ESKİŞEHİR (A.A) - Deniz Açık - Eskişehirde 2005ten bu yana
kazısına devam edilen ve Batı Anadoluda Helenistik döneme ait en önemli nekropol
alanı olan Şarhöyük Nekropolünde insanların sınıf ve din ayrımı yapılmaksızın
yan yana gömüldüğü tespit edildi.
Kazı Başkanı ve Anadolu Üniversitesi (AÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji
Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taciser Sivas, AA muhabirine, 2005te Şarhöyük
yakınlarındaki bir alanda nekropol bulunduğu tespit ettiklerini belirterek,
nekropolün Helenistik dönemden Bizans dönemine kadar mezarların olduğunu
kaydetti.
Bu kazı sezonunda nekropol alanındaki çalışmalara hız verdiklerini ifade
eden Prof. Dr. Sivas, şöyle konuştu:
Bugüne kadar kremasyon dediğimiz yakarak gömü geleneğine sahip mezarlar,
oda mezarlar, taş mezarlar ortaya çıkarttık. Kazdığımız mezarların bir bölümü
Helenistik dönem MÖ 3. yüzyıla, bir bölümü de Erken Roma dönemine, MS 1. yüzyıl
yarısına tarihleniyor. Bu tarihlemeyi mezardan çıkan buluntulara göre yapıyoruz.
Her mezara o dönemin inancı gereği, ölen kişinin ikinci yaşamından eşlik edecek
ölü armağanları yerleştiriliyor. Her mezarda bir testi ve testinin ağzına
kapatılmış bir çanak var. Bunlar, ölüyle ona eşlik edecek içeceklerin mezara
konulduğunu gösteriyor. Sadece bir testi ve çanak değil. Onunla birlikte ölünün
günlük yaşamında kullandığı eşyalar da bulunuyor. Küpe, bilezik, bileklik var.
Ölülerin ağzında bir sikke de bulunuyor.
-Batı Anadoluda böyle bir nekropolün olması önemli-
Prof. Dr. Sivas, Şarhöyük nekropolünde çok tanrılı bir inanç sisteminin
egemen olduğunu belirlediklerini dile getirerek, şunları bildirdi:
Yakarak ya da doğrudan toprağa gömülme sistemi bu mezarlıkta bir arada.
Farklı dinsel inançlara sahip insanların aynı mezarlıkta gömüldüğünü görüyoruz.
Zengin ya da fakir gibi bir ayrım da yapılmamış. Çok varlıklı bir kişi ile o
dönemin geliri düşük kişisi aynı mezarlıkta yan yana yatıyor. Bu çok önemli.
Bugüne kadar yaptığımız çalışmalar bize bu verileri sundu. Farklı dinlere sahip
insanlar farklı geleneklere, farklı sosyal statülere sahip insanlar aynı
nekropolde bir arada gömülmüş durumdu. Helenistik dönemi mezar geleneklerini ve
tipleri konusunda bir boşluğu dolduracak bir nekropol. Kıyılarda böyle
nekropoller var. Batı Anadoluda böyle bir nekropolün olması önemli.
Nekropolün hemen yanı başından büyük yerleşim mekanlar bulduklarını kaydeden
Prof. Dr. Sivas, nekropol alanından sonraki evrede, erken Hristiyanlık döneminde
bu alanın aynı zamanda yerleşim alanı olarak da kullanıldığını gördük. Nekropolün
hemen yanı başında bir yerleşim alanı kurulmuş. Bu da Bizans döneminde, nüfusun
arttığını ve nekropol alanının yerleşim alanıyla birleştiğini gösteriyor. Bizans
dönemine ait yapıların büyük kemerlerini bulmaya başladık.
-Mezarları çöplerin hemen altında buluyoruz-
Prof. Dr. Sivas, nekropol alanının bulunduğu yerin Eskişehirin eski çöplüğü
olduğunu anlatarak, En büyük problemimiz çöp tabakasını kaldırmak. Mezarları
çöplerin hemen altında buluyoruz. Keşke zamanında bu çöpler buraya dökülmeseydi
de, bu mezarlık çöplüğünün altında kalmasaydı. Mezarların üstünden çöpleri
kaldırmak epey vaktimizi alıyor dedi.
Eskişehir Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve TUSAŞ Motor Sanayii AŞnin
(TEI) katkılarıyla bu alana çevreleyen güvenlik duvarının örüldüğünü belirten
Prof. Dr. Sivas, şöyle devam etti:
Şimdi çok daha güvenli bir şekilde kazı yapıyoruz. Amacımız bir açık hava
müzesi oluşturmak. Mezarlığın üzerine bir sistemle kapatıp, ilerleyen zamanda
buranın gezi alanı olarak kültür turizmine açılmasını istiyoruz. Mezarların çoğu
kerpiçten ve taştan yapılmış. O yüzden doğanın tahribine açık. Buradaki kazılar
uzun zaman devam edecek.
Yayıncı: Mürsel Çetin