ZONGULDAK (A.A) - Mustafa Kemal Bektaş - Sağlıklı bir diyetin,
tahıl, sebze ve meyveler yönünden zengin, sağlıklı yağları içeren, basit şeker
içeriği düşük besinlerden oluşması gerekiyor.
Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik
Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülgün Ersoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
sağlıklı bir diyetin, vücut ağırlığını istenen düzeyde tutması, enerji ve besin
ögelerini de doğru bileşim ve miktarda içermesiyle mümkün olabileceğini söyledi.
Sağlıklı diyet için kişilerin sevdikleri yiyeceklerden vazgeçmesi
gerekmediğine işaret eden Ersoy, şunları kaydetti:
Diyette çeşitlilik önemlidir. Çünkü değişik yiyecek ve içecekler vücudun
gereksinimi olan farklı besin ögelerini sağlamaktadır. Örneğin, çilek C
vitamininin zengin kaynağıdır ama kalsiyumun iyi bir kaynağı değildir. Süt ve süt
ürünleri ise kalsiyumun en zengin besinsel kaynakları olmasına karşın, C
vitamininden zengin değildir. Diyette besin değeri düşük yiyeceklerle besin
değeri yüksek yiyecekler dengelenmelidir. Bir öğün hamburger, patates kızartması
ve gazlı içecekten oluşuyorsa, diğer öğünde salata, tam tahıllı ekmek, pilav,
makarna ile haşlanmış ya da fırında kızarmış tavuk eti tüketilebilir.
Orta düzey yağ ve şeker içeren bir diyet tüketen kişilerin, besin ögesi
gereksinimlerini yeterli şekilde karşılayabildiğini vurgulayan Ersoy, Sınırlı
besin seçeneği bulunan kişiler için zenginleştirilmiş yiyecekler iyi bir seçim
olabilir. Kalsiyumla zenginleştirilmiş portakal suyu veya demirle
zenginleştirilmiş kahvaltılık gevrekler bu zenginleştirmelere örnektir
ifadesini kullandı.
Ersoy, bazı durumlarda diyete ek vitamin ve mineral desteği kullanmanın
diyeti desteklediğini ancak bunların dikkatli kullanılması gerektiğini kaydetti.
-Sihirli formül: egzersiz ve diyet-
Egzersizin vücut ağırlığı ve yağının azalmasını sağladığına işaret eden
Ersoy, Sağlıklı kişilerde yaşla birlikte oluşan vücut ağırlığı artışını önler,
hipertansiyonun kontrol altına alınmasına yardımcı olur, inme riskini azaltır.
Kansere yakalanma riskini de azaltan egzersiz, bağışıklığı ve akciğer
fonksiyonlarını artırır. Denge ve koordinasyonu geliştirir, yaşam süresini
uzatır. Stresi ve depresyonu, vücut imajını beğenmeme duygusu ve yeme davranışı
bozukluklarını da minimize eder. Sağlıklı bir yaşam tarzının en önemli
bileşenleri, sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersiz yapmaktır diye konuştu.
Ersoy, egzersizin şekli, şiddeti ve süresinin beslenme gereksinmelerini de
etkilediğini ifade ederek, şöyle devam etti:
Yoğun şiddetteki egzersizler enerji gereksinimini artırmaktadır.
Erkeklerin kas dokusu ve vücut cüssesi kadınlardan daha fazla olduğu için enerji
gereksinimleri de daha fazladır. Sıklete göre yapılan güreş, vücut geliştirme
gibi sporlar ile görünümün ön planda olduğu dans, jimnastik gibi estetik
sporlarda yetersiz enerji ve besin ögesi alım riski olmaktadır. Aktif kişilerin
karbonhidrat gereksinmesi artmaktadır
Düzenli egzersizin sıvı gereksinimini de çoğalttığını vurgulayan Ersoy,
Sıvılar, vücut ısısının düzenlenmesinde kritik bir öneme sahiptir ve ısıya
bağlı hastalık risklerini önlemektedir dedi.
Sıcak ve nemli hava koşullarında, vücuttan su kaybı oluştuğuna dikkati çeken
Ersoy, Düzenli egzersiz yapan kişiler, egzersiz öncesi, sırası ve sonrası,
optimal performans ve sağlık için yeterli sıvı tüketmelidir. Sıvı tüketimi için
susama duygusu beklenmemeli, özellikle sıcak ve nemli havalarda egzersiz öncesi
sırası ve sonrası sıvı tüketimi artırılmalıdır görüşünü dile getirdi.
Yayıncı: Ebubekir Gülüm