TEKİRDAĞ (A.A) - Tekirdağ Müftüsü Mahmut Gürlen, Ecdadımızdan
miras kalan eserler, Türkiyenin şerefli ve mukaddes bir memleket olduğunun
göstergesi dedi.
Gürlen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Trakyanın, İstanbul fethedilmeden
önce Osmanlı topraklarına dahil olduğunu ve bu bölgede bir çok tarihi yapıtın
bulunduğunu söyledi. Osmanlıdan miras kalan eserlerin, gelecek nesiller için
büyük önem taşıdığını bildiren Gürlen, şöyle devam etti:
Fethedilen yerlere ecdadımızın serpiştirdiği ve fethettikçe ve ileriye
doğru gittikçe arkalarında bıraktığı camiler, hanlar, hamamlar, kervansaraylar,
sebiller, çeşmeler, darülşifalar, vakıflar ve imalathanelerin kubbeleri altında
insanı yaşatacak değerler var. Bu eserler bu memleketin şerefli mukaaddes bir
memleket olduğunu gösteriyor. Bir de gençlerimizin camileri, bu müesseseleri
görmesi, onları dini ve ahlaki yönden mutlaka etkiler.
Tekirdağın merkezindeki Mimar Sinan tarafından inşaa edien tarihi Rüstem
Paşa Camisinin de Tekirdağ için büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayan
Gürlen, Rüstem Paşa camisi gerçekten çok güzel bir eser. Bu eserlere sahip
çıkmak lazım. Son zamalarda Vakıflar Genel Müdürlüğünce, Anadoluda terkedilmiş
bir çok eser imar ediliyor. Tekirdağ merkezdeki Eski Cami, Orta Cami ve Rüstem
Paşa Cami de vakıflarca daha evvel onarım planına alınmış dedi.
Gürlen, Osmanlının insanların dini ihtiyaçlarını gidermede çok hassas
davrandığını belirterek, devlet adamlarının yanı sıra zengin kişilerin de cami
yaptıklarını ve camilerin bakımlarını sağlayıcı önlemler aldıklarını bildirdi.
-Rüstempaşa Camisinin özellikleri-
Tekirdağ merkezde Ertuğrul Mahallesindeki tarihi Rüstem Paşa Camisi, 1553
yılında, Kanuni Sultan Süleymanın damadı Rüstem Paşa tarafından, Mimar Sinana
yaptırıldı.
Külliye anlayışıyla yapılan caminin hamam, medrese, kütüphane ve
öğrencilerin kalacakları yerleri mevcut. Ancak bugün külliyeden geriye sadece
cami kaldı.
Rüstempaşa Camisinin diğer bölümlerine tarihi bir özellik verilerek 1986
yılında Özel İdare tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğü ile ortaklaşa çarşı
yapımına başlandı ve 1988 yılında bitirilerek halkın hizmetine açıldı.
Yalın bir kapıdan girilen caminin avlusunda mermer bir şadırvanın kurşun
kaplı ve beşgen çatısıyla dikkati çekiyor. Taşıyıcı ayakların arasındaki sivri
kemerli nişlerle kare plana devinim kazandırılmış ve kubbe kasnağı dıştan da
payandalarla desteklenmiş.
Kubbedeki alçı kabartma çiçek ve çelenkler dışında bezemeler yoktur. Yalın
bir yapıdır. Mukarnaslı mihrap dörtgen silmedir. Mermer minberin yan aynalık ve
korkulukları geometrik motiflidir. Cami ana mekan duvarları ile kubbe
kasnağındaki pencerelerle aydınlık bir görünüm kazandırılmıştır. Kuzey Batıdaki
çokgen gövdeli tek şerefeli minarenin kemerli girişi taç kapının sağındadır.
Muhabir: Muhterem Erkul/Rahmi Cinokur
Yayıncı: J.Jale Müminoğlu