KAYSERİ (A.A) - Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
Binali Yıldırım, "Ayrılıklarımızı değil, aynılıklarımızı ön plana çıkaracağız.
Kardeşliğimizi, birliğimizi, beraberliğimizi tartışmayacağız, bayrağımızı
tartışmayacağız" dedi.
Yıldırım, Erciyes Üniversitesi (ERÜ), Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından Sabancı Kültür Merkezinde
düzenlenen "Uluslararası Osmanlı Devletinde Nehirler ve Göller Sempozyumu"nun
açılışına katıldı.
Bakan Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, su yollarının ve denizlerin
buluşlarda, keşiflerde, ticarette ve savaşlarda hayati önemi olduğunu söyledi.
Su yolları, denizler, iç sular ve göllerin olmaması halinde insanların
yarısının soğuktan, yarısının da açlıktan öleceğini ifade eden Yıldırım, "Su
medeniyettir diyor ya Sayın Başbakanımız, o boşluğa söylenmiş bir laf değil.
Çünkü tarihe baktığımızda medeniyetler hep sular boyunca, yollar boyunca
kurulmuş. O yüzden su medeniyettir, yol medeniyettir diyoruz. Son 10 yıldır da bu
medeniyeti daha da ileriye taşımak için gayret ediyoruz" diye konuştu.
Yıldırım, Osmanlı Devleti döneminde yapılan su yolları hakkında bilgiler
vererek, bugün dünyanın Türkiyeden önce iç su yollarının önemini kavradığını
anlattı.
Su yolu taşımacılığının hem ekonomik hem de çevreci olduğunu, bu nedenle de
tercih edildiğini vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Biz göreve geldiğimizde Denizcilik Müsteşarlığı bünyesinde Deniz
Ulaştırması Genel Müdürlüğü vardı. İç sularla hiç ilgilenmemiş, yok saymış.
Karadeniz, Ege, Marmara ve okyanuslarda faaliyeti var. Halbuki deniz niteliğinde
olan göllerimiz var. Van denizi mesela. Burada ilk su yolu taşımacılığı Kanuni
döneminde başlamış. 1500lü yıllarda Kanuni Sultan Süleyman buradaki denizden
geçmek isterken sizin hemşehriniz Mimar Sinana emrediyor, tekne yaptırıyor ve
onunla karşıya geçiyor. Bu şekilde Osmanlıda iç sulardaki taşımacılık başlamış
oluyor. Dedik ki baraj göllerimiz var, Van Gölümüz var deniz niteliğinde, çeşitli
su yollarımız bunlarla ilgili mutlaka bir yapılanmaya girmemiz lazım. Bu genel
müdürlüğümüzün adını deniz ve iç sular diye değiştirdik. Akaryakıt desteği sadece
denizlerde veriliyordu, iç sularda da vermeye başladık. Bunun üzerine Keban
Gölünde ciddi anlamda su yolu taşımacılığı yapılıyor. Çemişgezek-Elazığ-Pertek
arasında feribotlar çalışıyor."
-"Türkiye denizlerinden istifade edemiyor"
Yıldırım, gemi inşa mühendisi olduğunu anımsatarak, 1982 yılında Keban Gölü
Belediyeler Birliği başkanının talebi üzerine çizdiği tekne projesinin hayata
geçirildiğini ve halen bu teknenin göl üzerindeki taşımacılıkta kullanıldığını
anlattı.
Türkiyenin denizlerinden istedikleri tarzda, her yönüyle istifade
edemediğine dikkati çeken Yıldırım, şöyle konuştu:
"Barbaros Hayrettin Paşa Denizlere hakim olan cihana hakim olur demiş. Son
10 yılda denizciliğimize ciddi destekler verdik. Denizcilik idaremizde, denizci
kökenli personelimiz çok azdı. Toplam personel içindeki payı yüzde 6
mertebesindeydi. Bunu yüzde 25lerin üzerine çıkardık ama hala düşük. Bir de Türk
gemileri kara listedeydi. Yani Türkiyedeki limandan çıkar çıkmaz gemiler
tutuluyordu. 100 gemiden 26sı tutuluyordu. Böyle bir ülkenin deniz ticareti
gelişebilir mi, itibarı artabilir mi- Biz hızlı bir şekilde önce denizcilerin,
sonra gemilerin teknik standartlarına, emniyetine yönelik kuralları
sıkılaştırdık. Hem kendi gemilerimizin hem yabancı gemilerin kontrollerini sıkı
tuttuk. 2006 yılında Türk gemilerinin tutulma oranı yüzde 5e, daha sonra yüzde
3ün de altına indi. Şu anda Avrupada standartları en yüksek, tutulma oranları
kabul edilebilir sınırlarda olan bir ülkeyiz. Yani bayrağımızı kara listeden
beyaz listeye geçti. Denizciliğimizin uluslararası itibarı tekrar iade edilmiş
oldu. Türkiye denizcilikte hatırı sayılır bir noktaya geldi."
-Denizciliğe 2,7 milyar lira akaryakıt ÖTV desteği-
Binali Yıldırım, dünya deniz ticaret filosunu kontrol eden 30 ülke arasında
Türkiyenin 15. sırada yer aldığına dikkati çekerek, Türkiyenin yat inşaatında
dünyanın ilk 3 ülkesi arasında yer aldığını, gemi inşaatı alanında ise dünyanın
5. ülkesi konumunda olduğunu anlattı.
Son 10 yılda denizciliğe 2,7 milyar lira akaryakıt ÖTV desteği verdiklerini
dile getiren Yıldırım, bunun sonucunda sahiller arasında taşınan yolcu sayısının
2002ye göre yüzde 61 artarak 159 milyona çıktığını bildirdi.
Yıldırım, deniz yoluyla yılda 5.5 milyon araç taşınırken, bugün 17 milyon
araç taşındığını belirterek, taşınan yük miktarının ise yüzde 63 arttığını
kaydetti.
Bakan Yıldırım, deniz yoluyla gerçekleşen dış ticaretin 40,7 milyar dolardan
250 milyar dolara yükseldiğini belirtti.
Kayseri Havaalanının kapasitesinin de kente yeterli gelmediğini vurgulayan
Yıldırım, askeri bölgede istedikleri araziyi alabilmeleri halinde havaalanını
genişleteceklerini kaydetti.
Yıldırım, Kanal İstanbul Projesinde bu yıl ki çalışmaların da haziran
ayında başlayacağını ifade etti.
Türkiyedeki istikrar ortamının devam etmesi halinde çok daha güzel işlere
imza atacaklarını dile getiren Yıldırım, "Ayrılıklarımızı değil, aynılıklarımızı
ön plana çıkaracağız. Kardeşliğimizi, birliğimizi, beraberliğimizi
tartışmayacağız, bayrağımızı tartışmayacağız. Vatanımızı, milletimizi,
devletimizi, Türkiye Cumhuriyetini tartışmaların dışına çıkaracağız, bir
olacağız, beraber olacağız, her işin altından kalkacağız" diye konuştu.
-Yıldırıma fahri doktora-
Konuşmaların ardından Binali Yıldırıma, ERÜ tarafından fahri doktora unvanı
verildi.
Yıldırıma cübbesini Rektör Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur giydirdi.
Bakan Yıldırım, daha sonra ERÜ Genom ve Kök Hücre Merkezini gezerek,
yetkililerden bilgi aldı.
Muhabir: Orhan Canbulatel
Yayıncı: Ersin Altınsoy