MALATYA (A.A) - Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Başdanışmanı
Şevket Kazan, Tansu Çiller 28 Şubat MGK toplantısından sonra Erbakan hocamıza
Efendim bu generalleri emekliye sevk edelim demiş. Ama Erbakan kabul etmemiş.
Doğru. Hemen arkasından demedi. Daha sonraları, Haziran ayına doğru böyle bir
ifadede bulundu. O tarihte biz bunu yapamazdık. Çünkü ortalık fevkalade
gergindi dedi.
Kazan, partisinin Malatya İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında,
gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını
yanıtladı.
Sınır ötesi operasyon tezkeresinin TBMM Genel Kurulunda kabul edildiğini
hatırlatan Kazan, Temenni ediyorum ki, savaş durumu olmaz, olmayacak inşallah.
Ama böyle bir karar çıkmış olması da, karşı tarafta azgınlaşan bazılarını
herhalde biraz durdurur düşüncesindeyim diye konuştu.
Bir gazetecinin dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çillerin 28 Şubat
sürecine ilişkin açıklamalarının basında yer aldığını hatırlatması üzerine Kazan,
Tansu Çiller 28 Şubat Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısından sonra Erbakan
hocamıza Efendim bu generalleri emekliye sevk edelim demiş. Ama Erbakan kabul
etmemiş. Doğru. Hemen arkasından demedi. Daha sonraları, Haziran ayına doğru
böyle bir ifadede bulundu. O tarihte biz bunu yapamazdık. Çünkü ortalık fevkalade
gergindi ifadelerini kullandı.
Necmettin Erbakanın Tansu Çillere Aramızdaki protokole göre 2. yılın
başında sen Başbakan olabilirsin. Seni Başbakan yapalım. Ondan sonra zaten
Ağustos başında Yüksek Askeri Şura toplantısında bu paşaları emekli ederiz.
Yoksa böyle krizlerin içinden geçerken bunu yapacak olursak, bu, ateşe benzin
dökmeye benzer dediğini aktaran Kazan, şunları kaydetti:
Tansu Çiller gitti, Süleyman Demirelle görüştü. Geldiğinde Demirelin
görevi kendisine vereceğini söylediğini iletti. Erbakan dedi ki; Bak bunu Teknik
Üniversiteden tanırım. Buna güven olmaz. Bir daha gitti, geldi. Efendim
verecek dedi. 289 milletvekili de güvenoyu vereceklerine dair imza verdiler.
Maalesef bir baktık ki; Tansu Çillere hükümeti kurma görevini verecek diye
beklerken, Mesut Yılmaza verdi. Ve hükümet de Batı Çalışma Grubunun eline
geçti.
Tansu Çillerden sonra kendisinin de 28 Şubat Soruşturması kapsamında
ifadesinin alındığını hatırlatan Kazan, 5 yıllık siyasi yasak süremde Refah
Gerçeği diye 4 ciltlik bir kitap yazdım. Bunun 3. cildi tamamen 28 Şubatla
ilgiliydi. 28 Şubat çok karmaşık bir olay. Darbe ama nasıl bir darbe. İsmi bile
postmodern darbe. Darbelere isim bulunamadı da postmodern darbe dendi.
Soruşturmayı yapacak olan başsavcıya faydası dokunur diye kendisini ziyarete
gittiğimde o kitabı götürdüm. Bu kitabı eğer dikkatle incelerseniz tahkikata
nereden başlayacağınızı siz kendiniz taktir edersiniz dedim. Kitapta bir Batı
Çalışma Grubu krokisi vardı. Bu çerçeveden başlarsanız, isabetli olur demiştim.
Oradan başlandı herhalde. Çünkü önce Çevik Biri aldılar. Ondan sonra Genel
Sekreteri aldılar diye konuştu.
Başsavcıya, iktidarları döneminde bir muhalefet türünün başladığını
anlattığını belirten Kazan, Hiçbir parti döneminde olmamıştır bu. Gazetenin
başlığına bakıyorsunuz. Bir askeri yetkili dedi ki. İsmi yok. Ama altında
dediği yazılı. Daha sonra kimlerin dediği, hepsi ortaya çıktı. İfade vermek için
gittiğim zaman memnuniyetle gördüm ki, aşağı yukarı 400 sayfalık o kitabın her
tarafına plasterler takılmış, demek ki iyi okunmuş, iyi anlaşılmış. İnşallah
davanın açılmasında da hayallere değil, tamamen gerçeklere dayanan deliler ortaya
konmuş olur dedi.
Şevket Kazan, bir gazetecinin Numan Kurtulmuşun AK Partiye geçmesini nasıl
değerlendirdiğini sorması üzerine, İsabet olmuş. Maalesef Milli Görüşçü olmamış
ki... O belki de SPyi biraz daha geliştireyim, götüreyim AK Parti iskelesine
yanaştırayım diye düşünüyordu ama kendisi geçti dedi.
Muhabir: Yeter Erdine / Tuba Karahan
Yayıncı: Cemal Coşkun