BURSA (A.A) - TBMM İnsan Haklarını İnceleme Terör Alt Komisyonu
Başkanı ve AK Parti Amasya Milletvekili Naci Bostancı, Uludere Alt Komisyonunca
kabul edilen, 2011de Şırnakın Uludere ilçesinde 34 kişinin hayatını kaybettiği
olayla ilgili taslak rapora ilişkin, önemli olanın benzeri kazaların meydana
gelmeyeceği çizgide devam etmek olduğunu belirterek, raporun geri çekilmesi gibi
bir konunun söz konusu olamayacağını söyledi.
Bostancı, Bursa Gönüllü Kuruluşlar Platformunca Ördekli Kültür Merkezinde
düzenlenen 12 Eylül Penceresinden Darbeler ve Siyaset konferansı öncesinde
gazetecilerin taslak raporla ilgili sorusu üzerine Uludere raporunu tek başına
değerlendirmenin yanlış olacağını söyledi.
İnsan Hakları Komisyonunun çok çeşitli raporlar hazırladığını belirten
Bostancı, şöyle konuştu:
O raporlara ilişkin olarak da BDPnin olsun, CHPnin olsun, tavırları
farklı değildi. Dolayısıyla şaşırtıcı bir durumla karşı karşıya değiliz. Uludere,
çok müessif bir hadise. Herkesin çok üzüldüğünü biliyoruz. O, bir kazadır
sonuçta. Oradaki köylülere, sivil halka yönelik bir kasıt asla söz konusu olamaz.
Rapor da buna ilişkin bir takım mülahazaları, çalışmaları ortaya koyuyor.
Dolayısıyla raporun ortaya koyduğu verileri esas ve bu ortak çalışmanın
perspektifini dikkate almanın uygun olacağı kanaatindeyim.
Bostancı, devletin Uluderedeki yaraları sarmak için elinden geleni
yaptığını ve yapmaya devam edeceğini ifade ederek, Hem Türkiyedeki insanlar
hem de devlet bu yaralayıcı konuya ilişkin gereken tavrı gösterdi. Bundan sonra
acı olarak yaşadığımız, bir derin yara olarak içimizde yer alacaktır. Önemli
olan, bundan sonra bu tür kazaların meydana gelmeyeceği bir çizgide devam
edebilmektir. Herkes, bu konuda çok dikkatlidir. (Rapor) Geri çekilmesi gibi bir
konu söz konusu olmaz şeklinde konuştu.
-25 Şubat süreci-
Darbelerin maddi ve insani kayıpların yanında moral kaybına da neden
olduğunu dile getiren Bostancı, 28 Şubat süreci ve sonrasında Türkiyenin
milyarlarca dolarlık kaybı olduğunu, 100 milyar dolardan 300 milyar dolara kadar
çeşitli rakamların telaffuz edildiğini vurguladı.
Bu, işin bir tarafı, önemli olan ise genç kuşakların yaralanmasıdır
diyen Bostancı, şunları anlattı:
Kendi genç kuşaklarına saygı göstermeyen yönetimler geleceklerini de
kuramaz. Kendi kökünü biçmek gibidir. En kötü demokrasi, en iyi varsayılan,
gönüllerde geçen darbelerden daha iyidir. Türkiye, bunu öğrendi. Bundan sonra bu
tür yöntemlerin iş yapmayacağını sadece darbeciler değil, herhalde darbecilere
destek veren çok çeşitli kesimler, sektörler de görüyor. Her kim Türkiyede
iktidar ilişkileri içerisinde yer almak istiyorsa gözünü dikeceği, bakacağı,
ilham alacağı, fikirlerini paylaşacağı yer, halktır.
Bostancı, darbelerden ders çıkarmak gerektiğini, demokrasinin de dersler
üzerine olgunlaşacağını kaydederek, Türkiyedeki demokrasinin yaşananlardan sonuç
çıkardığını bildirdi.
Bostancı, sözlerini şöyle tamamladı:
Sağıyla, soluyla. O yüzden siyasi partilerden, çok çeşitli siyasi
eğilimlerden bağımsız olarak Türkiyede halkın büyük bir çoğunluğu, darbelere
karşıdır. Bunu da toplumsal birliğin ve dirliğin en önemli unsuru sayarlar, hem
darbelere karşı olmayı hem de demokrasiyi. Bir toplumda, dirlik ve birlik güçle
sağlanmaz, rızayla sağlanır. Rızayla sağlayacağınız yerde de demokrasi gerekir.
Muhabir: Büşra Nur Özcan
Yayıncı: Kemal Kaymak