BURSA (A.A) - Büşra Nur Özcan - Bursalı ahşap ustası 68
yaşındaki Bedri Karalar, ince uçlu matkapla desenler işleyip, renkli boncuklarla
süslediği su kabaklarını (Susak), içine yerleştirdiği ampullerle aydınlatma
aksesuarlarına dönüştürüyor.
Bursa Tahtakalede uzun yıllardır hediyelik eşya üreten Karalar, AA
muhabirine, 1962den bu yana kabak sanatıyla uğraştığını, ahşap hediyelik
eşyalar yaptığını söyledi.
Kabak sanatını çırak, kalfa, usta olarak Bursada devam ettirmeye
çalıştığını anlatan Karalar, Kabağın önce hangi işe uygun olduğunu seçerek ona
göre işlemek lazım. Mesela çeşitli hayvan figürleri yapıyorum. Çok farklı şeyler
meydana çıkıyor. Atölyeye gelen ziyaretçiler, burayı müze gezer gibi gezdiklerini
söylüyorlar. Bu da beni mutlu kılıyor dedi.
Memleketindeki fuarlara katıldığında nereden katıldığını soranlara
Bursadan cevabını verdiğinde herkesin hayret ettiğini dile getiren Karalar,
Ziyaretçiler, Bursada böyle bir sanatı görmediklerini söylüyorlardı. Bu
sanatı, hem seviyorum hem özenerek yapıyorum. Sanat değeri olan kabakları,
meydana çıkartıyorum. Kabağı ele alıp da dört beş delik delmekle Kabak sanatını
yapıyorum, bu kabak benim işimdir demek doğru bir şey değil. Sanat çok farklı
bir şey, çok özenerek yapmak lazım. Herkes, her şeyi yapabilir ama işin
estetiğini bulmak lazım diye konuştu.
-Artık çırak yetişmiyor-
Uzun bir süre yakma-dağlama sanatıyla uğraşarak mahalli hediyelik eşyalar
yaptığını anlatan Karalar, şunları kaydetti:
Hacivat-Karagöz, Emirsultan Camisi, teleferik, kılıçkalkan figürlerini
işlediğim mahalli hediyelikler yaptım. Sonra tekrar kabak sanatını yapmaya
başladım. Hediyelik eşya yapmayı ustamdan öğrendim. Hediyelik eşyalarımızın hepsi
satılmak üzere, Antalyaya, Alanyaya, sahil kesimlerine gidiyordu. Orada kabak
sanatını gördük ve bakarak öğrendik. Biz de bu işi yaparız dedik ve yaptık.
Ustamdan öğrendiğim çok şey var. Hediyelik eşya, ahşaptan yapılan her türlü şey,
bilgi, sanatı da ondan öğrendim. Şu anda Bursadaki ağaç tornacılarının tamamına
yakını bizim çırağımızdır. Bizim atölyemizde çalışmış, bizden bir şey
öğrenmiştir. Ama bu yaştan sonra usta da çırak da kalfa da biziz. Artık çırak
yetişmiyor.
-Su kabağının aydınlatma aksesuarı olma yolculuğu-
Bedri Karalar, su kabağının aydınlatma aksesuarına dönüşme yolundaki
aşamaları şöyle anlattı:
Önce, kabakların üzerindeki kabuğu, pası, küfü silmek için suya sokuyorum.
Suyun içinde alüminyum bulaşık teliyle ovuyorum. Bu işlemi zımpara ile yapmamak
lazım. Temizledikten sonra, kabağın kuruması gerekiyor. Sonra ise kabağın şekline
göre bir desen tasarlıyorum kafamda. Üzerine istediğim motifleri çiziyorum.
Kabağın şekline, büyüklüğüne, küçüklüğüne göre lale, karanfil, geometrik desenler
veya minyatür bir resim yapıyorum. Sonra desenlerin üzerinden matkapla küçük
delikler açıyorum. Bir sonraki aşamada deliklerin boncuklarla süslenmesi.
Boncukları deliklere monte edip, çaktıktan sonra bir de yapıştırıyorum ve kabağın
içine bir ampul yerleştiriyorum. En son işlem olarak da ince bir vernik
vuruyorum.
Kabakları, Bursanın köylerinden temin ettiğini belirten Karalar, şunları
kaydetti:
Biriktirdiğim kabak çekirdeklerini köylülere veriyorum. Onlar da
ekiyorlar. Kabak çekirdeklerini çok derine ektiklerinde toprak çok sıkıştırıyor
ve kabak, yeteri kadar büyümüyor. Normalde kabaklar, 10, 12, 15 metre uzuyor.
Kabağın bir asmanın, bir ağacın kenarına ekilmesi lazım. Nisan ve mayıstan sonra
ekilen kabaklar, 10-12 metre büyüyor. Her kök, 7-8 kabak veriyor. Aralığın
15inden önce koparılan kabaklar, çürüyor. Bu yüzden mutlaka kabağın dalında
durması ve toprağa değmemesi lazım. Koparılmasının ardından ince kabuğu soyulur
ve sonra uzun ömürlü olarak saklanır.
Yayıncı: Kamuran Akkuş