DİYARBAKIR (A.A) - Nail Kadırhan - Türkiye Ralli Şampiyonası
Bayanlar Şampiyonu ve Milli Rallici Burcu Çetinkaya, Doğu ve Güneydoğuya
turist gibi giderek değil de, gerçekten görmek ve yaşamak istiyorum dedi.
Çetinkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yılbaşını Vanda geçirdikten
sonra Bağlar ilçesi Muradiye Mahalle Muhtarı Süleyman Karadaşlıın davetlisi
olarak Diyarbakıra geldiğini söyledi.
2005 İstanbul Mahalli Ralli Şampiyonası Bayanlar Şampiyonluğunda birinci
olduğunu belirten Çetinkaya, 2006dan beri 5 kez Türkiye Ralli Şampiyonası
Bayanlar Şampiyonu, 2007den beri de bir çok yurt dışı yarışlarıyla bu günlere
geldim. dedi.
2010 yılına kadar Güneydoğu ve Doğu Anadoluda sadece Erzuruma gittiğini
anlatan Çetinkaya, bu il dışında bölgede bir yer görmediğini kaydetti.
Bölgenin yaşadığı problemleri veya bölgenin özelliklerini daha önce hiç
bilmediğini anlatan Çetinkaya, şöyle dedi:
Doğu ve Güneydoğuya turist gibi giderek değil de, gerçekten görmek ve
yaşamak istiyorum. Bütün bölgeden olan dostlarıma Gidip kalabileceğim bir
akrabanız var mı- diye sordum. Bir dostum sağ olsun yardımcı oldu. Benim için
daha sonradan ailem gibi olan teyzenin yanında kaldım Adıyamanın bir köyünde.
Gittiğim zaman çok büyük bir sürprizle karşılaştım. Çünkü iletişim kuramadık.
Yanına yerleştiğim teyze Türkçe hiç bilmiyordu, ben ise Kürtçe. Öyle bir hafta
geçirdik. Daha sonra ben tekrar onu ziyaret ettim. Bu arada Kürtçe dersler almaya
başladım. Gerçekten İstanbuldan ve içinden doğup büyüdüğüm şehirden
göründüğünden çok farklı şartlar.
-Yapılabilecek ne varsa yapmak istiyorum-
Çetinkaya, bölge için elinden geleni yapmak istediğini vurgulayarak, Ne
yazık ki özellikle son yıllarda öfkenin ve kavgaların çok fazla ön plana çıktığı
bir bölge. Oysa ki peygamberler diyarı, oysa ki sevginin ön plana çıkması
gerektiği bir bölge. O yüzden sevgiyi yaymak adına veya karşılıklı anlaşmak adına
yapılabilecek ne varsa yapmak istiyorum diye konuştu.
Vandaki depremden sonra buraya gittiğini ifade eden Çetinkaya, şunları
söyledi:
Ben depremden hemen 3 gün sonra buraya geldim. Sonrasında yeni yıl
vesilesiyle Türkiye Motosiklet Federasyonu bir aktivite düzenledi ve bende
katıldım. Birazcık oradaki çocukları mutlu etmek amaçlı bir gece yapıldı. Orada
Kenan Sofuoğlu ile Türkiye Motosiklet Federasyonu Başkanı Bekir Yunus Uçar ve
birçok isimle beraber çocukları birazcık dahi olsa mutlu etmeye çalıştık. Fakat o
gecenin benim için ayrı bir özelliği vardı. Çok düşündüm nasıl yardım edebilirim-
diye. Ben şuan da burada okul yaptırabilecek bir güçte değilim. Ancak bir bavul
eşya toplayıp onu dağıtmanın da ne kadar faydası var ona da emin olamadım. Çünkü
kimin ne ihtiyacı var onu tespit etmek çok kolay bir şey değil. O yüzden dedim ki
elimden geldiği kadarıyla rast gele bir veya iki aile tanıyayım. En azından
sadece maddi değil manevi olarak da çalabilecekleri bir kapılarının olmasını
istedim. Bu kadar eğitim aldım. Çok şükür imkanlarım iyiydi. Robert Kolejinde
okudum. Koç ekonomiyi bitirdim. Bunlar tabi çalışmakta var. Birde ailenin
imkanlarının iyi olmasıydı. Bunu paylaşabilmek adına ne yapabilirim diye
düşündüm. Çadır kentte bir kapıyı çaldım o zaman Aynur isimli hamile bir kadın
karşıma çıktı Bizde kal dedi. Eşini yolladık evden, çadırda o gece onunla
beraber kaldık. Tabi çocuklarını da tanıma fırsatı buldum. Benim için onlar artık
kardeşler. 3 oğlu var, şuan da 3 tane kardeşim var. Elimden geldiğince onlara
yardım etmeye çalışıyorum. Böyle şeyleri anlatmayı doğru bulmuyorum. Bir örnek
teşkil edecekse de bunu paylaşmayı tercih ettim. Bugüne kadar bununla ilgili hiç
konuşmadım. Niye buradasınız- diye soranlara ise yeni yılı geçirmek amacıyla
Vana geldim dedim.
-Kürtçe özel ders alıyorum-
Kürtçe konuşabildiğini söyleyen Çetinkaya, Ancak her şeyi daha iyi anlayıp
ve konuşmak için Kürtçe ders alıyorum. Mardinli bir hocam var ondan Kürtçe özel
ders alıyorum. Yoğun seyahat temposundan aksatmamaya çalışıyorum. Ancak biraz
zaman alacak. Çünkü o kadar kolay bir dil değil. dedi.
Bölgedeki çocuklarla iletişim kurmak istediğini ifade eden Çetinkaya,
Çocuklar aslında çok saf ve temiz. Onları ne kadar sevgiyle doldurabilirsek,
ülkemizin ve hepimizin geleceği o kadar temiz ve güzel olur. Onları ne kadar öfke
ile doldurursak, ondan sonrası hepimiz için daha da acıklı olur. O yüzden
çocuklara sevgi vermek ve sevgi üzerine kurabilecekleri hayaller oluşturmalarına
yardımcı olmak adına ne yapabilirsem yapmak istiyorum. diye konuştu.
Yayıncı: Behçet Güngör