SAMSUN (A.A) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TOKİ
çevreyi koruyacak, gecekonduyu önleyecek, insanların daha güvenli evlerde
oturacakları projeler üretmesi gerekirken, dolgu alanlarında, dere yataklarında,
eski çöp alanlarında konut yapması akıl alacak bir şey değil dedi.
Kılıçdaroğlu, Canikte yaşanan selde hasar gören TOKİ Kuzey Yıldızı
konutları alanında inceleme yaptı.
Daha sonra gazetecilere izlenimlerini anlatan Kılıçdaroğlu, Beklediğimden
daha büyük bir tahribat var, yurttaşlarımız hayatlarını kaybettiler. Onlara
Allahtan rahmet diliyorum ifadelerini kullandı.
Vatandaşların çok tepkili olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
(Biz bu konutlara para ödedik, dünyanın parasını ödüyoruz, hala ödemeye
devam ediyoruz ama böyle bir tabloyu biz hiçbir zaman hak etmedik) diye
şikayetleri var. Hırsızlardan şikayet ediyorlar. Çevrenin aradan zaman geçmiş
olmasına rağmen hala düzeltilmediğini söylüyorlar. Bazı yurttaşlarımız da
arkadaşlarını burada kaybettikleri için gerçekten üzüntülüler. Bodrum katlarının
kapıcılara tahsis edilmesi, onlara verilmesi bir dram zaten.
Olaya ilişkin teknik olarak bilgi aldıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, Bütün
atıkları gördüğünüz zaman eski elbiseler, naylon poşetler, eski çöp birikintileri
var. Burası eskiden bir çöp alanıymış, dolgu alanı. Dolgu alanlarına nasıl
insanlar gelir konut yaparlar, bu kadar yüksek konut yaparlar- Akıl mantık alacak
şey değil. Biz çevre düzenlemesi, sağlıklı kent, bu konularda kafa yorarken bu
konularda acaba Türkiyede nasıl yeni bir tablo gösterebiliriz, çizebiliriz,
insanlar daha iyi konutlarda yaşasınlar, daha iyi, çevreye yakın, çevre dostu
konutlarda otursunlar dedik ama burada yapılan düzenleme görünüyor diye
konuştu.
-Siz konutu daha az insan ölsün diye yapar mısınız-
Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, Dere yatağına evlerin yapılmış olmasına
yönelik şikayetler var, buradaki dere yatağı daha genişmiş, daraltılmış, evler
yapılmış iddiaları var, ne düşünüyorsunuz şeklindeki sorusunu şöyle yanıtladı:
Yılanlı Derenin daraltıldığını söylediler. Eskiden Yılanlı Dere buradan
geçiyormuş, ama orayı doldurmuşlar, Yılanlı Derenin seyrini değiştirmişler,
diğer dereyle birleştirmişler. Dolayısıyla yağış geldikten sonra da dere normal
mecrasını arıyor, o aramada sonuçta önüne bu konutlar çıkıyor, can kaybı
yaşanıyor.
Basın mensubunun, Buraya TOKİ konut yapmamış olsaydı, daha büyük felaket
olurdu yönündeki söylemleri anımsatması üzerine Kılıçdaroğlu, Böyle bir
mantık olabilir mi- Buna vatandaşlar da tepkili. Diyorlar ki şurada hemen tek
katlı binalar var, onlar yıkılmadı, bir şey olmadı, içindeki insanlar ölmedi. Siz
konutu daha az insan ölsün diye yapar mısınız- Böyle bir mantık olabilir mi- Bunu
söyleyen kişinin kamu görevlisi olup olmadığı bile her zaman tartışma konusu
olur. Kamu görevlisi kamunun çıkarlarını koruyan kişidir. Biz bunları yaptık,
daha az insan ölsün diye. Olur mu, böyle bir mantık olabilir mi ifadelerini
kullandı.
-TOKİ denetlenmiyor, hiçbir yerde de denetlenmiyor-
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, CHP olarak buradaki vatandaşlara, bu bölgeye
katkınız olacak mı sorusu üzerine, şöyle dedi:
Buradaki vatandaşların sorunları var, bireysel sorunları var. Bireysel
sorunlarıyla ilgilenmeye çalışacağız CHP olarak. Ama önemli olan bölgenin
sorunlarıyla ilgilenmek. Bu konuda da arkadaşlarımız, özellikle CHP milletvekili
arkadaşlarımız üzerine düşen görevleri yapacaklar. Sabahleyin mimar mühendis
odaları birliğinin Samsun temsilcisinden bilgi aldım, teknik olarak bilgiler
aldık. Çünkü o bilgileri alacağız ki olayı daha sağlıklı tahlil edelim.
Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
TOKİ denetlenmiyor, hiçbir yerde de denetlenmiyor. TBMMde de
denetlenmiyor. Merkezi yönetim bütçesinden TOKİ çıkarıldı biliyorsunuz. Plan
Bütçe Komisyonunda TOKİ sorgulanmasın diye. Bunu da hükümet yaptı. Biz bunun
yanlış olduğunu defalarca ifade ettik. Son çıkan yasalarla TOKİye çok geniş
yetkiler verdiler. Bütün belediyeler isterse TOKİyi baypas edebilir. TOKİ
çevreyi koruyacak, gecekonduyu önleyecek, insanların daha güvenli evlerde
oturacakları projeler üretmesi gerekirken, dolgu alanlarında, dere yataklarında,
eski çöp alanlarında konut yapması akıl alacak bir şey değil. Siz gidip, bir
vatandaş bir dere yatağına ev yaptığı zaman o vatandaşı suçluyorsunuz, diyorsunuz
ki arkadaş niye buraya yaptın, sel geldi, bak işte selde can kaybına uğradın, ya
yakının, ya akraban, ya çocukların öldü, şimdi aynı işi devlet yaparsa, TOKİ
yaparsa kimi suçlayacağız- Bunları vatandaş yapmadı, kamu yaptı, devlet yaptı. O
zaman sayın Başbakanın veya bu işten sorumlu olan bakanın, ilgili kamu
görevlisini görevden alması lazım en azından. Can kaybı var burada, can kaybının
sebebi kim- Kim yaptı bunları, bodrum katında siz dere yatağının altında
insanların oturmasına izin veriyorsunuz. Buna izin veren bir resmi kurum. Siyasi
otoritenin sorumluluğu var.
- Kim bu ruhsatları verdi...-
Konutlarda ölümlerin yaşandığı yerlerin sığınak olarak yapıldığı
söyleniyor diyen bir gazetecinin sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
Hiç önemli değil, önemli olan şu, orada insanların oturmasına izin
verilmesi, iskan almış orada. İskan aldığınızdan itibaren sorumluluk
yükleniyorsunuz demektir. Hükümetin de o sorumluları bulup gerekli işlemi yapması
lazım. Ben buraya geldiğimde önce bilenlerle konuştum. Acaba Büyükşehir Belediye
Başkanı bir bilenle konuştu mu bu binaların yapılması için. Ben buraya geldiğimde
mimar ve mühendis odaları başkanlarıyla görüştüm, bana bilgi verdiler, ben o
bilgiyi aldıktan sonra buraya geldim. Gazeteci arkadaşlar bana sordu, (önce
teknik bilgi alacağım, ondan sonra konuşacağım) dedim. Bu Büyükşehir
Belediyesinin kendi ayıbıdır. Burada can kaybı varsa sorumluluğunu bilsin. Eğer
gerçekten burada can kaybından ötürü bir sorumluluk varsa Büyükşehir Belediye
Başkanının kendisine bir çeki düzen vermesi lazım. Bu işin sorumlusu kimdir- Kim
bu ruhsatları verdi, kim o insanların orada oturmasına izin verdi, kim iskan
iznini verdi, herhalde ben vermedim.
-Ruhsat veren yöneticiler sorumlu-
Kemal Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
Bodrum katlarını imara açan yöneticilerin sorumluluğu var. O insanların
ölümünden, o insanların orada oturmasına izin veren, ruhsat veren yöneticiler
sorumlu. Bu sorumluluğun bilincinde olarak biz de hukukçularımızı devreye koyduk,
bakın bakalım dedik, o insanların haklarını korumak için onlara hukuki destek
verebilir miyiz diye- İl başkanımız burada gönüllü hukukçu arkadaşlarla beraber
bu çalışmayı başlattılar. Onların haklarını elbette aramamız gerekiyor. Sadece
can kaybı olan aileler değil, eşyası tümüyle neredeyse yok olan, büyük tahribata
uğrayan evler var. Onların da tabi alacakları, hakları olması lazım. Bu konuda
üzerimize düşeni yapacağız.
Muhabir: Hacer Coşkun - Gökhan Gücüklüoğlu - İlyas Gün
Yayıncı: Orhan Topal - Hüseyin Likoğlu