AKSARAY (A.A) - Ersin Altınsoy - Adem Koçak - Aksaray Ulu
Camideki abanoz ağacından çivi kullanılmadan yapılan 800 yıllık minber, ahşap
işlemeciliğinin doruk noktaya çıktığı Selçuklu döneminden kalma en eski ve en
nadide eserlerden biri olarak kabul ediliyor.
Karamanoğlu Mehmet Bey Camisi olarak da anılan Ulu Caminin yapımı Anadolu
Selçuklu Sultanı I. Mesud dönemine kadar dayanıyor. Sultan Mesudun inşasına
başladığı, II. Kılıçarslan döneminde tamamlanan caminin kitabesinde, 1408 yılında
Karamanoğulları tarafından adeta yeniden inşa edildiği bilgisi yer alıyor.
Bugünkü halini o dönemde alan camide aynı anda 4 bin kişi ibadet edebiliyor.
Kent merkezinde yüksek bir noktada inşa edilen Ulu Cami, girişindeki taş
işçiliği ve minberindeki ahşap işlemeleriyle döneminin yüksek sanat örnekleri
arasında yer alıyor. Aksarayın halen en büyük camisi olma özelliğini sürdüren
Ulu Cami, Ramazan ayında ibadet etmek isteyenlerin ilk tercihi oluyor.
Aksaray Kültür ve Turizm Müdür Vekili Mustafa Doğan, AA muhabirine, caminin
2 büyük sütun ve 2 kubbesinin bulunduğunu ifade etti.
Caminin hücre tabir edilen kısımlarında geçmişte medrese tarzı eğitim
verildiğini anlatan Doğan, Camide ses akustiğinin sağlanması için tavanda bazı
yerlerde taş kaplaması yapılmış. Bunun yanı sıra camiye, yaşanabilecek kaymanın
tespit edilmesi için denge unsuru da eklenmiştir dedi.
-Selçuklu ahşap işçiliğinin en muhteşem örneği-
Ulu Caminin en önemli özelliğinin Selçuklu döneminin ahşap işçiliğinde
ulaştığı noktayı gösteren muhteşem minberi olduğunu vurgulayan Doğan, şunları
kaydetti:
Abanoz ağacından hiç çivi kullanılmadan yapılmıştır. 800 yıllık tarihi
minber Selçuklu ağaç işlemeciliğinin en mükemmel örneğidir. Minberin üzerindeki
yazılar okunduğunda bu minberin Konyadaki Alaaddin Camiinin minberinden daha
eski olduğunu anlıyoruz. Aralarında benzerlik var ama Ulu Camideki Sultan Mesud,
Alaaddin Camiideki ise II. Kılıçarslan dönemlerine aittir. Minberin üzerinde
Ayetel Kürsi, Bakara, Fatiha, İhlas ve Fetih surelerinden bölümler var. Sultan
Mesudu öven sözlerin de yer aldığı eser Anadolu Selçuklular döneminden günümüze
ulaşan en eski minberdir. Hem tarihsel özelliği hem de estetik özelliği ile o
dönemin en nadide eserleri arasında gösterilir.
Doğan, 1990lı yıllarda minberin kapılarının çalındığını ve halen
bulunamadığını sözlerine ekledi.
Yayıncı: Ahmet Kayır