TRABZON (A.A) - Asena Akçay - Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım
Derneği (ASYOD) Başkanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, her üç kişiden birinin alerjik
bünyeye sahip olduğunu belirterek, Günümüz tıbbı, alerjiyi yok edemese de
kontrol altına alabilmekte, doğayla daha barışık, daha özgür ve bunun sonucunda
daha mutlu bir hayatı mümkün kılmaktadır dedi.
Özlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, havanın ısındığını, mevsimin pozitif
enerjisinin çevreye yansıdığını baharla birlikte bazı kişiler için korkulu bir
dönemin başladığını belirtti.
Toplumda yaklaşık her üç kişiden birinin alerjik bünyeye sahip olduğuna
ifade eden Özlü, Tıpta buna atopi diyoruz. Atopik kişilerin önemli kısmında
mevsimsel sorunlar söz konusudur. Yani belli mevsimlerde kişide alerjik
yakınmalar başlayabilir veya varsa şiddeti artabilir. En sıklıkla bahar ve güz
aylarında sorun yaşanıyor diye konuştu.
Mevsimsel alerjinin sık rastlanan nedeninin polenler olduğunu dile getiren
Özlü, şunları söyledi:
Soluduğumuz havada bulunan ağaç ve otların çiçek tozları, hassas kişilerde
sorunların asıl nedenidir ancak iklim koşullarına paralel olarak havadaki ev tozu
veya küf mantarı gibi diğer birçok alerjen yükü de önemli ölçüde
değişebilmektedir. Bu nedenle her mevsim alerjisi polene bağlanmamalıdır.
Günümüzde alerjik hastalıkların teşhis ve tedavisiyle ilgili büyük gelişmeler
olmuştur. Kişinin alerjik bünyeye, hastalığa sahip olup olmadığı, alerjisinin
neyle ilişkili olduğu, alerjik hastalığının hangi organda yerleştiği ve ağırlığı
kolayca ölçülebilmektedir.
Doğru teşhis sonrasında kişinin duyarlı olduğu alerjenleri tanıyıp bunlardan
kaçınmasının en iyi yaklaşım olduğuna işaret eden Özlü, bu mümkün olmadığında
alerjik reaksiyonları önleyip kontrol altına alan, şiddeti azaltan, alerjik
yakınmaları gideren, yaşam kalitesini düzelten tedavilerin uygulanabileceğini
kaydetti.
Özlü, alerjik bünyeye sahip her kişinin alerji hastası olmadığını
vurgulayarak, Örneğin bir kişide alerjik deri testleri yapılıp belirli
alerjenlere karşı duyarlılığın saptanması, o kişinin hemen tedavi edilmesi
gerektiği anlamına gelmez. Hastayı rahatsız edici yakınmalara neden olmayan,
yaşam kalitesini bozmayan bir duyarlılık tedavi gerektirmez. Böyle kişilerin
sadece bazı koruyucu tedbirler almaları önerilir dedi.
-En sık rastlanan ve en önemli hastalıklar arasında-
Alerjinin, bazı kişilerde cilt, bazılarında solunum yolu hastalığı,
bazılarında ise sistemik bir hastalık şeklinde ortaya çıktığını anlatan Özlü,
Alerjik hastalıklar eğer etkin şekilde tedavi edilmezse kişiyi bezdirir, yaşam
kalitesini düşürür. Alerjik hastalıklar en sık rastlanan ve en önemli hastalıklar
arasındadır diye konuştu.
Alerjik nezlede, tatlı bir kaşıntı ve bıktıracak şekilde art arda
hapşırmalar, devamlı nezle hali, burun akıntısı, tıkanıklığı görülebileceğini
bildiren Özlü, şöyle devam etti:
Bu tıkanıklıktan ötürü kişi burundan nefes alamaz hale gelebilir.
Hastaların burnumda et var şeklinde ifade ettikleri polipler oluşabilir. Hasta,
ağızdan nefes alıp vermeye başlar. Bu durumda solunan hava süzülüp
nemlendirilmeden ve ısıtılmadan akciğerlere ulaştığından buna bağlı sorunlar
yaşanabilir. Alerjik göz nezlesinde de benzer şikayetler olabilir. Gözlerde
sulanma, kızarıklık ve yanma, adeta göz kapakları altında kum varmış şeklinde
rahatsızlık hissedilir. Gözde dayanılmaz bir kaşıntı olabilir.
Alerjik sinüzitle ilişkili baş ağrısı, yüzde, alın bölgesinde ağırlık ve
ağrı, geniz akıntısına bağlı boğazda gıcıklanma, yanma, kaşıntı, devamlı yutkunma
ve boğaz temizleme ihtiyacı olabileceğine dikkati çeken Özlü, şu bilgiyi verdi:
Kişi, bir türlü boğazındaki balgamı koparıp atamadığını ve devamlı bundan
rahatsızlık duyduğunu, aklının hep orada kaldığını söyler. Astımlı hastalarda ise
göğüste sıkışma, tıkanma, nefes alıp verirken darlık ve zorlanma, hırıltılı
solunum ve inatçı öksürük nöbetleri olur. Gece sabaha karşı uykudan uyandıran,
çok rahatsız edici öksürük ve nefes darlığı atakları gelişebilir. Hasta yürürken,
yokuş ve merdiven çıkarken zorlanabilir.
Özlü, günümüz tıbbının, alerjiyi yok edemese de kontrol altına alabildiğini,
doğayla daha barışık, daha özgür ve bunun sonucunda daha mutlu bir hayatı mümkün
kıldığını kaydetti.
Yayıncı: Murat Kaban