MALATYA (A.A) - Malatyadaki Zirve Yayınevinde biri Alman
uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 49.
duruşmasında savunması alınan tutuklu sanık Haydar Yeşil, Ne yapmış olurlarsa
olsunlar, o insanların o şekilde ölmelerini kabul edemeyiz dedi.
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanık Haydar Yeşil,
iddianamede geçtiği gibi dezenformasyon amaçlı ses düzeneği kurmadığını, düzenek
kurma emri almadığını ve bu konuda emir vermediğini, ses kaydı yapmadığını ileri
sürdü.
İddianamede, dönemin Malatya İl Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet
Ülgerle görüştüğüne değinildiğini hatırlatan Yeşil, bu görüşmenin örgütsel ve
dezenformasyon amaçlı olmadığını savundu.
Zirve Yayınevi davasının tanığı ve sanığı İlker Çınarın ifadesinde, davanın
tutuklu sanığı Emre Günaydını Turgut Özal Tıp Merkezinde ziyaret ettiğine ve
ondaki sim kartı başka bir sim kartla değiştirdiğine ilişkin kendisine yönelik
iddiaları olduğunu hatırlatan Yeşil, ancak gelen ihbar mektubunda ise kendisinin
cezaevinde bir mahkumu ziyaret ettiğinin ve ondaki sim kartı başka bir sim kartla
değiştirdiğinin yazdığını, bu mahkumun Emre Günaydın olduğuna dair mektupta bir
ifade olmadığını anlattı.
Şemdin Sakıkın bile Ergenekon davasında açıktan tanıklık yaptığını ancak
İlker Çınarın gizlendiğini savunan Yeşil, Şemdin Sakıkın can güvenliği
sağlanıyor da İlker Çınarın can güvenliği sağlanamıyor mu- dedi.
Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, iddianamede geçen dijital dosyanın 2049
yılında düzenlendiğine yönelik savunma verdiğini hatırlatarak, bununla neyi kast
ettiğini sorması üzerine sanık Haydar Yeşil, bilgisayar verilerinin güvenli
olmadığını kast ettiğini belirterek, bunun bilgisayarın tarihinin yanlış
ayarlanmasından dahi kaynaklanabileceğini ifade etti. Yeşil, söz konusu
dosyalardan birinin kendisinin gözaltına alındığı tarihte düzenlenmiş olduğunu
ileri sürdü.
Tutuksuz sanık ve Zirve Yayınevi çalışanı olduğu belirtilen Hüseyin
Yelkinin Jandarma İstihbarat Biriminin elemanı olup olmadığının sorulması
üzerine Yeşil, Yelkinin kendilerinin adamı olmadığını söyledi.
-O insanların o şekilde ölmelerini kabul edemeyiz-
Mahkeme Başkanı Kısanın, Misyonerlikle ilgili uzun takipler yapmışsınız.
Bu uzun takiplerin sonunda 3 ölü var. Bu da şüpheleri sizin üzerinizde
yoğunlaştırıyor. Bununla ilgili ne diyeceksiniz- ifadeleri üzerine Yeşil, 5
yılda birim olarak 130 bin liranın üzerinde harcama yaptıklarını, misyonerlikle
ilgili harcamaların toplam harcamalar içinde çok az yer tuttuğunu, en büyük
harcamalarının kaçakçılık ve organize işlere gittiğini söyledi.
Yeşil, Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin, Ne yapmış olurlarsa olsunlar,
o insanların o şekilde ölmelerini kabul edemeyiz diye konuştu.
Müdahil avukatlardan Orhan Kemal Cengiz ve Zirve Yayınevinde öldürülen
Alman uyruklu Tilman Geskenin eşi Suzanne Geskenin telefonlarının dinlendiğini
belirten Kısanın, Orhan Kemal Cengizi Malatyada oturuyor gibi göstererek
hakimi kandırmış, dinleme yapmışsınız demesi üzerine Yeşil, Cengizin avukat
olduğunu bilmediğini savundu.
Hayrettin Kısanın, Misyonerleri bu kadar takip etmişsiniz. Cinayetin
sanıklarıyla ilgili hiçbir irtibatınız olmadı mı- sorusu üzerine Yeşil, olayın
birden gelişmiş gibi göründüğünü, sanıklarla irtibatı olmadığını söyledi.
Bir dönem Ergenekon davasına bakan Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öze verdiği
ifadede, Emre Günaydının babası Mustafa Günaydını tanıyıp tanımadığı
sorulduğunda, İnönü Üniversitesinde çalışır. Tamir mamir işlerini iyi yapar
dediğinin hatırlatılması üzerine sanık Yeşil, bunun doğru olmadığını, Mustafa
Günaydını görmediğini, telefonla bir irtibatı bulunmadığını öne sürdü.
Mahkeme Başkanı Kısa, Yeşilin Şemdin Sakıkla ilgili söylediklerini
hatırlatarak, Şemdin Sakık görüntülü bir sistemle ifade verdi. Talebiniz olursa
İlker Çınar da bu şekilde ifade verebilir dedi.
Hayrettin Kısa, Bak, Ergenekon diye bir örgüt var. Bunlar, reklam vardı ya
hani, alıyoruz, satıyoruz, hesap ödemiyoruz. Bunun gibi hesap vermediğini
düşünüyorlardı. AK Parti iktidara gelince bu adamlar Kardeşim bu iktidar bize
uymuyor. Azınlıklarla AK Partinin ve Gülen cemaatinin sorunu var diye bir algı
oluşturalım dediler. Önce Rahip Santoro cinayeti, sonra Hrant Dink ve sonra
Zirve. Bunların hepsi aynı türden cinayetler. Küçük yaşta sayılabilecek çocuklar
cinayet işlemiş görünüyor. Siz bir dönem Protestan Kiliseleri Birliği Başkanlığı
yapan Behnan Konutganı da dinleyince kamuoyunda şöyle bir endişe oluştu, sıra
Behnan Konutganda mı- Bununla ilgili ne diyeceksiniz deyince sanık Yeşil,
Konutganı tanımadığını, ondan kendisine sadece İlker Çınarın bahsettiğini ileri
sürdü.
İlker Çınara özel telefon tahsis ettiğinin hatırlatılması üzerine Yeşil, bu
telefonun en ucuz cihazlardan biri olduğunu belirterek, verdikleri hattın da
kontörlü bir hat olduğunu kaydetti. İlker Çınarı neden kullandıklarının
sorulması üzerine Yeşil, Çınarın 10 yıl misyonerlerin içinde kaldığını ifade
ederek, Bu konuda bu insandan daha sağlıklı bir kaynak olur mu- dedi.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
Muhabir: Yeter Erdine
Yayıncı: Ahmet Ekici