ANTALYA (A.A) - Hatice Özdemir - Antalyada aynı rehabilitasyon
merkezine giden ve otizm ile yaşamayı öğrenmeye çalışan 17 yaşındaki Uğur Ataç
ile 21 yaşındaki Cenk Bal, toplum içinde var olma mücadelesi veriyor.
Doğuştan gelen ya da yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan karmaşık bir
gelişimsel bozukluk olan otizmin, beynin yapısı ya da işleyişini etkileyen bazı
sinir sistemi sorunlardan kaynaklandığı sanılıyor. Hastalıkları Kontrol Etme ve
Önleme Merkezinin 2012 verilerine ABDe 88 kişiden birinde görülen otizmin
sıklığı üzerine Türkiyede ise henüz bir araştırma bulunmuyor.
Eğer yaşamının ilk üç yılında başkalarıyla göz teması kurmuyorsa, ismi
söylediğinde bakmıyorsa, söyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa, parmağıyla
istediği şeyi göstermiyorsa, oyuncaklarla oynamayı bilmiyorsa, akranlarının
oynadığı oyunlara ilgi göstermiyorsa, bazı sözleri tekrar tekrar ve ilişkisiz
ortamlarda söylüyorsa, konuşmada akranlarının gerisinde kalmışsa, sallanmak,
çırpınmak gibi garip hareketleri varsa, gözleri bir şeye takılıp kalıyorsa, bazı
eşyaları döndürmek, sıraya dizmek gibi sıra dışı hareketler yapıyorsa, günlük
yaşamındaki düzen değişikliklerine aşırı tepki veriyorsa, çocuğun otizm açısından
değerlendirilmesi gerekiyor.
Birleşmiş Milletlerin 2007de aldığı kararla, her yıl 2 Nisan tarihi Dünya
Otizm Farkındalık Günü olarak kabul ediliyor. Bugün, otizm konusunda farkındalık
yaratacak çalışmalara imza atılıyor.
-Küçük şeylerle mutlu olmak-
Ev kadını Zerrin Ataç ve mali müşavir Hakan Ataç çiftinin ilk çocukları Uğur
Ataça 3 yaşında otizm teşhisi konuldu. Beyin gelişimini engelleyen hastalık
nedeniyle yaşıtlarına göre geç gelişen Uğur Ataç, ailesinin tüm uğraşılarına
rağmen konuşamadı. Anne ve babası, bugün 17 yaşında olan Uğura hayatlarını
adadı.
Bugüne kadar oğlundan bir kez bile Anne sözünü işitmemenin üzüntüsünü
yaşayan anne Zerrin Ataç, otistik bir çocuk annesi olmayı AA muhabiriyle
paylaştı.
Artık Uğur ile hayallerimizi bastırmayı öğrendik diyen Ataç, hayal
kırıklıklarını şöyle dile getirdi:
İlk eğitime başladığında, Sabredin. Tedavi 3-6 ayı bulur dediler. Yıllar
geçti ama Uğurda değişim yok. Diğer çocuklar önlük giydi, okula gitti, ama Uğur
bunları yapamadı, arkadaşları olmadı. Bir gün kapım açık kalmış, ben evdeydim.
Komşumun kızı annesine Anne diye seslenince bir anda Uğurun bana seslendiğini
sandım ama yanılmışım. O gün çok kötü olmuştum. O kadar emek harcıyorsunuz,
büyütüyorsunuz ama bir Anne kelimesini bile duyamıyorsunuz.
Uğur Ataçın konuşmadığı için toplumla kaynaşamadığını belirten Zerrin Ataç,
oğlunun isteklerini anlatamadığı zaman büyük sıkıntı yaşadıklarını kaydetti. Anne
Ataç, 3 çocuğumuz var, diğer iki çocuğumuz sağlıklı. Uğurda
yaşayamadıklarımızın özlemini onlarda gideriyoruz. Ama onların zamanlarını çalıp,
Uğura veriyoruz. O bizim büyümeyen çocuğumuz. Uğur bize sabretmeyi ve küçük
şeylerle mutlu olmayı öğretti.
-Baba Ataçın endişesi oğlunun geleceği-
Uğur Ataçın babası Hakan Ataç ise Uğurda yaşadıkları özlemleri, Nisa ve
Talha adlı diğer çocuklarıyla giderdiklerini söyledi. Ataç, İyi ki bu çocukları
dünyaya getirmişiz. Yoksa bize Baba ya da Anne diye kim seslenecekti- dedi.
Oğlunun geleceğinden endişe duyan Ataç, kendilerine bir şey olursa
çocuklarını bırakabilecekleri bir kurumun olmamasından yakındı. Ataç, Bugün
yaşıyoruz ve onlarla ilgileniyoruz. Bir gün öleceğiz, o zaman bize muhtaç olan bu
çocuğumuza kim bakacak- diye konuştu.
-Cenk, karşılıksız sevmeyi öğretti-
Perihan ve Ercan Bal çiftinin ilk çocukları Cenk Bala ise 4 yaşında otizm
teşhisi konuldu. Bugün 21 yaşında olan Cenk Bal, konuşuyor ama toplumla
kaynaşmada sorun yaşıyor. Cenk Balı mutlu eden tek şey, annesinin ona aldığı
rengarenk iplerle uğraşmak.
Oğlunun iplerle resim yaptığını anlatan anne Perihan Bal, oğluyla bu şekilde
iletişim kurduklarını kaydetti. Oğullarının kendilerine, küçük şeylerle mutlu
olmayı öğrettiğini ifade eden Bal, Geçenlerde bana Akşam yemekte ne var- diye
sordu. Oğlumun ağzından duymadığım bir cümleydi. İnanın o kadar mutlu oldum ki
dedi.
Cenk Balın babası Ercan Bal da otistik insanların çıkar, menfaat
bilmediklerini ve karşılıksız sevgiyi öğrettiklerini söyledi. Otistiklerin normal
davranış sergileyemedikleri için toplumdan dışlandıklarını kaydeden Bal,
Evladınızın gelecekte bir mevkiye geleceğini görememek, onun iyi bir meslek
sahibi olacağının hayalini bile kuramamak, böyle bir mutluluğu yaşayamamak bizi
çok üzüyor diye konuştu.
Yayıncı: Tuncer Çetinkaya