2008-2011 yıllarında Yargıtay Başkanlığı görevini yürüten, uzun yıllar 9. Ceza Dairesi Başkanlığı yapan Hasan Gerçeker, hükümetin Meclis'e sevk ettiği Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görevine son veren yasa tasarısını Özgür Düşünce'ye değerlendirdi. Eski Yargıtay Başkanı, Anayasa Mahkemesi'nin yasayla kamu görevlerinin görevlerine son verilemeyeceğine dair emsal kararı olduğunu hatırlattı.
YASAYLA GÖREVDEN ALINAMAZ
YASAYLA GÖREVDEN ALINAMAZ
Gerçeker şunları söyledi: “Yargı mensupları devlet memurlarından daha da fazla teminata sahip. Anayasa Mahkemesi, ‘Ancak kanunda yazılı koşullar oluşursa memurun görevine son verilir' diyor. Burada da kazanılmış hak sözkonusu. Kanun tasarısı basına yansıdığı gibiyse Anayasa'ya aykırılığı çok açık. Anayasal teminatla seçilmiş Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görevine yasayla son veremezsiniz. Bu konuda yüksek yargının, bu konuyla ilgili olan kurumların mutlaka direnç göstermeleri lazım. Yanlış olduğunu ileri sürmeleri lazım.
ANAYASAYI İHLAL
İstinaf mahkemeleri kurulduğu zaman yüksek mahkemelerin iş gücü azalacak. İş gücü azaldığı zaman gerek Yargıtay'da gerekse Danıştay'da bir şişkinlik oluşacak. Eğer yasa bu amaçla çıkarılıyorsa, ona göre bir düzenleme yapılması gerekir. Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görev sürelerinin sona ermesiyle değil, kazanılmış hakları korunarak istenen sayıya düşene kadar yerlerine yeniden seçim yapılmayabilirdi. O şekilde bir formül bulunabilirdi. Yasayla yüksek mahkeme üyelerinin görevlerine son verilmesi doğrudan doğruya Anayasaya aykırı. Artık böyle bir yasa çıkarsa mutlaka ilgili kişilerin bu konuda girişimde bulunmaları gerekir. İlk başta dediğim gibi yargının kendisinin bu tür yasa değişikliklerine Anayasa'ya ve yargı bağımsızlığına aykırı işlemlere karşı çıkması gerekiyor.”
DOĞRU DEĞİL
Gerçeker: “Düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğu, doğru olmadığı, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı ilkelerine aykırı olduğu çok açık. Doğru değil. Siyasiler bunu her türlü amaçla yapabilir. Her parti için geçerli bir şey. Ama ilgili kurumların, herkesin, bir vatandaş olarak hepimizi etkileyecek bir konu olduğundan bu tür yanlışlara karşı çıkmamız gerekiyor. Bunu da ilk başta yargının kendisinin üstlenmesi gerekiyor.”
KUVVETLER AYRILIĞINA AYKIRI
Yargıtay eski Başkanı Hasan Gerçeker, "Kazanılmış hakların ihlal edilmesi söz konusu. Genel hukuk sistemi içerisinde düşündüğünüzde yapılan düzenleme yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı ilkelerine aykırı. Anayasa'ya aykırılık da sözkonusu. Zamanında istinaf kurulduğunda Yargıtay'ın daire ve üye sayısının azaltılması gerektiğini söylüyorduk. Bu düzenlemelerin o amaçla yapılması gerekir. O amaçla yapılıp yapılmadığını göreceğiz. 500 küsurlü bir yüksek mahkeme dünyanın hiçbir yerinde yok zaten. Ancak bunun kazanılmış haklar gözetilerek yapılması gerektiğini söyledik" dedi.
YARGITAY ÜYELERİNDEN BİLDİRİLİ TEPKİ
Hükümetin Danıştay ve Yargıtay'ın üyelerinin tamamının görevlerine son verip yüksek yargıyı dizayn eden tasarısına yüksek yargı bildiriyle tepki gösterdi. Cumhuriyet Gazetesi'nin haberine göre bir grup Yargıtay üyesi imzasıyla yayınlanan bildiride, tasarının yargıyı fiilen yürütme organına bağımlı hale getirme amacıyla hazırlandığı kaydedildi.
GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİNE AYKIRI
Bildiride şunlar kaydedildi: “Yargıtay ve Danıştay ‘yargı yetkisini' Türk milleti adına kullanmaktadır. Üyelerinin görevlerine ancak, işlemiş oldukları bir suç nedeniyle yetkili organlarca alınan kararla son verilebilir. Haklarında herhangi bir soruşturma veya kovuşturma olmaksızın ‘kanunla üyelerin görevlerine son verilmesi, Anayasa'nın hukuk devleti ve güçler ayrılığı ilkesine aykırıdır.”
PARALEL ADI ALTINDA AYIKLAMA
“Taslakla getirilen düzenleme; 2010 yılındaki Anayasa değişikliğinden sonra oluşan HSYK eliyle, o tarihte yapılan seçimle ‘paralel unsurları' ağırlıkla her iki mahkemeye taşıyan ve daha bir yıl önce, bu mahkemelerdeki kadro sayısını, bu kez ‘paralel unsurların' etkinliğini kırmak ve dengeleri kendi lehine çevirmek adına şu anki mevcut sayıya çıkaran siyasi iktidarın; bir yıl sonra bu defa, kadro sayısını Yargıtay'da 300'e, Danıştay'da 116'ya düşürmesi, gerçekçe açıklananın aksine; hukuktan ve vicdanından başka otorite tanımayan, bağımsızlığından ve tarafsızlığından ödün vermeyen yargıçları, paralel yapılanma adı altında bu kurumlardan ayıklamak, bu mahkemeleri kendisine yakın gördüğü ve uyumlu üyelerle yeniden biçimlendirme çabasının bir ürünüdür.”
YARGI YÜRÜTMEYE BAĞLANIYOR
“Görevleri sona eren üyeler arasından kadro sayısı kadar yeniden üye seçiminin, 2014 yılında oluşan ağırlığını Adalet Bakanlığı'nın desteklediği bir platformunun oluşturduğu Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na hiçbir objektif kriter getirilmeksizin tanınması, bu mahkemeleri tamamen yürütme organına bağlı ve uyumlu üyelerden oluşturma ve yargıyı fiili olarak yürütme organına bağımlı hale getirme amacı taşımaktadır.”
ÖZGÜR DÜŞÜNCE