TOKAT (A.A) - Recep Bilek - Tokatın Başçiftlik ilçesinden 1979
yılında çalışmak için gittiği Suriyede evlenen Mehmet Sırtıkara (55), ülkedeki
iç savaş nedeniyle eşi, 7 çocuğu, 2 gelini ve torunlarıyla Türkiyeye gelerek 34
yıldır görmediği anne-babası ve kardeşine kavuştu.
Sırtıkara, 21 yaşındayken çalışmak üzere Suriyeye gitti. Haseke kentine
bağlı Rasulayn bölgesinde çalışmaya başlayan Sırtıkara, Suriyeli Ceylan (40) ile
evlendi ve 7 çocuğu oldu.
İki gelini ve iki de torunu bulunan Sırtıkara, ülkede iç savaşın çıkmasının
ardından, can güvenliği endişesiyle tüm aile fertleriyle kaçak yollarla
Türkiyeye giriş yaptı. Sırtıkara ailesi, Şanlıurfanın Ceylanpınar ilçesinde
Ceylanın akrabalarının yanında bir süre kaldı.
Mehmet Sırtıkara, daha sonra kardeşi İsmail tarafından buradan alınarak eşi,
çocukları, gelinleri ve torunlarıyla, Tokatın Başçiftlik ilçesine bağlı Alan
köyü Erikçayırı mezrasındaki baba ocağına götürüldü.
Sırtıkaranın 34 yıl sonra evine dönmesi, babası Ahmet ve annesi Fatma ile
diğer aile fertlerini sevince boğdu.
Sırtıkara ailesi, Başçiftlik Kaymakamlığından alınan izinle, taşımalı
eğitimden dolayı kapanan ilkokulun lojmanına geçici olarak yerleştirildi.
Sırtıkara, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iç savaş nedeniyle evinin ve
işinin gittiğini ancak 34 yıl sonra ailesine kavuşmasına çok sevindiğini, bunun
anlatılamayacak bir duygu olduğunu söyledi.
Maddi imkansızlıklar nedeniyle 34 yıldır memleketine dönemediğini belirten
Sırtıkara, "Suriyeye ilk gittiğim yıllarda dil bilmediğim için çok zorluk
çektim. Sonra çalışmaya başladım. Orada evlendim. Eşim Suriyeli. Rasulaynda bir
iş adamının yanında çiftçilikle uğraşıyordum" dedi.
İç savaş nedeniyle Suriyeden kaçmak zorunda kaldıklarını dile getiren
Sırtıkara, şöyle konuştu:
"Suriyede bir evim var, başka bir şeyim yok. İç savaşta ne olduysa oradaki
millete oldu. Çok zorluk çekildi, çok ölümler, çok yıkımlar oldu. Rasulayn,
muhaliflerin elinde. Yılbaşından önce muhalifler geldiler, Esed yanlılarından
aldılar. Yiyecek, içecek yönünden bir sıkıntımız olmadı. Elektrik, tüp, mazot,
benzin gibi şeylerden çok sıkıntı çektik. Suriyede Arapı olsun, Kürtü olsun
Türkiyeyi çok seviyorlar."
Sırtıkara, Türkiye ile Suriyenin kardeş olduğunu belirterek, "Türkiyenin,
Suriyeye kucak açması doğal. En doğal hakkı. Türkiyenin Suriyedeki çatışmadan,
ölümden kaçanlara kucak açması çok iyi, Allah onların hepsinden razı olsun"
ifadesini kullandı.
-Ev ve kimlik talebi-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğandan ev ve kimliklerinin verilmesini talep
ettiklerini dile getiren Sırtıkara, şunları kaydetti:
"Türkiyeden 34 yıl önce Suriyeye kaçak girmiştim, kimliğimi de almamıştım.
Türkiyede gerekli başvuruları yaptığımda nüfusumun 2004 yılında kapalı kayıt
olduğunu öğrendim. Ben Türk vatandaşıyım, Türküm. Tekrar Türk vatandaşlığımı
istiyorum. Çocuklarıma çalışma imkanı sağlanmasını istiyorum. Biz de herkes gibi
yaşam hakkı istiyoruz. Çocuklarımın okuma imkanı olursa çok memnun oluruz. Burada
yaşamak istiyorum. Bir daha ölüme gitmek istemiyorum. Ölüm her an bizim başımızda
olduğu için Suriyeye geçmeyi bir daha düşünmedim."
Baba Ahmet Sırtıkara ise "Çok sevinçliyim. Evladımı ve torunlarımı ölmeden
görebildim. Hasretlik, gariplik gitti. Yol gözlüyorduk. Dışarıda hasretliğimiz
kalmadı. Birkaç kez telefonla görüşmüştük. Daha sonra telefonları kesildi.
Hayatlarından endişe ediyorduk" şeklinde konuştu.
Kardeşi İsmail Sırtıkara da ağabeyini ilk kez gördüğünü belirterek, şunları
söyledi:
"İç savaş bir vesile oldu. Anlatılacak bir duygu değil. Dünyanın parasını
versen, zenginlik olsa hiçbir şey gözümde değil. Bunların gelişi en büyük
mutluluk. Ağabeyim giderken ben 6 yaşındaydım. Tayyip Erdoğandan Allah razı
olsun, onun sayesinde kavuştuk. Allah onu kazadan beladan korusun."
Sırtıkara, ağabeyi ve ailesine kimlik ve ev verilmesini istediklerini dile
getirdi.
Yayıncı: Cemal Coşkun