BİTLİS (A.A) - Berin Arslan Çetin - Binlerce yıllık geçmişiyle
çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan Bitlis, çözüm süreciyle doğunun parlayan
yıldızlarından biri olmayı hedefliyor.
Tarihi eserleri, mistik dokusu, yetiştirdiği alimleri ve doğal
güzellikleriyle önemli bir turizm potansiyeline sahip olan Bitlis, Avrupanın 25
seçkin destinasyonundan biri seçilen Nemrut Krater Gölü, Bitlis Kalesi, Beş
Minaresi, tarihi evleri, Ahlattaki Selçuklu mezarlılıkları, medreseleri ve
kümbetleriyle dünya turizmine açılmaya hazırlanıyor.
Havası, suyu, sıra sıra dağları, kışın beyaz yazın yeşil doğasıyla adeta bir
yeryüzü cennetini andıran kent, Tatvan, Ahlat ve Adilcevaz gibi Van Gölü
kıyısındaki ilçeleriyle Türkiyenin en büyük gölünün tüm nimetlerinden
yararlanıyor.
Adilcevaz sınırlarında bulunan Süphan Dağı ile çevresindeki Aygır, Arin ve
Nazik krater gölleri de her yıl çok sayıda turisti ağırlıyor.
Urartulardan Osmanlıya kadar uzanan süreçte birçok medeniyetin izini
taşıyan Bitlis, tüm bu dönemlere ait sayısız tarihi eserleri ile tam bir açık
hava müzesi konumunda.
"Bitliste beş minare" türküsüne ilham veren tarihi Ulu, Gökmeydan, Meydan,
Şerefiye ve Aşağı Kalealtı camileri de kent turizminde önemli yer tutuyor.
Tarihi dokusunun halen yaşatılmaya çalışıldığı kent merkezinde, M.Ö. 312de
Büyük İskenderin emriyle inşa edilen Bitlis Kalesi ise zaman içinde yapılan
çeşitli restorasyonların ardından büründüğü muhteşem görüntüyle halen dimdik
ayakta duruyor.
-"Kent, han ve medrese zengini"
1589 yılında 5. Şerefhan tarafından şehrin en yüksek meydanında yapılan
İhlasiye Medresesi, kentin geçmişteki yüksek eğitim seviyesini de gözler önüne
seriyor.
Günümüz mimarisine de esin kaynağı olan İhlasiye Medresesi, süslemeleri ve
taş işçiliğiyle Bitlisin Selçuklu döneminde yaşadığı ihtişamı yansıtırken,
Nuhiye, Yusufiye, Şerefiye, Şükriye, Hatuniye, Ahlakiye, Hacı Begiye, Haliliye ve
Tağki İslam medreseleri de geçmiş dönemlerde eğitime verilen önemi ortaya
koyuyor.
Kentte bulunan onlarca medrese ve bu medreselerde yetişen alimlerin kurduğu
dergahlar da günümüzde kentin inanç turizminde önemli yer tutuyor.
İpekyolu üzerinde bulunan ve bugün Bitlis-Tatvan karayolunda yer alan
El-Aman Hanı, 1502 yılında Van Beylerbeyi Hüsrevpaşa tarafından yaptırılıyor.
Büyüklüğü ve mimarisiyle dikkat çeken han, yüzyıllar boyu ipek yolunda ticaret
yapan kervanların dinlenmek için uğrak mekanı olmuş.
-Nemrut Kalderası-
Tatvan ilçesi sınırlarındaki Nemrut Kalderası da içinde bulunan buz
mağaraları, buhar bacası, gölleri ve şifalı sularıyla görülmeye değer yerlerin
başında geliyor.
Akustik turizmde Avrupanın 25 mükemmel destinasyonundan biri olan Nemrut
Kalderası, Avrupa Birliğinin sürdürülebilir turizmi teşvik için başlattığı,
"Avrupa Mükemmeliyet Destinasyonları" (EDEN) projesi kapsamında 2010 yılı için
belirlenen diğer 24 merkez arasındaki yerini aldı.
2900 metre yükseklikteki krater alanı içinde iki büyük krater gölün
bulunduğu kalderadaki Büyük Krater Gölü, dünyanın sayılı krater gölleri arasında
gösteriliyor.
Küçük Gölde ise yer yer sıcak suların kaynadığı ve buhar sızıntılarının
çıktığı yarıklar mevcut. Bu sıcak su kaynakları ve buhar sızıntıları, sağlık
turizmi açısından büyük potansiyel oluşturuyor.
Son yıllarda eteklerine inşa edilen kayak merkeziyle de dikkati çeken Nemrut
Kalderası, aynı zamanda rekreatif turizm alanı, foto-safari, seyir tepesi konumu
özelliğiyle de önemli bir doğal turizm varlığıdır.
-Tarihi Selçuklu Mezarlığı-
Selçuklu Mezarlığı (Meydanlık Mezarlığı), tarihi mezarlıkların en büyüğü
olup 210 dönümlük bir alanı kapsar. Alanda son yapılan bir çalışmayla 8 bin 169
adet mezar bulunduğu tespit edildi.
Mezarlıkta 12. asır başından 16. asra kadar tarihlenen mezarlar bulunmakta.
Taşlar, ölçü ve içerik bakımından birer anıt karakterinde olup sanat ve kültür
tarihi açısından önemli belge konumundadır.
Taşların üzerinde bulunan kitabeler ise hayatla ölüm, ölüyle ziyaretçi
arasında birtakım mesajlar taşır ve bunlar geçmişten günümüze gelen önemli
belgelerdir. Mezar taşları üzerinde bulunan ayet-i kerime, hadis-i şerif ve
dualar, şehrin Müslüman geçmişine ve yaşayışına tanıklık eder. Bu taşlar aynı
zamanda devrin resmi hayatı ve toplumun zihniyet tarihine ilişkin ilginç ipucları
verir.
İl turizmi açısından en önemli doğal varlıklardan birisi de Van Gölüdür.
Yarısından fazlası Bitlis sınırları içinde kalan Türkiyenin en büyük gölü, su
sporları ve kıyı turizmine de imkan sağlamaktadır.
Çözüm süreci ile sağlanan huzur ortamının ardından kabuğunu kırmak isteyen
kent, dağ ve yaylalarıyla da ön plana çıkmaktadır. Süphan Dağı başta olmak üzere
çok sayıda dağ ve yaylanın bulunduğu kent, ziyaretçilerine tırmanış, doğa
yürüyüşü, yamaç paraşütü, mağaracılık gibi turizm faaliyetleri için elverişli
imkanlar sunmaktadır.
Yayıncı: Levent Harman