KONYA (A.A) - İbrahim Yozoğlu - Bulgaristanda emekli edebiyat
öğretmeni Akif Atakan, ülkenin farklı bölgelerinden topladığı, büyük çoğunluğu
Osmanlı yazma eserlerinden oluşan yaklaşık 50 bin kitabı, evinde muhafaza ederek
kültürel mirasımıza sahip çıkıyor.
Kırcaaliye bağlı Mestanlı ilçesinde yaşayan 77 yaşındaki Atakan, ülkenin
500e yakın köy ve beldesinden topladığı kitaplar ile kitabe ve mezar taşı
kalıntısı gibi zorluklarla elde ettiği kültür varlıklarının, korunarak gelecek
nesillere aktarılmasını istiyor.
Atakan, yıkıntılar arasından çıkardığı, yırtılarak okunamayacak hale gelen
eserleri dahi parçalar halinde kavanoza doldurarak muhafaza ediyor.
Selçuk Üniversitesi (SÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Caner
Arabacı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığından bir
heyetle Atakanı Bulgaristandaki evinde ziyaret ettiklerini söyledi.
-Kültür delisi bir insan-
Evdeki eserleri hayranlıkla incelediğini belirten Arabacı, Akif Atakan
kültür delisi bir insan. Bu bölgede 31 yıl edebiyat öğretmenliği yapmış. Emekli
olduktan sonra büyük gayretle 500 civarında köy ve kasabayı dolaşarak Osmanlı
yazma ve basma kitapları, Bulgarca ve Türkçe eserleri toplayarak evinde bir
kütüphane oluşturmuş dedi.
Atakanın yaklaşık 25 yıldır topladığı bu eserlerle tarihe ışık tuttuğunu
dile getiren Arabacı, Yaklaşık 50 bin civarında eserin olduğu evini kitap
deposuna dönüştüren Atakan, topladığı kitapların bir kısmını ören yerlerinden,
yıkıntılar arasından getirmiş. Bir kısmını Bulgaristandan göçmüş kitap
sahiplerinin çocuklarından, torunlarından almış. Hatta bunları yaparken bu
coğrafyadaki Türk kültürüne ait ahşap hamur teknesi, kırılmış mezar taşı
kalıntıları gibi eserleri de toplamış, bir etnografya koleksiyoncusu gibi Türk
kültürüne sahip çıkmış diye konuştu.
Arabacı, Atakanın topladığı eserleri korumak için vakıf kurduğunu, ancak
vakıf sekreteri kızının yanında olmaması, eşi ile diğer kızının da vefat etmesi
nedeniyle yalnız kaldığını ve vakıf işlerini yürütemediğini ifade etti.
-Eserlerden dijital kopya alındı-
Atakanın yaşlı ve rahatsız olduğunu, bu kültürel mirasa sahip çıkılması
gerektiğini vurgulayan Arabacı, şöyle devam etti:
Atakanın eserlerine sahip çıkmasını istediği yer de Türkiye.
Bulgaristandaki ataşemiz sahip çıkmış. Konyadan da Bölge Yazma Eserler
Kütüphanesi müdürü, personeli ve Konya Büyükşehir Belediyesinden Koyunoğlu Şehir
ve Müze Kütüphanesi Müdürü Hasan Yaşar, bu sahip çıkan ekibin içerisinde. Akif
Atakanın kütüphanesinden dijital kopya alarak bir hafta boyunca çalıştılar.
Bunlar güzel çalışmalar ancak yetmez. Çünkü eserlerin daha iyi saklanacak bir
ortamda korunarak, okuyucunun da hizmetine sunulması gerekiyor.
Bulgaristanın bir dönem Türk nüfusunun yoğunlukta olduğu yerlerde baskı
uyguladığını, Türk nüfusunu göçe zorladığını, kitapların toplanıp yakıldığını
aktaran Arabacı, şöyle devam etti:
Bu faaliyet, özellikle 1984-1989 yılları arasında Bulgar yönetimi
tarafından çok şiddetli uygulanmış. Kültürel varlık üzerinde büyük bir tahribat
oluşturulmuş. Akif Atakanın eserlere sahip çıkıp evinde korumaya aldığı için
alkışlanması, takdir edilmesi gerekir. Onun bu çalışmasının resmen desteklenmesi
gerekiyor.
Arabacı, Atakanın kütüphanesinde, Balkan savaşları ile ilgili hatıralardan,
Edirne kuşatmasına tanık olmuş o dönemin yazarlarının kayıtlarına, Cumhuriyet
döneminin ilk yıllarındaki şair ve yazarların eserlerine kadar oldukça geniş bir
koleksiyonun olduğunu bildirdi.
-200 yıl önce yazılmış Leyla ile Mecnun hikayesi-
Akif Atakan ise evinde şiirler, destanlar ve halk hikayeleri gibi birçok
eserin olduğunu söyledi.
Gazete ve dergi örneklerini, çeşitli belgeleri toplamaya çalıştığına işaret
eden Atakan, Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin hikayelerinin eski yazıyla
100-200 yıl önce yazılmış hali burada var. Dünyanın en çılgın, en deli insanı
benim. Ben şiir, destan, türkü, eser delisiyim ifadelerini kullandı.
Eserleri toplarken birçok zorlukla karşılaştığını anlatan Atakan, Bursaya
geldiğinde Bulgaristandaki bir evde el yazması eserler olduğu haberini alınca
yerinde duramadığını belirterek, şunları kaydetti:
Haberi alınca hemen Bulgaristana döndüm. Elinde kitap olduğu söylenen
kişiyi buldum. Elinde kitap varmış, bana verir misin- dedim. O da anlatmaya
başladı. Polisin, evini basacağını öğrenen bir Bulgar, hemen kendisine haber
vermiş ve kitapları almalarını önlemiş. Dana derisinden çuvala doldurdukları
kitapları evin bodrumundaki tütün kuyusuna saklamış. Yıllar sonra yıkıntılar
içerisinden o kuyuyu bulduk. Kitapları oradan çıkartıp, buraya getirdim.
Yayıncı: Ahmet Kayır