SAKARYA (A.A) - Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Avrupa Birliği
(AB) üyesi ülkeleri centilmenliğe davet ederek, Gümrük Birliğine ve birliğe
dahil olmayan birçok ülkeye vizesiz giriş imkanı sağlanmasına rağmen, 18 yıldır
Gümrük Birliği Anlaşması bulunan Türk iş adamlarına vize uygulanmasının insan
hakları ihlali ve ticarette haksız rekabet olduğunu ifade etti.
Çağlayan, Türk Traktör Fabrikasının Erenler ilçesinde düzenlenen temel atma
töreninde yaptığı konuşmada, Türkiyenin AB ile 18 yıldan beri Gümrük Birliği
Anlaşması uyguladığını anımsatarak, anlaşmayı imzalayan Türk hükümetinin büyük
bir yanlışlıkla ABnin 3üncü dünya ülkeleriyle yapacağı anlaşmalarda Türkiyenin
taraf olmasını engellediğini anlattı.
Onları suçlamak adına söylemiyorum ama Türkiyenin geçmişte yaptığı bu
hatanın bedelini, çok ağır şekilde bize ödettiriyorlar diyen Çağlayan, şöyle
devam etti:
Bugün Türkiye, 18 yıldır bu anlaşmayı yapmış, ihracatının 2 yıl öncesine
kadar yüzde 48ini Avrupaya yapan ve ihracatının yüzde 95i sanayi ürünleri olan
önemli bir ülkedir. 2011de AB, yüzde 1,5, Türkiye yüzde 8,5 büyüdü. Türkiye, AB
üyesi olsaydı, bundan kazanan AB olacaktı, yüzde 1,5 yerine 1,8 büyüyecekti.
Belki 4 milyon yerine daha az insan işsiz kalacaktı.
Bugün Türk iş adamına vize uygulayan, yapmış olduğu ürünlerin serbest
dolaşım hakkını elinden alan AB, yetmezmiş gibi şimdi de Türkiyeyi serbest
ticaret anlaşmalarında kapsam dışı bırakıyor.
Güney Kıbrıs Rum Kesimindeki bankaların 10 milyon avro bulamadığı için 10
gündür kapalı olduğunu anımsatan Çağlayan, Rum kesimi gibi 3 tanesi bugün bir
Koç Grubu yapmaz. Böyle bir ortamda Türkiye, geçmişteki hatasından dolayı AB,
Meksika gibi, Cezayir gibi ülkelerle anlaşma yaparak ürünlerin ülkemize gümrüksüz
girmesini sağlamış çünkü ellerine koz girdi şeklinde konuştu.
Malların Türkiyeye gümrüksüz girdiğini, Türkiyenin ise ortalama yüzde
40-50 gümrük vergisi ödemek zorunda kaldığına işaret eden Çağlayan, uygulamanın
haksız rekabet olduğunu vurguladı.
-AB ile Amerika arasındaki serbest ticaret görüşmeleri-
Çağlayan, ABnin Amerika ile Transatlantik serbest ticaret görüşmeleri
yaptığını kaydederek, Türkiyenin Amerika ile ticaretinde dengesizlik olduğunu, 1
satarken 3 aldığını anlattı.
AB ile ABD arasında serbest ticaret anlaşması yapılması ve Türkiyenin
dışarıda kalması halinde, mevcut durumu bile arayacaklarına dikkati çeken
Çağlayan, ABD ile arasındaki haksız ticaret ortamı nedeniyle Türkiye, bu işten
çok ciddi şeyler kaybeder. Sanayicim ve ihracatçım ciddi problemlerle karşı
karşıya kalır. Bugün Türkiyeye gümrükle girmek zorunda kalan ABD ürünleri,
böylelikle AB üzerinden sıfır gümrükle girer ama benim ürünlerime karşı ABD,
gümrük uygulamasına devam eder. Japonya için de bu durum geçerli. Bugün
Japonyaya 1 satıp 10 alıyoruz diye konuştu.
Ey AB, Gümrük Birliği Anlaşmasında sizi centilmenliğe davet ediyoruz
diyen Çağlayan, şunları dile getirdi:
Bugün Gümrük Birliğine ve size dahil olmayan birçok ülkeye vizesiz giriş
imkanı sağlarken, 18 yıldır Gümrük Anlaşması bulunan Türk iş adamına vize
uygulaması yapmanızı, insan hakları ihlali ve ticarette haksız rekabet olarak
ifade ediyoruz. Mallarımızın serbest dolaşımına engel olmayınız. Sizin
bahsettiğiniz liberalliğe aykırıdır bu.
Tüm bunlar yetmiyormuş gibi serbest ticaret anlaşmasında Türkiyeyi taraf
yapmayan AB, bu durumda kimse kusura bakmasın, biz de Gümrük Birliği yerine
serbest ticaret anlaşması yapalım çünkü serbest ticaret anlaşmaları gümrükte
indirim getiren bir anlaşmadır.
Çağlayan, Türkiyenin 19 ülkeyle serbest ticaret anlaşması bulunduğunu
anımsatarak, Gümrük Birliği Anlaşması nedeniyle ABye tam üyeliğin koşulu
mevzuatların Türkiyenin sırtına yüklendiğini söyledi.
Haksızlığa daha fazla seyirci kalmanın anlamsız olduğunu ifade eden
Çağlayan, Türkiye, bu noktada meselesine sahip çıkmalı. Ümit ediyorum ki ABnin
bu haksız davranışına ABD seyirci kalmayacaktır. Bu noktada Sayın Başbakanımız,
Sayın Obamaya bu konudaki hassasiyetlerini dile getiren bir mektup gönderdi.
Önümüzdeki günlede Başbakanımız ile bir ABD ziyaretimiz olacak. Başbakanımız bunu
en iyi şekilde Obamaya aktaracaktır şeklinde konuştu.
-Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Koç-
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç ise Türk Traktör
Fabrikasının 1955te Ankarada kurulduğunu belirterek, bir yıl sonra ilk
traktörün üretildiğini anlattı.
Koç, yaklaşık 60 yıldır modern tarımın gelişmesi için üretim yaptıklarını
belirterek, Türk Traktör Fabrikasının birçok yönüyle kendileri için gurur
kaynağı olduğunu dile getirdi.
Bugün 4 ana model sadece Türkiyede üretilmekte diyen Koç, şunları
vurguladı:
Ankaradan dünyanın 90 ülkesine ihracat gerçekleştirilmektedir.
Ankaradaki fabrikada motordan şanzımana yüzde 90lara varan yerlilik oranımızla
gerçek Türk traktörünü üretiyoruz. Hem ülkemize modern, verimli, az yakıt tüketen
ve daha çevreci ürünler kazandırmak hem de ihracat pazarlarımızdaki regülasyon
değişikliklerine uyarak rekabetçiliğimizi devam ettirmek için traktörlerimizde
kullandığımız yerli motoru yeni ihtiyaçlar paralelinde yeniden tasarlama
projesine başlamış bulunuyoruz.
Fabrika gelecek yıl devreye girdiğinde Türk ürünlerinin dünya çapında en
güncel teknolojiyle donanmış olacağını bildiren Koç, Uzun yıllar başarıyla
yürüttüğümüz çalışmaların aynı verimlilikle daha da güçlenerek devam edeceğinden
en ufak bir kuşkum yok. Bugün temelini attığımız yeni tesisimizin ülkemizin tarım
sektörünün gelişmesinde ve uzun vadede iddialı hedeflerine ulaşmasında önemli rol
üstlendiğine inancım tamdır ifadesini kullandı.
Konuşmaların ardından Ekonomi Bakanı Çağlayan, Koç Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Koç, Fiat Industrial Grup Başkanı Richard Tobin, Sakarya Valisi Mustafa
Büyük ve katılımcılar butona basarak temele harç döktü.
Erenler ilçesinde 80 milyon dolarlık yatırımla inşa edilmesi planlanan
fabrikanın, gelecek yıl sonunda tamamlanması hedefleniyor.
(Bitti)
Muhabir: Salih Eren - Çağrı Turgut - Mehmet Özcan
Yayıncı: Kemal Kaymak