BİNGÖL (A.A) - Bingöl Üniversitesi (BÜ) Fen Edebiyat Fakültesi
Dekanı ve Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Lütfi Behçet, Türkiyeden her 10 günde
bir, yeni bir bitkinin keşfedildiğini söyledi.
Prof. Dr. Behçet, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiyede keşfedilmeyi
bekleyen çok sayıda canlı türünün olduğunu, bir ülkenin sahip olduğu bitki
varlığının petrol kaynakları kadar değerli olduğunu belirtti.
Türkiyede her 10 günde bir yeni bir bitki keşfediliyor ve dünyanın veya
Türkiyenin değişik dergilerinde yayınlanıyor. Türkiye, alan olarak Avrupaya
göre çok küçük olsa bile bitki varlığı açısından Avrupadan daha zengindir.
Keşfedilen her üç bitkiden biri sadece Türkiyede bulunan ve Türkiyeye has olan
bitkilerdir diyen Behçet, şöyle konuştu:
Daha birkaç ay önce Şırnaktan keşfedip yayınladığımız Şırnak Soğanı
bunlardan biridir. Bir ülkenin sahip olduğu tabii kaynaklar bilinmeden onlardan
gerçek manada faydalanma konusunda da gerçek bir değerlendirme yapılamaz. Nasıl
ki maden kaynakları, petrol kaynakları gibi tabii varlıklar ülkemiz için ekonomik
bakımdan son derece önemli ise benzer şekilde sahip olunan canlı çeşitliliği de
ülkemiz için son derece önemli rezerv kaynaklarıdır. Zira bioteknolojideki
gelişmeler bu rezervlerden faydalanma konusunda çok mesafe kat etmiştir. Tedavi
amaçlı kullanılan materyalin önemli bir kısmı bitki kaynaklıdır.
-Sentetik ilaçlar yerine bitkisel ilaçlar-
Sentetik ilaçlar yan etkilerinden dolayı gelişmiş ülkelerde artık
ihtiyatla kullanılmaktadır diyen Behçet, sentetik ilaçlar yerine daha az riskli
veya risksiz olduklarından dolayı bitkilerin kullanıldığını kaydetti.
Prof. Dr. Behçet, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Tabii bu kullanımda doğru ve bilimsel kullanım esaslarına uyulması
zarurettir. Bitki deyince bazen onun insanlık ve diğer canlılar için sadece
tedavi amaçlı değil, biz bitkilere primer üretici dediğimiz tabiata zehirli olan
karbondioksiti temizleyen fabrika gözüyle de bakıyoruz. Havayı kirleten
karbondioksiti temizleyen, temizlik fabrikası gibi çalışan bitkiler; dünyamız ve
diğer canlılar için son derece önemlidirler. Birçok ürünümüzün, gıdamızın
kaynağıdırlar.
Türkiyedeki bitki türlerinin henüz tam olarak keşfedilmediğini, bitkiler
yok olmadan önlem alınması gerektiğini vurgulayan Behçet, bu konuda detaylı
araştırma yapılması gerektiğini aktardı.
Zengin bitki kaynağına sahip bölgelerde araştırma yapabilecek insanlara
imkan sağlanarak, oralarda ne var ne yok tam manasıyla veya en az eksikle ortaya
konulması gerektiğini kaydeden Behçet, aksi takdirde bu canlıların nesillerinin
tükenebileceğini dile getirdi.
Keban Baraj sahasında bulunan Teucrium leucophyllum bitkisinin bugün
kalmadığını vurgulayan Behçet, şöyle konuştu:
Bu bitkinin nesli tükenmiş durumda. Benzer durumda daha çok sayıda bitki
ve canlı söz konusu. Özellikle yeterince araştırılamayan Doğu bölgelerinin sahip
olduğu canlı çeşitliliği ortaya konulmalı, bu konudaki araştırmalara gerekli önem
ve destek verilmelidir. Keşfedilen yeni canlı türlerine ülkemiz coğrafyasından
veya insanımızı rahatsız etmeyecek epitetler verilmesi gerekiyor. Geçmişte
yabancı uzmanlar tarafından Türkiyede keşfedilen bitkilere insanımızca olumlu
karşılanmayan, bazen yanlış yorumlanabilen isim verildi. Mesela sadece Erzurum
veya Vanda bulunan bir bitkiye epitet olarak armeniacum, armenum, armena ve
benzeri isimler verebilmektedirler. Bunlar ne kadar iyi niyetli olarak
nitelendirilse bile alternatifleri olduğu için bu ülkenin insanınca hoş
karşılanmamaktadır. Çünkü siz ona Erzurumun bir dağının ismini, Vanın bir
köyünün ismini, bir insan ismini, bitkinin bir özelliğini verebilirsiniz. Bu
bakımdan da geçmişte daha çok yabancılar tarafından hazırlanan bizim bitki ile
ilgili kitaplarımız incelendiğinde ciddi anlamda sıkıntılar olduğu
görülecektir.
Muhabir: Naim Boşkut / Abdullah Çelik
Yayıncı: Behçet Güngör