MALATYA (A.A) - Malatyadaki Zirve Yayınevinde biri Alman
uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesi olayına ilişkin davanın 57.
duruşması başladı.
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklarla
avukatları ve müdahil avukatlar ile öldürülen Alman uyruklu Tilmann Echart
Geskenin eşi Susanne Geske katıldı.
Duruşmada, tutuklu sanıklardan Emre Günaydın, görüş günü olması dolayısıyla
mahkemeden izin istedi. Mahkeme heyeti, Günaydına duruşmadan ayrılması için izin
verdi. Günaydın, tutuklu bulunduğu cezaevine götürüldü.
Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, Genelkurmay Başkanlığı ve Özel Kuvvetler
Komutanlığından iddianamede adı geçen Beyaz ve Siyah Kuvvetlerin varlığına
ilişkin bilgi ve belgeler istediklerini, Özel Kuvvetler Komutanlığının
mahkemelerini arayarak talebe cevap verileceğini söylediğini aktardı. Kısa, ancak
ellerine henüz gelmiş yazılı bir cevap bulunmadığını dile getirdi.
Mahkemede daha sonra tutuklu sanık İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi
Abatın savunmasına geçildi. Abat, iddianameyi hazırlayan savcı İsmail Aksoyun
ivedi bir şekilde soruşturmadan alınmasını talep etti. Abat, Aksoyun dosyadan
anlamadığını ve buna vakıf olmadığını ileri sürdü.
İlahiyatçı olduğunu hatırlatan Abat, Misyonerlikle ilgili çalıştığım için
İnönü Meydanında assalar dönüp arkama bakmam dedi.
1980-1994 yıllarına ilişkin bazı gazetelerde misyonerlikle ilgili haberleri
okuyup küpürlerini mahkemeye sunan Abat, Darbeyi yapan misyonerler, 12 Eylülü
yapan misyonerler. Generaller niye yargılanıyor- Misyonerler yaptırmış bunu
ifadelerini kullandı.
Dava üzerinde oynandığını, genetiğinin değiştirildiğini savunan Abat,
gazetelerin arşivlerinde yer alan pek çok ifadenin davanın tanığı ve sanığı İlker
Çınarın ifadeleriyle örtüştüğünü öne sürdü. Abat, İlker Çınar, manipülasyon
yapıyor, bunları kanıtlamaya çalışıyor. Çınarın her söylediğinin belgesi,
kaynağı var. Çınar ekonomik durumu manipüle edilerek bu ifadeleri vermiştir
diye konuştu.
Ruhi Abat, cinayetlere ilişkin önceden hiçbir bilgisinin olmadığını
savunarak, Şu çocukların cinayetleri işleyeceklerinden zerre kadar bilgim
olsaydı, kesinlikle önler, gerekirse kendimi feda ederdim. Cinayetlerde zerre
kadar parmağım varsa ölümüm en az maktullerinki kadar kötü olsun dedi.
Fatih Hilmioğlunun İnönü Üniversitesi Rektörlüğü döneminde İlahiyat
Fakültesine öğrenci alınmadığını ifade eden Abat, Hilmioğlu bizim
üniversiteden kökümüzü kazıyor, benim doktoramı engelliyor. Adamla ben aynı
davada yargılanıyoruz dedi.
Mahkeme, verilen aranın ardından devam edecek.
Muhabir: Tuba Karahan
Yayıncı: Cemal Coşkun