda, İslam dini açısından
hiçbir sakınca olmadığı, hayat kurtarmaya vesile olunmasının önemli bir insani
görev olduğu yönünde yayımladığı fetva, konuya dini yönden önemli açıklık
getiriyor. Boluda organ bağışı ile ilgili çalışmalar ivedilikle devam etmekte.
Sadece Organ Bağışı Haftasında değil, yılın her günü konu ile ilgili kişiler
aydınlatılmakta, bağış söz konusu olduğunda son hızla gerekenler yapılmaktadır.
2007 yılında Boluda 261 kişi organ bağışında bulunmuşken, 2008 yılında 458
kişi, 2009 yılında 982 kişi, 2010 yılında 983 kişi organ bağışında bulunmuştur.
2011 yılında ise bu rakam bin 552 kişiye ulaşmıştır.
Muhabir: Emin Gürbüz
Yayıncı: Kemal Kaymak