MERSİN (A.A) - Mersinde, Soloi Pompeiopolis Kentindeki
Nekropoliste yürütülen kazılarda deprem izlerine rastlanılması üzerine Mersin
Üniversitesi (MEÜ) öğretim üyelerinden Prof. Dr. Selim İnan, alanda araştırma
yaptı.
Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Müze Bölümü öğretim üyesi Prof.
Dr. Remzi Yağcı başkanlığındaki 40 kişiden oluşan kazı ekibinin Mezitli ilçesinde
bulunan Soloi Pompeiopolis Antik kentindeki Sütunlu Cadde, Soli Höyük ve
Nekropoliste sürdürdüğü kazı çalışmalarında sona gelindi.
2002 yılında 10x10 alanda yapılan ve 50 halk mezarının ortaya çıkarıldığı
Nekropoliste bu yıl yeniden başlatılan kazılarda deprem izlerine rastlandı.
Bunun üzerine kazı başkanı Yağcının bağlantıya geçtiği MEÜ Mühendislik
Fakültesi Jeoloji Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Selim İnan, Nekropolis
alanda inceleme yaparak, deprem izlerini araştırmak için çalışma başlattı.
Mersin Valiliği desteğinde gerçekleştirilen kazıya destek veren Mezitli
Belediye Başkanı Uğur Yıldırım da Nekropolise gelerek incelemeler hakkında Yağcı
ve İnandan bilgi aldı.
Kazı başkanı Prof. Dr. Yağcı, alanda yaptığı açıklamada, 2002deki Milli
Egemenlik Caddesinin yapımı sırasında ortaya çıkan bazı antik mezarlar sonucu
çalışma başlattıklarını anımsattı.
Bu kazıda 10x10 metrekarelik alanda 50 mezar çıkınca, bölgenin sit alanı
ilan edildiğini ifade eden Yağcı, şöyle konuştu:
Kentin gelişimine uygun olarak yol çalışmaları gerektiğinden bu yıl 25x25
metrekarelik alanda başlattığımız kazıda, büyük bir Bizans yapısı ile karşı
karşıya kaldık. Resmi ya da dini bir yapı olup olmadığını henüz tespit edemedik.
İçinde bulunan büyük küpler ve lahit parçalarından bu alanda işlik olabileceği
konusunda öngörü oluştu. Ancak yapının duvarlarının olduğu gibi çöktüğünü
görünce, bunun bir deprem sonucu olabileceğini düşünerek Mersin Üniversitesi ile
iletişime geçtik.
Nekropolisteki yapıların doğal afet sonucu yıkıldığının tahmin edildiğini
vurgulayan Yağcı, Eğer burası deprem sonucu yıkıldıysa, bu hem Anadolunun, hem
de Mersinin deprem tarihi için önem taşıyor. Mersindeki arkeolojik yapıların ne
şekilde yıkıldığı, nasıl sona erdiği bu kazılarla ortaya çıkıyor diye konuştu.
Deprem izlerine geçmiş yıllarda Sütunlu Caddede yapılan kazılarda
ulaştıklarını belirten Yağcı, şunları kaydetti:
Sütunlu Caddede büyük anıtsal kapıların tabana devrildiğini açığa
çıkarmıştık. Milattan sonra 525, yani 6. yüzyılın ilk çeyreğinin görüntüsünün
fotoğraflamıştık. Sanırım şu anda bulduğumuz yapıda da bu söz konusu. Ortaya
çıkan tablo orijinaldır. Bu nedenle bu anıtsal alanın bütünlüğünün korunması ve
özel bir çalışma yapılması lazım. Yoksa bulduklarımız gelecek kuşaklara intikal
etmeyebilir.
-Yıkıntılar deprem izleri taşıyor-
Nekropol alanda yaptığı incelemeyi değerlendiren Prof. Dr. İnan da, bölgede
duvarların kuzey doğu yönüne yıkılmasının ve kiremit dizileri şeklinde
yığılmasının geçmiş dönemde meydana gelen depremlerle benzerlik gösterdiğini
söyledi.
Yıkıntıların deprem izleri taşıdığı anlamına geldiğini belirten İnan, İlk
elde edilen bulgularda bu depremin 527li yıllarda meydana gelme ihtimalinin
büyük olduğu kanısına vardık dedi.
Batı Anadolu bölgesindeki antik kentlerde bulunan opera ve tiyatro salonları
ile agoralardaki devrilmelerin de buna benzediğine işaret eden İnan, ayrıca elde
ettikleri deniz kabukluları ile de tsunami ve deniz ilerlemesi olup olmadığını
araştıracaklarını kaydetti.
Tarihçilerin kayıtlarına göre Kilikya bölgesinde 1268li yıllarda Adananın
bulunduğu alanda büyük bir deprem olduğu ve 60 bin kişinin öldüğünün yer aldığını
bildiren İnan, bunun büyük bir deprem olduğunu ve buranın da o depremin etkisiyle
yıkılmış olabileceği ihtimali üzerinde durduklarını sözlerine ekledi.
Muhabir: Veli Gürgah
Yayıncı: İsa Sansar