ANTALYA (A.A) - Güç Gönel - Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Gastroenteroloji ve Hepatoloji Bilim
Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Reha Artan, okul çağında doğru beslenmenin sağlıklı
bir erişkin yaşamın temellerini hazırlayacağını belirterek, Çocukluk döneminde
özellikle doymuş yağ oranı yüksek besinler alınması, erişkin dönemde damar
sertliği, yüksek tansiyon, kalp, böbrek hastalıkları, kansere eğilim ve obeziteye
neden olabilir dedi.
Prof. Dr. Reha Artan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğru beslenmenin
sağlıklı yaşam üzerindeki olumlu etkisine dikkati çekti. Sağlıklı beslenmenin
bebeklikte başladığını ve okul çağında devam ettiğini vurgulayan Artan, Anne
sütüyle beslenen bebeklerin yaşam boyu sağlık sigortası edindiklerini söylesek
abartılı olmayacaktır diye konuştu.
Okul çağında doğru beslenmenin sağlıklı erişkin yaşamın temellerini
hazırlayacağına değinen Artan, Çocukluk döneminde özellikle doymuş yağ oranı
yüksek besinler alınması erişkin dönemde damar sertliği, yüksek tansiyon, kalp,
böbrek hastalıkları, kansere eğilim ve obeziteye neden olabilir dedi.
Artan, okul çağının kendine özgü özellikleri olduğunu belirterek, şöyle
konuştu:
Çocukların bağımsız beslenme alışkanlığı kazanmaları, ev dışında
geçirdikleri sürenin artması, arkadaşlarından, akranlarından etkilenmesi, grup
psikolojisi nedeniyle beslenme alışkanlıkları kökten değişiyor. Bu da bir takım
sorunları beraberinde getiriyor elbette. Örneğin daha tuzlu, yağdan, rafine
karbonhidratlardan, şekerlerden yoğun bir beslenme biçimine dönüşüyor. Bu dönemin
özelliklerini göz önünde bulunduracak olursak, özellikle kemik gelişiminin
sürdüğü okul çağında yoğun kalsiyum gereksinimi söz konusu. Çocuk ve gençlerimiz
bir yetişkinden daha fazla kalsiyuma ihtiyaç duyuyorlar. Günlük yaklaşık bin-bin
200 miligram kalsiyum almaları gerekiyor. Bu dönemde kalsiyumun yoğun bulunduğu
lor peyniri, süt, yoğurt ve diğer süt ürünlerini bolca tüketmelerini
öneriyoruz.
Prof. Dr. Artan, çocuk ve gençlerin tuzdan yoksul beslenme biçimini tercih
etmelerini önerdi. Aşırı tuzlu besinler ile gazlı içeceklerin kemiklerden
kalsiyumu hareket ettirip idrarla vücuttan atılmasına neden olduğuna işaret eden
Artan, Bunun net sonuçları, sırt ve bel ağrıları ile kemik zayıflığıdır.
Gelişme çağında kalsiyumdan yoksun beslenmenin erişkin yaşama olumsuz yansımaları
olacağı muhakkaktır. Bu nedenle tuzdan yoksul ve köpüren içeceklerden uzak bir
beslenme tercih edilmelidir dedi.
-4. öğüne önem verilmeli-
Prof. Dr. Artan, okul çağında akşam üzeri dördüncü bir öğüne de ihtiyaç
duyulduğunu bildirdi. Bu öğünde çocuk ve gençlerin protein ve karbonhidrat içeren
gıdalar ile taze veya kuru meyve yemelerini öneren Artan, sözlerini şöyle
sürdürdü:
Bu atıştırmalık öğünde peynirli ya da tavuklu bir sandviç, yanında meyve
suyu olabilir. Bisküvi olursa yanında süt veya ayran içilmeli. Özetle bir miktar
sebze ile yaş veya kuru meyve tüketilmeli. Bu öğünün ekmek, bisküvi tarzı bir
miktar karbonhidrat, bir miktar protein içermesi lazım. Bu protein içeriği
yoğurt, peynir, ayran veya sandviçlerin zenginleştirilmesiyle elde edilebilir.
Tuzu azaltmak, gazlı içecekleri ortadan kaldırmak, posalı besinleri ve alınan su
miktarını artırmak okul çağındaki sağlıklı beslenmenin temelleridir.
-Ne kadar değil, ne yediği önemli-
Reha Artan, fast food tabir edilen beslenme türü konusunda da ebeveynleri
uyardı. Bu tarz beslenmede trans yağ asitlerinin ağırlıklı olduğuna değinen
Artan, bu yağ türünün yetişkinlikte kanser ve damar sertliği açısından risk
taşıdığını vurguladı.
Trans yağda obezite riskine de değinen Artan, şunları söyledi:
Çocukların ne kadar yediğiyle ilgilenmekten çok, ne yedikleriyle
ilgilenmemiz lazım. Yedikleri şeylerin özellikle doymuş yağdan gelen oranının
düşürülmesi tercihimizdir. Doymuş yağlar özellikle ayak üstü besinlerde, yani
fast food tabir edilen beslenme tarzında bulunuyor. Fast food nedeniyle, günlük
kalori alımının yüzde 30-35inin yağdan karşılanması gerekirken, yaklaşık yüzde
50sini yağdan karşılayan bir beslenme biçimi bize sunuluyor. Fast food tarzı
beslenmede yağdan gelen kalori yüksek ve bunun da niteliği doymuş yağ ağırlıklı
olduğu için, sağlıklı bulmuyoruz. Elbette haftada ya da 15 günde bir bu tarz bir
beslenme bir lüksümüz olabilir, ama sürekli bu tarzda beslenmek, gelecek için
sağlıksız nesiller, kuşaklar yetiştirmemize yol açabilir.
-Miktarı kısıtlamak temel hata-
Artan, aşırı kilo sorununda çocukların yediği miktarı kısıtlamanın temel
hata olduğunu vurguladı. Çocukların çok miktarda besin tüketmesi veya sıvı
almasının doğal olduğunu belirten Artan, margarin ve hayvansal yağlardan uzak,
bitkisel yağ ağırlıklı beslenmenin önemine işaret etti.
Ebeveynleri sanayi tipi şeker konusunda da uyaran Reha Artan, Ambalajlı,
tatlandırıcılı ya da tatlı besinler lüzumundan fazla früktoz almamıza neden
oluyor. Bu da sadece diş çürükleri ve obezite değil, kanser, damar sertliği,
kolestrol gibi riskler de taşıyor dedi.
Ebeveynlerin sağlıklı beslenmesi için çocuklarına tam yağlı süt, yoğurt veya
peynir yedirmelerini de saplantı diye nitelendiren Artan, şöyle konuştu:
Okul çağı çocuklarında genel olarak yarım yağlı süt ve peynir tercih
edilmeli. Bu bütün sağlıklı çocuklar için geçerli bir öneri. Doymuş yağ oranı süt
ve süt ürünlerinde yüksektir. Yarım yağlı süt veya süt ürünlerinde de protein ve
enerji içeriği değişmeksizin yağ oranı düşürülmüştür. Gelişme çağındaki bir çocuk
için doymuş yağ oranının düşük olması, tercih edilen önemli bir özelliktir.
Yayıncı: Tuncer Çetinkaya