İZMİR (A.A) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş,
Hatayın Reyhanlı ilçesindeki patlamalara ilişkin, "Bu süreçte korkarım ki birçok
provokasyonlar, sabotajlar olacak ama kim ne yaparsa yapsın, bu milletin iradesi
terörü sona erdirmek, çözümü sağlamak yönündedir" dedi.
Kurtulmuş, partisinin Buca İlçe Danışma Meclisinde yaptığı konuşmada,
Türkiyenin yaklaşık iki asırdır iki siyaset çizgisinin mücadelesine sahne
olduğunu söyledi.
Çizgilerden ilkinin "millete güvenmeyen, birtakım devlet güçlerini elinde
bulunduran ve devlet imkanlarıyla birtakım kişileri zengin eden, güçle milleti
kontrol eden ve milleti değiştirilmesi, dönüştürülmesi, adam edilmesi gereken
güruh gören" siyaset anlayışı olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, diğerinin ise
geçmişte Adnan Menderes, Turgut Özal ve Necmettin Erbakanın, bugün de Recep
Tayyip Erdoğan başkanlığında AK Parti tarafından sürdürülen siyasi çizgi olduğunu
anlattı.
Kurtulmuş, bu siyasi çizginin milletin tarlasında, fabrikasında, iş yerinde,
çarşısında, camisinde, kahvesinde olduğunu dile getirerek, şunları ifade etti:
"Bu çizgide halka tepeden bakmak, kerameti kendinden menkul bilmek yok. Biz
ne kadar büyük insanlarız, oy alıyoruz, millet bizi iktidara getiriyor demek
yok. Millete herhangi bir şekilde siyaset, fikir, yaşam tarzı dikte etmek yok.
Tam tersine, bu ikinci çizginin Türkiyede bildiği, anladığı ve verdiği şudur.
Halk ne istiyorsa o olur. Milletin egemeni, milletin efendisi, sahibi, Bucadaki
kahvede oy veren kardeşimizdir, Bergamadaki çiftçidir, İzmirin merkezindeki
okumuş insandır.
Türkiyede kim varsa, milletin bütün grupları, sitemin yegane sahibidir.
Buna inanıyor ve bunu içselleştiriyor ve bu şekilde hareket ediyoruz. Böyle
hareket etmeye devam ettiğimiz sürece de hiç şüpheniz olmasın ki bu millet AK
Partiyi iktidara getirmeye devam edecek, çok daha büyük bir oyla da inşallah
iktidara taşıyacak."
-"Eski Türkiyenin üzerindeki paravan kaldırıldı"-
Baskıcı anlayışa sahip "eski Türkiye"den kurtulmak için geçen 10 yılda
bürokratik oligarşinin zayıflatılması, cumhurbaşkanının halk tarafından
seçilmesi, anayasa değişikliği ve askeri darbe ve müdahale girişimleriyle
hesaplaşma fırsatı yaratma gibi çok önemli adımlar atıldığına işaret eden
Kurtulmuş, "Şimdi önümüzdeki 10 yıl, bu değişim süreçlerinin kalıcı dönüşümlere
çevrilmesi ve Türkiyede sistemin gerçekten halkın egemenliğini sağlar vaziyete
getirilmesiyle geçecektir" ifadesini kullandı.
Kurtulmuş, "eski Türkiye"nin üzerini örttüğü, kendisini gizlediği paravanın
kaldırıldığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"İnşallah bütün hakikati ile ne olduğu, ne bittiği ortaya çıkacaktır.
Efendim, bazıları şunu söyleyebilir, ya siz geçmiş dönemlerden intikam mı almak
istiyorsunuz, hayır, kimseden intikam almak istemiyoruz ama şunu yapmak
istiyoruz. Bir milletin en önemli meselelerinden, kayıplarından birisi, o ülkenin
genç neslinin geçmişinden endişe etmesi, korkmasıdır. Biz istiyoruz ki
evlatlarımız, torunlarımız geçmişlerinden ürkütmesin. 27 Nisandan, Menderesin
idam sehpalarındaki o resimlerinden, 28 Şubattan, 12 Eylülden, 27 Marttan, 12
Marttan bu ülkenin çocukları artık korkmasın.
Geçmişte ne varsa bunun açıkça hesabını görelim ki bu defter kapansın.
Derdimiz Ahmet Paşa, Mehmet Paşa değildir, derdimiz Fatma Hanım, Ayşe Hanım da
değildir ama kusura bakmayın, bu millete inim inim kan kusturmuş olanların da
yaptıklarının hesabı yok mudur- Bunların yaptıkları yanlarına kar mı kalsın-"
-Çözüm süreci-
Türkiyenin 2023 hedefleri doğrultusunda yapması gereken iki önemli şey
bulunduğunu aktaran Kurtulmuş, çözülmesi gereken ilk sorunun 30 yıldır 35 bin
cana mal olan ve 100 milyarlarca dolar ekonomik kayba neden olan terör olduğunu
söyledi.
Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Türkiye, maalesef bu terör yüzünden evlatlarını kaybetti. Buna devam edelim
mi- Bu çözüm sürecine karşı çıkanlara şunu soruyorum, daha kaç on bin kişinin
ölmesini, aileleriyle daha kaç yüz bin kişinin evlatlarını, yakınlarını,
tanıdıklarını, bu canavarın kuyusuna atmasını istersiniz- Şimdi öncelikle şunu
söylüyorum, biz bu olaya yaklaşırken asla siyasi bir hesap içinde yaklaşmıyoruz.
AK Partinin 3-5 fazla oya ihtiyacı var mı- Şu anda en kötü kamuoyu
araştırmasında yüzde 50-52 çıkıyor. Sayın Başbakanımız sürece başlarken şunu
söyledi, bedeli ne olursa olsun, gerekirse baldıran zehri içer, çözüm sürecini
sona erdirmek için bütün gücümüzle gayret ederiz.
Bu, şu demektir, bu sorun sadece siyasi bir sorun değil, bu sorun öncelikli
olarak insanidir. Daha fazla anaların, babaların ağlamasını istemiyoruz. Bu
memlekette onun için hiçbir riskten kaçınmadan sürecin sonuna kadar devam
ederiz."
Kurtulmuş, çözüm sürecinde samimi şekilde endişe duyanlar da olabileceğini
dile getirerek, "Onlara da şunu söylerim, Allah aşkına biraz insaf ve izan. 30
küsur yıldır devam eden bu savaş ortamında, insanların hayattan kopartıldığı,
birbirlerine düşman hale getirilmeye çalışıldığı bu ortamda ayrışma olmadı,
bölünme olmadı da çözüm ve barış ortamında mı ayrışma olacak- Bunu düşünmelerini
istiyorum" şeklinde konuştu.
-Reyhanlıdaki patlamalar-
Kurtulmuş, Hatayın Reyhanlı ilçesindeki patlamalarda ölenlere Allahtan
rahmet, yaralılara da acil şifalar diledi.
Henüz ne olup bittiğini bilmediklerini anlatan Kurtulmuş, "Bu süreçte
korkarım ki birçok provokasyonlar, sabotajlar olacak ama kim ne yaparsa yapsın,
bu milletin iradesi terörü sona erdirmek, çözümü sağlamak yönündedir. İnşallah
yolumuza devam edecek ve bunu sağlayacağız. Bu, insani bir vazifedir. Hükümetin
boynunun borcudur. Bunun için de hiçbir şekilde çekinmeden yolumuza devam ederiz.
Çok açık söylüyorum, demirden korkan trene binmez" ifadesini kullandı.
Kurmak istedikleri "yeni Türkiye"de söz ve kararı milletin vereceğini,
kayıtsız şartsız egemenliğin sahibi milletin, egemenliğini seçilmiş kişi ve
kurumların eliyle kullanacağını dile getiren Kurtulmuş, partisinin önündeki en
temel iki sorunun yeni anayasa ve çözüm sürecini başarıyla sonlandırma
mecburiyeti olduğunu vurguladı.
Kurtulmuş, 2023e kadar gayri safi milli hasılası 2 trilyon doları, ihracatı
500 milyar doları bulan, insanlarının alım gücü yüksek Türkiyeye ulaşacaklarını
ancak asıl varmak istedikleri noktanın 2071 yılı hedefleri olduğuna dikkati
çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"2071de öyle bir Türkiye kuracağız ki söylediği söz dünyanın dört bir
tarafından dikkatle izlenen, acaba Türkiyeden hangi ses çıkıyor dediği,
herkese dinlerken düğmesini iliklettiren, güçlü ve doğru söz söyleyen bir Türkiye
inşa edeceğiz. 2071e geldiğimiz zaman, dünyada artık kimsenin zulmedemeyeceği,
hiç kimsenin haksız yere savaşlarla ülkeleri işgal edemeyeceği, hiç kimsenin güç
bende, başka ülkelerin canı çıksın diyerek, haksızlık yapamayacağı, daha açık
söylüyorum ne kara derili Afrikalıların sömürüldüğü, ne koyu kahve renkli
Asyalıların, ne çekik gözlü Asyalıların sömürüldüğü, ne de Latin Amerikalıların
sömürüldüğü bir dünya olmayacak.
Dünyanın dört bir tarafından başta mazlum Müslüman ülkeleri olmak üzere,
bütün mazlum ülkeler Türkiyenin gözünün içine bakacak."
Muhabir: Ufuk Kırabalı
Yayıncı: Kemal Kaymak