DENİZLİ (A.A) - Çal ilçesine bağlı Aşağıseyit köyünde
çobanlarının sürüleriyle yarıştığı 8 asırlık geleneksel Sudan Koyun Geçirme
yarışması yapıldı.
Çal, Çivril ve Baklandan çobanların sürüleriyle katıldığı yarışma,
Aşağıseyit köyü sınırları içerisinde bulunan Şehit Kurt Alinin mezarının ziyaret
edilmesiyle başladı.
Yarışmada çobanlar, sadakat ve sevgisini göstermek için koyunlarını Büyük
Menderes Nehrinin sularına çekmeye çalıştı. Suyun içine giren çobanlar,
ıslıklarla koyunlarını çağırdı. Sürülerin suya atlaması sırasında maniler
söylendi, davul-zurna eşliğinde çobanlar motive edildi.
Sürüleri suya girdikten sonra Büyük Menderes Nehrinin karşı yakasına geçen
çobanlar, büyük sevinç yaşadı.
Yarın tamamlanacak ve 839 yıldır yapıldığı belirtilen yarışmada dereceye
giren çobanlara çeyrek altın ve hayvan yemi verileceği öğrenildi.
Yarışmayı izleyen Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan, gazetecilere yaptığı
açıklamada, milli ve manevi değerlerin yaşatılması gerektiğini söyledi.
Yarışmanın Anadolunun en eski geleneklerinden biri olduğunu belirten Zolan,
Kendi değerlerimizi yaşattığımız sürece biz olabiliriz. Gelenek ve
göreneklerimizi gelecek nesillere aktaramazsak, başka ülkelerin gelenek ve
göreneklerini benimsemek zorunda kalırız. Milli ve manevi değerlerimize sahip
çıktıkça ayakta kalmaya devam edeceğimizden şüphemiz yok dedi.
Çal Kaymakamı Fatih Arıkoğlu ise 839 yıllık bir aşk hikayesinin binlerce
insanı Çala getirdiğini ifade ederek, yarışmanın Birleşmiş Milletler Eğitim,
Bilim ve Kültür Teşkilatının (UNESCO) Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras
Listesine alınması için girişimde bulunacaklarını kaydetti.
Denizlinin, Türkistandan Anadoluya gelen Oğuz boylarının yerleştiği bir
bölge olduğunu dile getiren Arıkoğlu, neredeyse 900 yıllık geleneğin devamının
yaşandığını belirtti.
Yarışmayı Denizli Vali Yardımcısı Abdullah Acar, MHP Genel Başkan Yardımcısı
Emin Haluk Ayhan, AK Parti Denizli Milletvekili Bilal Uçar ve vatandaşlar da
izledi.
-Yarışmanın hikayesi-
Aşağıseyit köyünde her yıl düzenlenen yarışmaya ilham olan efsane ise şöyle:
Karakoyunlu aşiretinden bir çoban, Çal yöresine yerleşen Oğuz beylerinin
birine çoban olur. Çoban ile beyin kızı birbirlerine aşık olur. Yörede çok
sevilen çoban, beyden kızını ister, ancak kızını vermek istemeyen bey, çobana
gerçekleştirmesinin imkansız olduğunu düşündüğü bir görev verir.
Bey, çobana kızıyla evlenebilmesi için koyunlara 3 gün boyunca tuz
yedireceksin ve Büyük Menderes Nehrinden su içirmeden karşıya geçireceksin der.
Bu şartı kabul eden çoban, denildiği gibi koyunları su içirmeden karşıya geçirir.
Çobanın denileni başarmasına karşın bey, yine de kızını vermez. Bey kızının
aşkından hastalanması üzerine çoban yöreden kovulur, kız ise bir süre sonra ölür.
Çoban, bundan sonraki ömrünü kaval çalarak dağlarda geçirir. Yöre halkı, bu
tarihten itibaren her yıl kendi aralarında sudan koyun geçirme yarışması yaparak,
bu büyük aşka olan saygılarını gösterir.
Muhabir: Mustafa Çiftçi / Ali Rıza Karasu
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu