Uludağın endemik bitkilerinin geleceği tehlikede

Uludağın endemik bitkilerinin geleceği tehlikede -Dünyada sadece Uludağda rastlanan 33 türün de aralarında bulunduğu 171 endemik türün popülasyonu, aşırı yapılaşma yüzünden tehdit altında -UÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaynak: Aşı


BURSA (A.A) - Haluk Yüksel - Dünyada sadece Uludağda görülen 33 türün de aralarında bulunduğu 171 endemik türün popülasyonunun, aşırı yapılaşma ve insan aktivitesi yüzünden tehdit altına girdiği, hatta bir kısmının kritik aşamaya geldiği bildirildi.
     Uludağ Üniversitesi (UÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gönül Kaynak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiyenin, hem endemik hem de diğer bitki türleri açısından son derece zengin olduğuna dikkati çekti.
     Türkiyede toplam 12 bin civarında bitki türü bulunduğunu, bunun 3 bin 800ünün endemik olduğunu belirten Kaynak, gerek iklimsel çeşitlilik, gerek topoğrafik, jeolojik yapı, gerekse buzul çağından az etkilenmiş olması dolayısıyla zengin bir bitki çeşitliliği barındıran Anadolu Yarımadasının, tüm Avrupa kıtası kadar bitki türüne sahip olduğunu kaydetti.
     Kaynak, Akdeniz Bölgesi ve özellikle Torosların endemik türler açısından Türkiyenin en zengin bölgesi olduğunu, Marmarada ise Uludağın başlı başına önemli bir biyoçeşitlilik merkezi oluşturduğunu dile getirdi.
     Uzun yıllardır Uludağ florasını çalıştıklarını anlatan Kaynak, Toplam tür sayısına baktığımız zaman Uludağda bin 320 tür yaşadığını tespit ettik, ama bu kesin bir sayı değil. Hala Uludağda gidemediğimiz bölgeler var, dolayısıyla ben bu sayının bin 500e yaklaşacağını rahatlıkla söyleyebilirim diye konuştu.
    
     -Nesli kritik durumda olanlar var-
    
     Uludağı endemik türler açısından da incelediklerini aktaran Kaynak, şöyle devam etti:
     Uludağda, 171 tane endemik tür var. Bu 171 endemik türün 33ü Uludağa özgü endemiktir. Yani bu 33 tür, dünyada sadece Uludağda yaşamaktadır. 33ün dışındaki 138 tür ise Uludağda bulunduğu gibi Türkiyede başka bölgelerde de var, ama yine sadece Türkiyede yaşıyor. Dolayısıyla endemik türler açısından son derece zengin. Avrupadaki bazı ülkelere baktığımız zaman şunu görüyoruz: Florası 2 bin türden oluşan ülkeler var; endemik tür sayısına bakıyorsunuz, 100 ya da 150; bazısında 60 tane. Dolayısıyla Uludağ, 171 tane endemik türü kapsıyor.
     Uludağ endemiki 33 tür hala mevcut, fakat popülasyonları çok zayıflamış durumda olanlar var. Dünyadaki endemik türlerin tehlike kategorileri belirlenmiştir, buna göre Uludağdaki bu endemiklerin de tehlike kategorileri belli, bir kısmı kritik durumda olanlar var.
     Bern Sözleşmesinin ekli listelerinde, nesli tehlike altında olan türlerin sıralandığını, bunların aynı zamanda nesli tehlikedeki habitat (Bitkinin doğal olarak yetiştiği yer), listesinin de içerdiğini belirten Kaynak, Uludağ, Bern Sözleşmesi ekli listesindeki listede bulunan bitki türlerinden, küresel ölçekte nesli tehlike altında olan 3 türü barındırıyor, onun dışında Avrupa ölçeğinde nesli tehlike altında olan 54 endemik tür bulunuyor dedi.
    
     -Yaşam alanları tehdit altında-
    
     Kaynak, Uludağdaki bu güzellik ve zenginliğe karşılık, endemik türlerin yaşam alanlarının çok büyük bir tehdit altında olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
     Endemik türler, Uludağın alpin ve subalpin bölgesinde yayılış gösteriyorlar. Buraları da zaten en fazla tehdit altında olan bölgeler. Yani aşırı yapılaşma, telesiyej, kayak pistlerinin ve yolların açılması için o bölgelerde kayalar tıraşlanıyor. Dolayısıyla habitat bozuluyor ve bu bitkilerin de yaşam alanları tehdit altına giriyor. Büyük kentlere çok yakın olduğu için, aşırı bir insan baskısı da var. Gruplar halinde, bilinçsiz bir şekilde Uludağda ziyaretlerin yapıldığını gözlüyoruz. Uludağın eteklerinden tepesine kadar her yerde çöplerle karşılaşıyorsunuz. Otellerin atık suları var, Bursanın suyunu Uludağ sağlıyor bize. Ama otellerin atık probleminin ne derece düzeltildiği konusunda şüphelerimiz var.
    
     -Korunması gerek-
    
     Uludağın yeni türlerin oluşumu açısından da büyük bir potansiyele sahip olduğuna işaret eden Kaynak, şu bilgiyi verdi:
     Özellikle Uludağın güney bölgeleri, bu türlerin yaşam alanlarını oluşturuyor ve oluşmalarına olanak sağlıyor. Bu nedenle o bölgelerin de mutlaka korunması gerekiyor. Soğukpınar, Ketenli Yaylası, Pınarcık köyü tarafı, Keles ve İnegöl ilçeleri tarafındaki birçok yaylanın da bu endemik türler açısından zengin olduğunu söyleyebiliriz.
    
     Yayıncı: Kamuran Akkuş
<< Önceki Haber Uludağın endemik bitkilerinin geleceği tehlikede Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER