ÇANAKKALE (A.A) - Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)
Ziraat Fakültesi laboratuvarlarında, zeytin zararlılarıyla mücadele kapsamında
Türkiyenin ilk transgenik zeytin sineği geliştirildi.
ÇOMÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hanife Genç, yaptığı
açıklamada, laboratuvarda kitle halinde üretilen zeytin sineği kolonisine,
fluorescens protein ile işaretlenen gen sistemini, mikro enjeksiyon yöntemiyle
aktararak, Türkiyenin ilk transgenik (Biyoteknolojik yöntemlerle kendi türü
haricinde bir türden gen aktarılarak belirli özellikleri değiştirilmiş canlılar)
zeytin sineğini geliştirdiklerini söyledi.
Bu çalışmanın, kimyasal mücadeleye karşı alternatif mücadele olanaklarını
yaratmak amacıyla kullanılma potansiyeline sahip olduğunu belirten Genç, zeytinin
en önemli zararlısının zeytin sineği olduğu düşüncesiyle başladıkları
çalışmalarda, zararlının doğada yılın sadece 3 ayında (eylül, ekim ve kasım)
yoğun olarak görüldüğünü bildirdi.
Zeytin bitkisinin fenolojisine uygun olarak, meyve döneminde zararlı olan
zeytin sineğinin, zeytin tanesinin sofralık değerinin azalmasına ve zeytinyağının
asidinin artmasına neden olduğunu ifade eden Genç, dünyada zeytin zararlılarına
karşı her yıl 3 milyon ton ilaç kullanıldığına dikkati çekti.
Genç, Türkiyede ise 1,5 milyon ton olan zeytin üretimine karşılık, 30 bin
ton ilaç kullanıldığını belirterek, Bu doğrultuda zeytin zararlısına karşı
çözüm bulabilmek için zeytin bahçelerinde, zeytin sineğinin yoğun olarak
görüldüğü sadece 3-4 ay değil, tüm yıl boyunca çalışma yapabilecek ortamın
oluşturulması gerektiği düşüncesiyle bir DPT projesi hazırladık dedi.
-Bu çalışma Türkiyede ilk-
Doç. Dr. Hanife Genç, yaptıkları çalışmanın Türkiyede ilk olduğunu söyledi.
Türkiyede, zeytin zararlılarıyla çalışan başka araştırmacıların bulunduğunu,
ancak çalışmaların çoğunlukla arazide, zeytin bahçelerinde gerçekleştirildiğini
vurgulayan Genç, bu durumda zeytin tanesinde beslenen zararlı olan zeytin sineği
için yalnızca 3-4 ay çalışmanın sürdürülebildiğine işaret etti.
Genç, zeytinin hasat edildikten sonra besin bulunmaması ve iklim
koşullarından dolayı zeytin sineğini doğada görmenin mümkün olmadığını
belirterek, bu anlamda yapay besin ortamıyla zeytin sineğini yıl boyunca ve
aralıksız üretebildiklerini bildirdi.
Böylece bitki fenolojisine bağlı kalmadan zeytin sineğiyle devamlı
laboratuvarda çalışılabilme imkanı sağlandığını bildiren Genç, şöyle konuştu:
Çiftçiler yaptıkları ilaçlamaların etkili olmadığından şikayet
ediyorlardı. Bu sorundan yola çıkarak, TÜBİTAK tarafından desteklenen, Yunanistan
ile ortak uluslararası bir proje gerçekleştirdik. Bu kapsamda, zeytin
sineklerinin ilaçlara karşı dayanıklı olup olmadığını, moleküler yöntemlerle
belirlemeye çalıştık. Çanakkale ve çevresinden toplanan zeytin sineklerinin
asetilkolin esteraz geninde nokta mutasyon geliştirerek, organik fosforlu
ilaçlara karşı dayanıklılık geliştirdiğini tespit ettik. Ülkemizde ilk kez zeytin
sineğinin organik fosforlu ilaçlara karşı geliştirdiği dayanıklılık ve
dayanıklılığın yoğunluk durumu, genotipik düzeyde bu proje kapsamında ortaya
konuldu.
-Dünyada zararlı böceklerle ilgili çok çalışma var-
Doç. Dr. Genç, dünyada artık zararlı böceklerle mücadelede genetik
transformasyon (bir hücrenin içine yabancı bir DNAnın girmesi) uygulamalarını
içeren önemli çalışmaların yapıldığını söyledi. Genç, Burada amaç, daha
önceleri radyasyon uygulamalarıyla steril (kısır) hale getirilerek doğaya
salınan, erkek bireylerle çiftleşen dişilerin bıraktıkları yumurtaların
açılmayarak, popülasyonun azaltılması uygulamalarının, genetik transformasyonla
böcek yumurtalarına farklı öldürücü genlerin aktarılmasıyla yapılmasıdır dedi.
Türkiyede bilimsel çalışmalara sağlanan desteklerle bu tür projelerin
yapılabilmesi gerektiğini ifade eden Genç, Bu doğrultuda laboratuvarda kitle
halinde üretilen zeytin sineği kolonisine, fluorescens protein ile işaretlenen
gen sistemi, mikro enjeksiyon yöntemiyle aktarılarak, transgenik zeytin sineği
oluşturuldu diye konuştu. Genç, şunları kaydetti:
TÜBİTAK tarafından desteklenen uluslararası katılımlı proje kapsamında
gerçekleştirilen çalışmayla tarımsal zararlılarla mücadelede yeni bir yaklaşım
olarak ülkemizde ilk kez 2008 yılında, zeytin sineğine genetik transformasyon
gerçekleştirilerek, ilk transgenik böcek elde edildi. Zeytin sineği, model bir
böcek olarak ele alındığında, diğer benzer tarımsal zararlılarla mücadelede yeni
yöntemlerin geliştirilmesine ön ayak olacağını umuyoruz. Bunlar Genetiği
Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) olduğu için bu konudaki çalışmalar için Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının izni gerekiyor.
Muhabir: Fikriye Susam Uyar
Yayıncı: Doğan Sarıtaş