MALATYA (A.A) - Malatyadaki Zirve Yayınevinde biri Alman
uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 61.
duruşmasında tutuklu sanıklar muvazzaf askerler Adem Gedik ile Murat Göktürk
tutuksuz yargılanmalarını talep etti, tutuklu sanık Levent Ercan Gelegen de
savunma verdi.
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklarla
avukatları katıldı.
Tutuklu sanık Hüseyin Yelkinin avukatı Şahin Tezcan, müvekkilinin
tüberküloz rahatsızlığı bulunduğunu, bu nedenle serbest bırakılmasını
istediklerini belirtti.
Tutuklu sanıklardan Adem Gedik, 15 yıldır uzman çavuş olarak görev
yaptığını, 3 kez astsubaylık sınavına girmesine rağmen astsubay olamadığını ifade
ederek, Örgüt üyesiyim, her şeyi yapıyorum, herkese ulaşabiliyorum. Peki niye
astsubay olamadım- Bir kez bile orduevine giremedim. Nasıl her kapı bana açık,
her istediğimi yapabiliyor muşum- diye konuştu.
Mesleğine ilk başladığında kendisine verilen bir görevi yerine getiremediği
için oda hapsine tabi tutulduğunu savunan Gedik, Şimdi de amirimin emrini
yerine getirip, bir haber elamanını alıp getirdiğim ve söylediklerini not ettiğim
için buradayım. Tutuksuz yargılandığım dönemde delil karartma, suçlulara ulaşma
gibi bir durumum olmadı. Hiçbir duruşmayı kaçırmadım. Tutuksuz yargılanmayı talep
ediyorum dedi.
Murat Göktürk de ek klasörlerde belirtilen hiçbir belgeden haberi olmadığını
öne sürerek, davanın sanığı ve tanığı İlker Çınarın varsayımları neticesinde
belgelerde Murat isimli kullanıcının kendisi gibi değerlendirildiğini ancak
kendisi olmadığını iddia etti.
12 yaşındaki oğlunun kendisine Baba sen terörist misin- diye sorduğunu
aktaran Göktürk, hiçbir illegal yapının içinde bulunmadığını, kimseyi
azmettirmediğini savundu. 2 yıldır tutuklu olduğunu anımsatan Göktürk, Kızım
rahatsız. Aile parçalanması durumuna girmiş durumdayım. Ailemin, kızımın bana
ihtiyacı var. Kızımız hayattan kopmak üzere. Tutuksuz yargılanmak istiyorum
şeklinde konuştu.
Tutuklu sanık Varol Bülent Aral ise, duruşmalara basın yasağı getirilmesini
istedi.
-Gelegenin savunması-
Levent Ercan Gelegen de savunmasında, Malatya Kilisesinde çalıştığı
dönemlerde Malatyadaki Ermenilerin ibadethaneleri olmadığı için kentteki
Ermenilere ulaşarak ibadethane yapılması için çalıştıklarını ileri sürerek,
Malatyada bir fişleme çalışması yapıldı. Fişleyenler de fişlenenlerin
kendisiydi. Ermeniler, kentteki Ermeni vatandaşları bulmaya çalıştı. Ancak proje
rafa kaldırıldı. Bu dönemde yapılan listeler Kayra Yayınevindeki bilgisayarlarda
kayıtlıydı iddialarında bulundu.
Zirve Yayınevi cinayetleri olduğu gün polisin buradan aldığı
bilgisayarlardan birinin Mersindeki Kayra Yayınevi merkezinde kullanılan ve
sonra buraya gönderilen bilgisayarlardan olduğunu ileri süren Gelegen, pek çok
belgenin bu bilgisayarın içinden çıkabileceğini söyledi.
Kayra Yayınevinde çalışmaya başlamadan önce Hristiyan olduğunu belirten
Gelegen, Ermenileri ve Süryanileri Protestanlaştırmak için uğraşıyorduk. Ermeni
Kiliselerinin içinden çok fazla adam çalındı ve satıldı ifadelerini kullandı.
Tanık ve sanık İlker Çınarın beyanlarının doğru olmadığını iddia eden
Gelegen, mahkemeye haber elemanı oldukları iddiasıyla bazı isimler vererek,
bunların bazılarının halen dışarda dezenformasyon faaliyetleri içinde olduğunu,
davayı dışardan etkilemeye çalıştığını ve şüpheli olarak davaya dahil edilmeleri
gerektiğini savundu.
Nefret dolu bir soruşturma yürütüldüğünü iddia eden Gelegen, iddianameyi
hazırlayan savcının da görevini yerine getirmeyip bazı iddiaları araştırmadığını
öne sürdü.
Gelegen, üzerine atılı suçlamaların ispat edilemediğini savunarak, tutuksuz
yargılanmasını talep etti.
Muhabir: Tuba Karahan
Yayıncı: Cemal Coşkun