Seçim kanunlarına göre Yüksek Seçim Kurulu (YSK), seçim döneminde, hem ülke çapında hangi özel radyo ve televizyonların yayın yapabileceğini, hem de bu kuruluşların yayın ilkeleri belirleme yetkisini elinde tutuyor. Seçim takvimini 30 Nisan’da başlatan YSK, seçim döneminde basın ve yayın kuruluşlarının uyacağı yayın ilkelerini 29 Nisan’da belirledi. Buna göre YSK, yapılacak yayınların; tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine uygun olmasını temel kural olarak koydu. Kararda radyo ve televizyon kuruluşlarının; tek yönlü, taraf tutan yayınlar yapamayacakları; cumhurbaşkanı adayları, siyasi partiler ve bağımsız adaylar arasında fırsat eşitliğini sağlamak zorunda oldukları belirlendi. Kararda “Eşitlik, serbestlik, dürüstlük ilkeleri titizlikle uygulanmaları halinde, radyo ve televizyon yayınları, seçimlerin demokratik bir ortamda gerçekleşmesine katkı sağlayacaktır” ifadeleri bile kullanıldı.
Yaptırımlar kaldırıldı
Ancak 16 Nisan referandumundan önce seçim yayınlarının denetlenmesinde bazı değişiklikler yapıldı. OHAL KHK’si ile YSK’nin, özel televizyon ve radyolara, eşitlik ilkesini de içeren esaslara aykırı yayın yapması halinde ceza verme gücü elinden alındı. Ancak yayın ilkeleri yasadaki ve YSK kararlarındaki yerini korudu. Referandum döneminde yapılan seçim yayınları RTÜK tarafından denetlendi, ancak KHK gereği hiçbir ceza kesilmedi.
Yine de YSK, referandum öncesinde yayın ilkelerini belirleyip RTÜK’le gerekli yazışmaları yaptı. RTÜK’e ulusal yayın yapan radyo ve televizyon kanallarını soran YSK, aldığı yanıtı da karara dönüştürdü. RTÜK bu kararda yazan radyo ve televizyonları YSK’nin daha önce “Eşitlik, serbestlik ve dürüstlük” ilkeleri ışığında belirlediği yayın ilkeleri çerçevesinde KHK hükmüne karşın denetledi. Dosyalar YSK’ye gönderildi ancak KHK hükmü gereği yaptırım uygulanmadı.
YSK merak bile etmedi
YSK’nin, referandum öncesinde KHK’ye rağmen attığı bu adımı, 24 Haziran seçimleri öncesinde atmadığı ortaya çıktı. KHK ile yaptırımsız kalan özel yayın kuruluşlarının denetimi bir yönüyle daha sakatlandı. Çünkü YSK, hangi özel televizyon ve radyo kuruluşlarının “eşitlik, serbestlik ve dürüstlük” ilkesi ışığında denetleneceğini sormadı. RTÜK ile bu yazışma hiç yapılmadı ve bu yönde bir karar da alınmadı.
Hiçbir rapor yok
RTÜK’ün de bu boşluktan faydalanarak, seçim yayınlarına ilişkin hiçbir özel radyo ve televizyon kanalını, YSK’nin yayın ilkelerine ilişkin kararı yayımlanmış olmasına karşın denetlemediği öğrenildi. Her seçimde yapılanın aksine İzleme ve Değerlendirme Dairesi’ne bağlı uzmanlara izlenmesi gereken kuruluşların listesinin gitmediği, hiçbir raporlamanın yapılmadığı belirtildi.