Türk medyasını ele geçirip yandaş medya haline getiren Erdoğan rejimi, yaklaşan seçim öncesi yurt dışından yayın yapan sürgündeki gazetecilerin YouTube yayınlarına erişimi tamamen durdurdu. Daha önce, engellemelere rağmen konum ayarlarından ülke ismini değiştirerek yayınlar izlenebilirken, YouTube buna da son verdi.
Artık VPN kullanmadan yurt dışındaki bazı yayınları izlemek mümkün değil. Özgürlüklerin yanında olması beklenen YouTube’un bu tavrı hem şaşırttı hem de tepki topladı. Muhalefetin özgür medyaya yönelik bu karartmaya tepki göstermesi bekleniyor.
Adem Yavuz Arslan, YouTube tarafından yayını karartılan sürgündeki gazetecilerden yalnızca biri. Gazeteci Arslan, Türkiye’nin popüler gazetelerinden biri olan Bugün’ün Washington temsilcisi olarak çalışıyordu. Çalıştığı gazeteye Erdoğan rejimi tarafından el konuldu, hak ettiği yasal hakları bile verilmeden aynı gün işten çıkarıldı.
2016 yılında Erdoğan’ın tek adam rejimine geçmek için kurguladığı 15 Temmuz girişiminden sonra ise hayati tamamen değişti. Çalışacağı bir kurum kalmadığı için Uber şoförlüğü yaparak para kazanmaya başladı. Fakat Adem Yavuz Arslan’ın gazetecilik aşkı ve sorumluluğu büyüktü.
Bir şekilde topladığı bilgileri, analizlerini insanlara duyurmak istiyordu. Bold ve Tr724.com olmak üzere bulabildiği her platformda yayınlara katıldı. Bireysel YouTube kanallarına konuk oldu, blog sayfası açtı. Ancak blog sayfaları da açılışını takiben hemen yasaklandı. Mevcut belgesel ve dosya çalışmalarını YouTube’ta açtığı bireysel kanalda da yapmaya karar verdi.
Bir cep telefonu, bir tripod, bir mikrofon temin ederek hemen işe koyuldu. YouTube’da kısa sürede 110 bin aboneye ulaştı. Çektiği videolardan 500 bin, 600 bin izlenenler oldu. Türkiye’de yaşamamasına rağmen kamuoyunun güvenilir bir kaynak olarak başvurduğu bir isim oldu. Erdoğan rejimi, gerçeklerin açığa çıkmasından korktuğu için hemen mahkeme üzerinden kanalın Türkiye’de görüntülenmesini yasakladı. Fakat izleyiciler YouTube konum ayarlarından başka bir ülkeyi seçerek kanalı takip etmeye, izlemeye devam etti.
Ancak, geçtiğimiz hafta YouTube algoritmalarında bir değişiklik yaptı. Artık hiçbir şekilde Türkiye’de olan izleyiciler Adem Yavuz Arslan’ın kanalını görüntülememeye başladı. Muhalif bir gazeteci, Erdoğan istemediği için artık izleyicilerine ulaşamıyor. Türk medyasının yüzde 90’ını kontrol eden Erdoğan, üstelik Türkiye’nin belki de kırılma noktası olacak bir seçime yaklaşırken alternatif gazeteciliğe önemli bir darbe vurdu. İzleyicilerin Arslan’ı takip etmesi için tek çare olarak VPN kullanmak kaldı. Fakat VPN’i kaç kişi biliyor ve kullanmak istiyor? Gazeteci Yavuz’a YouTube’un bu değişikliğinden sonra kanalının nasıl etkilendiğini sorduk.
YouTube, neden artık konum ayarlarını değiştirdiğimiz zaman Türkiye’de yasaklı videoları göstermiyor?
Bu bir sürecin parçası. Erdoğan ‘tek adam’ rejimini kurarken bugünleri hesaplamıştı. Konvansiyonel medyayı adım adım ele geçirdikten sonra sosyal medyaya yöneldi. Önce bu platformların Türkiye içinden izlenmesini engelledi. Ancak konum-ülke ayarlarını değiştiren izleyici bir şekilde kanala ulaşabiliyordu. Erdoğan rejimi bir üst basamağa geçti ve artık bu da mümkün değil. Yani konum-ülke ayarlarını değiştirmeniz de işe yaramıyor. Çünkü Erdoğan bir hipnoz yapıyor ve hipnozun başarılı olması için mutlak sessizlik gerekir.
Devasa televizyonları, gazeteleri ele geçiren, yüzbinlerce kişilik troll orduları kuran Erdoğan, küçük-mütevazi kanallardan da rahatsız. Çünkü onlar habercilik yaparak Erdoğan’ın hipnozunu bozuyorlar. YouTube maalesef olaya tamamen ticari bakıyor. Türkiye nüfusu genç, internet kullanımı yüksek bir ülke. Erdoğan da seçime giderken alternatif hiçbir ses duymak istemediği için YouTube üzerinde baskı kurdu ve sonuç aldı. Bu aynı zamanda Twitter, YouTube ve Instagram gibi sosyal medya devleri için yüz kızartıcı bir durum.
Türk mahkemeleri kaç videonuza erişim engeli koydu?
Sayamadığım kadar çok. Maalesef her videodan sonra benzer mahkeme kararları geliyor. Gerçi bu kararlara mahkeme kararı denemez. İletişim Başkanlığı’ndan giden talimatlar mahkeme kararıymış gibi YouTube’a bildiriliyor.
Yasakla ilgili YouTube temsilcileri ile görüşme imkânınız oldu mu, bir açıklama yaptılar mı?
Bizler yani sürgün gazeteciler, meslek kuruluşlarından yardım istedik. Hatta ABD’deki bazı siyasilere konuyu aktarıp destek talep ettik. Konu çok çeşitli platformlarda gündeme geldi ama maalesef sonuç alamadık. Türkiye genç nüfusu olan, internet kullanımının yüksek olduğu bir ülke. Twitter, Facebook ve YouTube gibi şirketler maalesef olaya tamamen müşteri odaklı bakıyor.
İzlenmeleriniz bu yasaktan nasıl etkilendi?
Maalesef çok ciddi oranda izlenmeler düştü. Elimde somut bilgi yok ama galiba YouTube benim de aralarında olduğum muhalif gazetecilerin kanallarını artık daha az öneriyor. Çünkü izlenme oranları ciddi anlamda düştü. Yüzde 50 hatta yüzde 70’e varan azalmalar söz konusu. Son sansür yasası sonrası estirilen korku atmosferi de çok etkili oldu. İnsanlar izledikleri, beğendikleri ya da başkalarıyla paylaştıkları yayınların takip edileceğinden, buradan dolayı tutuklanacaklarından korkuyor. Hem teknik hem de psikolojik bariyerlerle mücadele ediyoruz.
Erdoğan rejiminin gazetecileri sevmediğini ve Türkiye’deki cezaevlerinin gazeteci dolu olduğunu biliyoruz. Türkiye’de insanlar alternatif haber kaynaklarına nasıl ulaşacak, muhaliflerin yayınını nasıl takip edecek?
“Yürüyecek ayak yol bulur” diye bir atasözü var. Öncelikle Türk halkının şunu anlaması lazım; söz konusu yayınlara hava gibi su gibi ihtiyaç var. Türkiye içindeki yoğun baskı nedeniyle yereldeki gazeteciler-isteseler bile-etkili habercilik yapamıyorlar, yapamayacaklar.
O yüzden yurt dışındaki gazetecilerin hem desteklenmesi hem de izlenmesi gerekiyor. Maddi destekten kastım öyle büyük paralar değil. İzleyicilerin ayda bir kahve parasını o gazetecilere destek olarak yollaması çok değerli. O yüzden hem cüzi de olsa maddi destek hem de VPN gibi alternatiflerle izleme ile kritik bir katkı sağlanabilir.
Erdoğan rejiminin yasaklarından etkilenen bir başka muhalif kanal da 404 bin aboneli Bold Medya YouTube kanalı. Bold Medya’nın yayınladığı dosya haberler milyonlarca kez izlendi ve izlenmeye devam ediyor. Fakat hazırladıkları haberlere sürekli Türk mahkemeleri tarafından yasaklama, kısıtlama getiriliyor.
Kanal o kadar etkili ki, muhalif siyasetçiler Bold Medya’nın yaptığı haberleri kullanarak iktidara eleştiriler getiriyor. Kanalın yayın yönetmeni Bedrettin Uğur, medya özgürlüğü elinden alındığı için yurtdışında çalışmak zorunda olan sürgün bir gazeteci. Uğur’a, YouTube’un son yaptığı düzenlemenin kendilerini nasıl etkilediğini sorduk.
Videolarınız Türkiye’de gündem belirliyor. Kanalınıza sürekli mahkemeler tarafından erişim engelleri getiriliyor. Neden yayın yapmanız Erdoğan rejimi tarafından istenmiyor?
Türkiye’de medya özgürlüğü uzun bir süredir tehdit altında, hatta ortadan kaldırılmış durumda. Özellikle seçim dönemi yaklaşırken Türkiye’de medya ortamının çok sesliliğinin askıya alınmış olması bu anlamda yurtdışından bu anlamda bir ihtiyacı karşılıyor. Özellikle YouTube gibi belirli medya araçlarıyla haber alma ihtiyacını karşılayan bir kitle ve yayıncı var. Bu da mevcut iktidarı, rejimi elinde tutan kişileri rahatsız ediyor. Çünkü bir tek seslilik olması ve medyanın bir propaganda aracı olarak kendilerine çalışmasını istiyorlar.
Türk medyası uzun zamandır baskı altında. Az diyebileceğimiz sayıda bir yayın kuruluşu Türkiye’de gazetecilik mesleğinin ilkelerine uygun olarak yayıncılık faaliyetini devam ettirmeye çalışıyor. Ama ana akım Türkiye’deki medyanın geneli açısından iktidarın medya kontrolü büyük oranda sağlanmış durumda. Türkiye’de mevcut iktidardan rahatsız olan, rejimi sevmeyen, problem yaşayan geniş bir kitle var.
Bu kitle gerçeği görmek, hakikati öğrenmek için farklı mecralara yöneliyor. Orada da sürgündeki gazetecilerin kurduğu, büyük çaba ve fedakârlıklarla yayın yapan Bold Medya gibi kanallar bu ihtiyaca cevap veriyorlar. Zor şartlar altında büyük imkansızlıklar altında yeni medya araçlarıyla hakikati yani gerçeği paylaşmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla yayınlar rahatsız ettiği için gazeteciler üzerinde kuramadığı baskıyı bu kez YouTube gibi platformlar üzerinden kurmaya, onların Türkiye ofisini baskı altına almaya çalışıyor. Her türlü aracı kullanarak bu baskıyı artırıyor. Bu yayınların kesilmesini istiyor. Zaten kendi kontrolünde olan mahkemelerden yargı kararı çıkartarak yayın yasakları getiriyor.
Bu yayın yasaklarını bu mecralara uygulatıyor. Bold Medya’nın geneliyle ilgili bir yayın yasağı koymuş durumda. Diğer taraftan alternatif VPN ile bile ulaşımın önünü kesecek bütün girişimlerde bulunuyor ve bu mecraları, platformları baskılamaya çalışıyor. Mecralar bir yere kadar direnebiliyor. Bu direnişin ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Biz demokratik hukuk ilkeleri çerçevesinde mesleğimizi bu platformlar veya farklı platformlar aracılığıyla devam ettireceğiz.
YouTube’la bu yasaklamalarla ilgili iletişime geçtiniz mi, sorunun farkındalar mı ve düzelteceklerine dair bir sinyal aldınız mı?
YouTube ile bu konuda yazışmalarımız devam ediyor. İletişim halindeyiz. YouTube sonuç itibariyle bizim içerik ürettiğimiz, bizim içeriğimizi kullanarak takipçilerine önemli bir imkan sunan bir platform. YouTube bizim için değerli bir platform; biz de YouTube için önemli bir içerik üreticisiyiz. YouTube ve internet medyasının temel direği özgürlükler. Özellikle medya özgürlüğü. Yeni medyanın inşa edildiği temel dinamik bu. Herkes farkında olmak zorunda. Siz eğer özgürlükleri sınırlar, yayıncıları gazetecilerin bağımsızlığını ortadan kaldırırsanız o platformlar kısa vadede başka bir şeye dönüşür ve kendi bindiğiniz dalı kesersiniz. Dolayısıyla bizim onlara olduğu kadar YouTube ve benzer platformların da bizim gibi özgür medya yayıncılarına ihtiyacı var.
Bütün bunları birlikte değerlendirdiğimizde YouTube ile yol almaya çalışıyoruz ama YouTube üzerinde Türkiye’de Erdoğan rejiminin devlet gücünü de kullanarak oluşturduğu bir baskı ortamı var. Özellikle Türkiye’deki ofisi bu baskı ortamından çok etkileniyor. Bunun biz farkındayız. Bu iktidar baskısına karşı YouTube’un direnmesi gerekiyor. Çünkü makul değil, doğru değil. Hukuki olmayan yöntemlerle susturulmaya çalışılıyoruz. YouTube ve benzer platformların buna müsaade etmemesi, demokrasi, özgürlükler ve hukuk çerçevesinde davranması gerekiyor. Bize düşen tarafıyla biz sorumluklarımızı yerine getiriyoruz.
İçeriklerimizi hazırlarken bu konularda dikkatli davranıyoruz ve bunun fark edilmesini istiyoruz. Üçüncü bir sorumluluk ve bence en önemli sorumluluklardan bir tanesi; takipçilere, izleyicilere, okuyuculara düşen bir sorumluluk. Biz sonuç itibariyle onların haber alma özgürlüğü için mücadele ediyoruz. Kamu yararını gözetiyoruz. Hakikati, gerçeği ortaya çıkarma heyecanıyla yayın yapan gazetecileriz. Maddi imkansızlıklar, bazı olumsuz şartlarda yayıncılık kabul edilmeli ki zor. Buna rağmen sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışıyoruz.
Onların buna sahip çıkması, bu platformları iktidara karşı daha dirençli durma; özgürlüklerin ve demokrasinin yanında durma konusunda cesaretlendirmeleri gerekiyor. İzleyici olarak güçlerinin farkında olmalarını ve bunu hissettirmelerini bekliyoruz. Bir diğer husus gazeteciler ve medya özgürlüğü alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının bizlere duyarlılık göstermelerini, sahip çıkmalarını istiyoruz. Duruş ortaya konulmasını bekliyoruz.
Türkiye’de basına getirilen yasaklar
Bağımsız sivil toplum kuruluşlarının medya raporlamalarına göre şu anda en az 75 gazeteci Türkiye’de hapiste bulunuyor. Türkiye, dünyada en çok gazetecinin hapiste olduğu ülke. Erdoğan rejimi sadece hapse atarak cezalandırmıyor. Muhalif gazetecileri, uzun mahkeme süreçleriyle uğraştırarak motivasyonlarını kırıyor ve enerjilerini tüketmelerini sağlıyor. Hapse atılmayan bir çok gazeteci bitmek tükenmek bilmeyen uzun yargılamalarla uğraşmak zorundalar. İfade Özgürlüğü Derneği’nin EngelliWeb 2021 raporuna göre; 574 binden fazla web sayfasına erişim engeli getirildi.
55 bin 500’den fazla tweet mesajı yasaklandı. Alternatif mecralar çok az ve yeni engellemelerle muhalif gazetecilerin çalışmaları zorlaşıyor. Medya özgürlüğüne yasaklar getirildikçe otoriter iktidarların gücü artıyor. YouTube gibi platformların özgür medyaya karşı Türkiye’de aldığı bu olumsuz tavrın yaklaşan seçimlerde AKP iktidarına yani Erdoğan’ın tek adam rejiminin işine yarayacağı ise herkesin bildiği ama sesini yükseltmediği bir gerçek.