MANİSA (A.A) - TBMM Darbeleri Araştırma Alt Komisyonu üyeleri,
Manisanın Akhisar ilçesine bağlı Sünnetçiler köyünde, 27 Mayıs 1960 darbesinin
Milli Birlik Komitesi üyesi emekli binbaşı Ahmet Er ile görüştü.
Enver Yılmaz başkanlığında Selçuk Özdağ, Cengiz Yavillioğlu, Şirin Ünal,
Ahmet Toptaş ve Özcan Yeniçeriden oluşan komisyon üyeleri, 85 yaşındaki Erin
yaşadığı Sünnetçiler köyüne geldi.
Burada gazetecilere açıklama yapan Enver Yılmaz, 27 Mayıs 1960 darbesi ve
1971 muhtırasıyla ilgili, dönemin Milli Birlik Komitesinde görev yapan emekli
binbaşı Ahmet Erin bilgisine ve görüşüne başvurduklarını anlattı.
Erin sağlık sorunları nedeniyle görüşmeyi evinde yapmayı uygun gördüklerini
ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu:
O döneme ilişkin Milli Birlik Komitesinde yer alan ve halen hayatta olan 5
komite üyesinin olduğunu biliyoruz. Bu çerçevede bugün buradayız. TBMMnin 27
Mayıs darbesini ve 71 muhtırasını araştıran alt komisyonu olarak Sayın Ahmet Eri
yaklaşık 2 saat dinleme imkanımız oldu. Kendisi kesinlikle darbeci, muhtıracı ve
cuntacı olmadığının altını özellikle çizdi.
Zira 60 ihtilalinde kendisinin daha sonra katılım gösteren bir ekiple
birlikte hareket ettiğini belirtti. Darbelerin ne kadar zararlı olduğunu,
Türkiyenin yaşayarak gördüğünü belirterek, birtakım somut olayları bizlere
anlattı. Özellikle 1960 ve 71 özelinde darbeyi yapanların ekonomik varlıklarının
araştırılması konusunda ısrarcı oldu. Faydalı, güzel bir görüşme oldu. Kendisine
komisyonumuza gösterdiği misafirperverlik nedeniyle teşekkür ettik. Bir Milli
Birlik Komitesi üyesinin darbelere şiddetle karşı çıkması bizle açısından da
önemlidir.
Enver Yılmaz, gazetecilerin Görüşme sırasında Said Nursinin mezarının
yeriyle ilgili Ere soru yöneltildi mi sorusuna, Evet o konuyla ilgili
değerli milletvekilimiz Sayın Selçuk Özdağ bir soru yöneltti kendisine. Ahmet Bey
doğrudan bilgisinin olmadığını, merhum Alparslan Türkeşten nakledilen birkaç
olaya şahit olduğunu ancak bu konu ile ilgili gerekli bilgi ve belgelerin
İçişleri Bakanlığında mevcut olabileceğini söyledi karşılığını verdi.
-CHP Milletvekili Toptaş-
Komisyonda yer alan CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş da 1960
darbesiyle ilgili partisine yönelik eleştirilerin de yapıldığının ifade edilmesi
üzerine şöyle dedi:
1960 darbesini İsmet Paşanın yaptığını yaptırdığına yönelik gerçek
olmayan bir algı yaratılmaya çalışıyor. Bu algı da yaratılmıştır. İsmet Paşanın
darbeyi yapanların kim olduğundan dahi haberi yoktur. Bu algının yaratılmasının
bir anlamı yok. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi demokrat bir partidir. Sosyal
demokrat bir partidir. Bütün darbelere karşı olduğumuzu defalarca söylemişizdir.
Bu konuda bir sıkıntımız yok.
-En kötü demokrasi en iyi ihtilalden daha iyidir-
Ahmet Er ise gazetecilere yaptığı açıklamada, darbeleri kesinlikle tasvip
etmediğini belirterek, şöyle konuştu:
Evvela darbeci olmak tabirini kesinlikle reddediyorum. Benim hayat seyrim
darbeci olmadığımı ancak Türk İslam medeniyetinin çizgilerinde yürüdüğümü
bildiriyor. Biz 27 Mayıs hareketine darbecilerin Türk milletine olacak zararını
önlemek maksadıyla girdik. Milletimden bizi darbeci olarak tanımamalarını
istiyorum. Biz birtakım olayların önüne geçebilmek adına orada yer aldık.
27 Mayıs darbesini Türk milletine yapılan zulüm diye niteleyen Ahmet Er,
şunları söyledi:
Biz asıl darbe niyeti ile işin içine girenlerden bu insanları korumak için
adeta çırpındık. İsviçreye göndermeye karar verdik. Türkeş, Gürseli ikna etti.
Araştırılırsa belki o arşivlerde bulunur. Muameleler başlıyordu. Fakat asıl darbe
yapan subaylar bunu haber alarak, konuyu komiteye götürdüler. İşlemleri
durdurdular.
Türkeş ve ekibi olmasaydı kan gövdeyi götürürdü. Adnan Menderes idam
edildiği zaman biz Libyadaydık, eşimle beraber ağladık. Bu tarihe büyük bir
lekedir. Ben darbeciliği kabul etmiyorum. Ben darbeci bir insan değilim. Ancak
darbeyi yapanların zalimane hareketlerini önleyebilir miyiz diye bu harekete
katıldık. Ve çok yerde de önledik.
Ahmet Er, darbeyi yapanların Menderesi alaşağı etmek, Halk Partisini
bütün kadrosuyla yerleştirmek amacı güttüğünü anlatarak, sözlerini şöyle
tamamladı:
Bu inkar edilmez bir gerçektir. En kötü demokrasi en iyi ihtilalden daha
iyidir. 27 Mayısa niçin girdiniz- Biz o zaman kıtalarda subaydık. Gördük ki
Türkiyede partiler arası kavga şiddetlendi. İsmet İnönü Sizi ben de kurtaramam
dedi. Şartlar tamamen olgunlaşınca ihtilal meşru olur sözünü söyledi. Bu çok
korkunç bir beyandır. İnönü rahmetliyi tutan ordu içindeki grup çok yüksekti,
yüzde 90 diyebilirim.
Bize istihbarat geldi, bazı subaylar Demokrat Partinin elinden iktidarı
alıp İsmet Paşaya teslim edecekleri yönünde. Bu gelişme üzerine, buna karşı
olduğumuz için Türkeş ve arkadaşları olarak bir grup halinde hareketin içine
girdik. Zaten Türkeş bunları mektubunda söylüyor. Bizim hareketimiz kültür
hareketiydi. Ama buradan hızlanan ihtilal grupları mecburen bizi bu hareketin
içine itti.
Muhabir: Mustafa Yıldırım / Bahri Okumuş
Yayıncı: İbrahim Uyar