Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Tayyip Erdoğan, saray ve AKP hükümeti, dar ve marjinal bir yapı haline gelmiştir. Gittikçe Türkiye toplumundan kopuyorlar. Bugün savaşı isteyen saraydır ve sarayın avaneleridir." dedi.
Figen Yüksekdağ başkanlığında aralarında MYK üyeleri ve milletvekillerinin de bulunduğu heyet, Ankara'da KESK, DİST ve kadın örgütlerini ziyaret etti. Görüşmeler esnasında gazetecilere değerlendirmelerde bulunan Figen Yüksekdağ, Türkiye'nin kalıcı barışa ulaşmak için çok tarihsel ve önemli bir eşiğe geldiğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın Dolmabahçe görüşmesi hakkındaki sözlerini de değerlendiren Yüksekdağ, şunları söyledi: "Barışa uzanıp almamız için, hedef ulaşmamız için az bir mesafe kalmıştı, ramak kalmıştı. İşte tam o süreç içerisinde Sayın Erdoğan'ın başkanlık hesapları devreye girmiştir ve barış sürecinin, çözüm sürecinin bu başkanlık heveslerine , hesaplarına uymadığı ve bir şey getirmediği sonucuna ulaşılmıştır. Bununla beraber süreç bir çözümsüzlük siyasetiyle askıya alınmıştır. Şu anki aşamada da dondurulmuş ve mekanizma durdurulmuş durumda. O nedenle oy kaygısıyla süreci heba eden siyasi iktidarın kendisidir. Saray merkezli bir çözümsüzlük siyaseti devreye konmuştur. AKP hükümeti de sarayın karşısında hizaya dizilmiştir."
"HEPSİ, YUKARIDAN AŞAĞIYA YAŞANAN SÜRECİ, GELİNEN NOKTAYI İNKAR EDİYOR"
'Bu açıklamaları yapanların sorduğumuz sorulara açıkça cevap vermesi gerekiyor' diyen Yüksekdağ, şunları söyledi: "Bütün Türkiye'nin gözlerinin önünde cereyan eden bir gelişmeden bahsediyoruz. Karşılarındakini ne sanıyorlar acaba. Türkiye'deki yurttaşlar, seçmen kitleleri aptallar topluluğu mu. Böyle mi demeye çalışıyorlar bizlere. Bütün Türkiye'nin gözleri önünde cereyan eden bir Dolmabahçe buluşması var. O buluşma öncesinde günlerce yapılan görüşmeler, tartışmalar, çerçeve metni, açıklanacak metni hazırlama süreçleri vardır. Cumhurbaşkanı'nın da bilgisi dahilinde özel olarak da hükümet heyetinin çabası ve yönlendiriciliği doğrultusunda işleyen bir trafik vardır. Çok somut, fotoğraflarıyla net bir süreç var karşımızda. Şimdi çıkmış, hepsi, yukarıdan aşağıya yaşanan süreci, gelinen noktayı inkar ediyor. Siyaset açısından gerçekten içler acısı bir durumdur. Cumhurbaşkanı'ndan tutalım hükümet erkanına , başbakanlığa bakanlığa kadar süreci devam ettireceksiniz, sonra çıkıp bütün kamuoyunun karşısında bunların hiçbirisi yokmuş gibi davranacaksınız. Yalana ve çarpıtmaya yöneleceksiniz. Biz AKP'nin kabul edilmesi zor birçok davranışı gördük. Ama bu AKP'ye bile fazla."
'BİZ TİYATRO MU YAPTIK' DİYORSUNUZ
Yüksekdağ, şöyle devam etti: "O zaman ne yaptınız? Yalanla mı oyaladınız Türkiye kamuoyunu. Çıkın bunu söyleyin. Biz yaşananların gerçek olduğunu biliyoruz. 'Biz tiyatro mu yaptık' diyorsunuz. Gerçek şudur. Barışın sağlanması, PKK'nin silahsızlanma çağrısı yapması için çok kritik bir eşiğe gelinmişti. Net bir şekilde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlık hesaplarının Halkların Demokratik Partisi'nin aldığı oy vesilesiyle tehlikeye girdiğini, olanaksız hale geldiğini görmesinden dolayı bu sürece doğrudan müdahale etmiştir. Bitirmiştir, bitirilmiştir."
'GENÇLERİN BİRBİRİYLE ÇATIŞTIRILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ'
Türkiye'nin siyasi iktidar tarafından başka bir savaşın eşiğine sürüklendiğini söyleyen Yüksekdağ, "Biz bugün çeşitli kurumlarla başlattığımız KESK'e ziyaret gerçekleştirdik. Ziyaretin amacı şu. Onlara savaş yaptırmayacağız. Asla ve asla Türkiye'nin bir kez daha siyasi iktidarın ve bir insanın ikbali için, iktidar sevdası için savaşa sürüklenmesine izin vermeyeceğiz. Dağda ya da askerde, polis ya da gerilla ya da gençler, hiçbir Türkiye Cumhuriyeti evladının bu süreç içerisinde yaşamanı yitirmesine göz yummayacağız. Gençlerin birbiriyle çatıştırılmasına izin vermeyeceğiz. Çünkü karşımızdaki siyasi iktidar artık gözü karartmış. Onların kendi iktidarları dışında gördükleri hiçbir şey yok. Savaşın önüne geçme sorumluluğumuzu üstlendik." diye konuştu.
'BİZ DE SAYIN ÖCALAN'A KENDİLERİNİN VERDİKLERİ SÖZLERİ HATIRLATIRIZ'
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdaoğan'ın, 'Öcalan bunları bulsa sopayla kovalardı' şeklinde açıklamasını da değerlendiren Yüksekdağ, "Sayın Öcalan'ın üzerinde katı bir tecrit, insanlık dışı bir tecrit uyguladıklarını unutturabileceklerini mi sanıyorlar. O kadar akıl almaz, kendi suçlarının üstlerini örtme dili kullanıyorlar ki, şaşırmamamız lazım ama, her defasında yeniden şaşırıyoruz. Manipülasyon konusunda ustalık düzeyine ulaşmış durumdalar. Öcalan'ın hiç kimseye ulaşması, temas etmesi bugünkü koşullarda mümkün değil. 5 Nisan gününden itibaren Öcalan üzerinde sistematik bir tecrit uygulanıyor. Buyursunlar tecridi kaldırsınlar o zaman. Öcalan'ın kimi sopayla kovalayıp kovalamayacağıyla ilgilenmesinler. HDP'yi baraj altında bırakma operasyonunun düğmesine Öcalan'a uygulanan tecritle bastılar. Şu an İmralı bir siyaset merkezidir. Bunu tartışmanın hiçbir anlamı yoktur. Biz de Sayın Öcalan'a kendilerinin verdikleri sözleri hatırlatırız. Öcalan'a izleme heyeti sözünü veren Akdoğan değil mi, siyasi iktidar değil mi? Diyalog vardı ve bir müzakereye başlama aşamasına gelinmişti. Kurulması düşünülen izleme heyeti kurulmadı, İmralı'ya gönderilmedi ve silahsızlanma çağrısıyla sonuçlanacak süreç ilerletilmedi." şeklinde konuştu.
'BUGÜN SAVAŞI İSTEYEN SARAY'DIR VE SARAY'IN AVANELERİDİR'
Yüksekdağ, sivil toplum örgütleriyle, partilerle demokrasi ve barış alanını genişletme çalışması içerisinde olacaklarını kaydederek, "Karşımızdaki güç siyasi operasyonlar geliştirse de aslında darlaşmış ve marjinalleşmiş bir güçtür. Tayyip Erdoğan, Saray ve AKP hükümeti dar ve marjinal bir yapı haline gelmiştir. Gittikçe Türkiye toplumundan kopuyorlar. Bugün savaşı isteyen Saray'dır ve Saray'ın avaneleridir. İşte bu nedenle marjinal hale gelmiştir. Saray'dan sesi duyulmayanlarla birlikte yol almak istiyoruz. Bu kapsamda bütün sivil toplum örgütleriyle, iş çevreleriyle görüşmelerimiz sürecek. Aynı zamanda CHP ile, Sayın Kılıçdaroğlu ile de görüşmeyi bu kapsamda ele alabiliriz." ifadesinde bulundu. CİHAN