MALATYA (A.A) - Malatyadaki Zirve Yayınevinde biri Alman
uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 50.
duruşmasında, tutuklu sanıklardan Haydar Yeşilin savunmasını tamamlamasının
ardından emekli Albay Mehmet Ülger dinlenmeye başlandı.
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanık Haydar Yeşil, müdahil
avukatlarının sorularını yanıtladı. Müdahil avukatlar, Yeşilin ifadesinde
misyonerliğin istihbar edilmesi emrini devletin ve hükümetin verdiği yönündeki
sözlerini hatırlatarak, sanığa böyle bir emrin geldiğine dair elinde belge olup
olmadığını sordu.
Avukatlar, Yeşilden varsa böyle bir belge, ibraz etmesini istedi. Elinde
böyle bir belge olmadığını belirten Yeşil, bu kararın Milli Güvenlik Kurulu (MGK)
toplantılarında alınmış olduğunu iddia ederek, MGK toplantısından sonra bu emir
ilgili kurumlara Başbakanlık genelgesi yoluyla iletiliyor. Ben cezaevinde
tutukluyum. Savcı genelgeyi iddianame dosyasına koysaydı, ben de size ibraz
ederdim diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısanın, MGKda misyonerliğin tehdit olarak
görülmediği, taşradaki yapılanmanın MGKda böyle bir algı oluşturduğu
söyleniyor şeklindeki sözleri üzerine sanık Yeşil, bunun doğru olmadığını
söyledi.
Avukatların, misyonerleri neden uzun süre dinlediğini ve bir suç unsuruna
rastlayıp rastlamadığını sorması üzerine Yeşil, suçu önlemeye ve geleceğe yönelik
dinleme yaptıklarını belirtti.
Hayrettin Kısanın, cinayetin olduğu tarihten kısa süre önce bir otelde
misyonerlerin toplantı yapacağını bilip bilmediğini sorması üzerine sanık Yeşil,
söz konusu oteldeki tüm toplantıları bilemeyeceğini söyledi.
Kısanın misyonerleri izlediğini hatırlatması üzerine Haydar Yeşil,
cinayetin işlendiği tarihten önce aralık ayında misyonerlerin söz konusu otelde
bir toplantı yaptıklarını, bu toplantıya bir haber elemanını gönderdiğini ifade
etti.
Avukatların Bu toplantıda sanık Emre Günaydını tespit ettiniz mi-
sorusu üzerine Yeşil, Günaydını tespit etmediklerini söyledi.
Bunun üzerine mahkeme başkanı Kısa, Emre Günaydına bu toplantıya gidip
gitmediğini sordu. Emre Günaydın, bu toplantıya gitmediğini, nisan ayında yapılan
toplantıya gittiğini ifade etti.
Zirve Yayınevinde öldürülen Alman uyruklu Tilman Geskenin eşi Suzanne
Geske, söz alarak, aralık ayındaki toplantıda Emre Günaydını gördüğünü iddia
etti. Geske, Günaydının boynunda bir puşi olduğunu söyledi.
Suzanne Geske, nisan ayındaki toplantıda ise Emre Günaydınla birlikte
tutuksuz sanık Adem Gediki de gördüğünü öne sürerek, Adem Gedik, otelin
girişinde bir sandalyede oturuyor, elindeki gazeteyi okuyor gibi yapıyor,
gazetenin üstünden gelenleri izliyordu iddiasında bulundu.
-Darbelere karşıyım-
Haydar Yeşilin savunmasını tamamlanmasının ardından tutuklu sanıklardan
emekli Albay Mehmet Ülgerin savunmasına geçildi. Dönemin Malatya İl Jandarma
Alay Komutanı olan Ülger, hakkında isnat edilen suçları kabul etmedi.
HTS kayıtları olmadığı halde İlker Çınarın ifadelerinin doğru kabul
edilerek, hakkında suç isnadı yapıldığını belirten Ülger, basın yayın
organlarının da buna alet olduğunu, tarafına karşı kin ve nefretle beslenen bir
haksız itibarsızlaştırma yapıldığını ileri sürdü. Ülger, bu durumun suç
örgütlerine cesaret verdiğini savundu.
1980 ihtilaline değinen Ülger, Ailesi bundan en çok zarar gören
insanlardan biriyim. Demokrasiye saygılıyım, darbelere karşıyım. Görevim boyunca
hükümetin emirlerini yerine getirdim. Hükümetin aleyhinde bir eylem olacağını
hissetsem ilk önce ben karşı çıkarım. Devletime ve hükümetime karşı gelecek bir
insan değilim. Harp Okulunda öğrenci olduğum dönemden tutun da meslek hayatıma
varıncaya kadar en ufak yüzümü kızartacak bir suça bulaşmadım. Kanunlardan ve
Allahtan korkarım. Vicdan sahibi bir insanım. Bununla birlikte sözde TUSHAD adlı
örgütte aktif görev aldığım iddia ediliyor. Genelkurmay Başkanlığı bu sözde
örgütün olmadığını açıkladığı halde İlker Çınarın aleyhimdeki ifadelerini delil
kabul eden iddia makamı subjektif yorumlarda bulunuyor ifadelerini kullandı.
Savunması sırasında ağlamaklı olan Ülger, İlker Çınarın TUSHAD örgütüne ait
olduğunu söylediği kimliğinin askeri araç plakası gibi olduğunu savunarak,
Çınarın bu belgelerin gerçekliğini ispat etmekle mükellef olduğunu söyledi.
Ülger, İlker Çınar, olmayan bir örgütten benim de haberim olduğu algısını
oluşturmaya çalışıyor. Ben üçüncü bölge sorumlusuymuşum, o birinci bölge
sorumlusuymuş. Buna rağmen Hurşit Tolon onun kimliğini bana göndermiş. Ben ona
teslim etmişim. İkimizde sözde yapılanmada aynı seviyedeysek neden kimliğini ben
teslim ediyorum dedi.
Ülger, cezaevine gidip sanık Cuma Özdemirin üzerinden çıkan sim kartı
değiştirdiği iddiasını ise kabul etmedi. Evine gelen ihbar mektubuna da değinen
Ülger, mektupta yazanları okudu. Ülger, Bu mektupla şahsımı itibarsızlaştırmaya
çalışıyorlar. Ben bu yazılan iki satırla itibarsızlaşmam. Şerefli bir Türk
subayıyım ifadelerini kullandı.
Misyonerlik, tarafımdan tehdit olarak algılanmamıştır diyen Ülger,
misyonerlerin tehdit olarak algılanması kararının MGKda alındığını, İl Emniyet
Komisyonunun da bunu görüşerek gerekli önleyici tedbirler için çalışma
yapılmasına karar verdiğini öne sürdü.
Muhabir: Yeter Erdine
Yayıncı: Ahmet Ekici