HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, son süreçte yaşama geçen gerilim siyasetinin ve Suriye'nin iç politik zemininde yaşanan gelişmelerin nabzı oldukça yükselttiğini belirtti. Yüksekdağ, "Çok kritik ve tehlikeli bir eşiğe geldiğimizi görmemiz lazım. Bütün tarafların, Türkiye ve Rusya, karşılıklı soğukanlılığın, yapıcılığın ve sorun çözüçü dinamiklerin harekete geçirilmesi gerekiyor. Allah korusun, çok daha ciddi ve tehlikeli gelişmelerle karşı karşıya kalmak istemeyiz." dedi.
Figen Yüksekdağ, partisinin Meclis Grup toplantısı sonrası gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Düşürülen Rus uçağıyla ilgili bir soruya Figen Yüksekdağ, bölgesel düzeyde siyasi gerilimin de yükseldiği süreç içinde soğukanlılık ve sağduyunun korunmasının çok önemli olduğunu ifade etti. Bu gerilimin uzun zamandır sürdüğünü ve hiçbir yarar getirmediğinin görüldüğünü ifade eden Yüksekdağ, Türkiye'nin de bölgede gerilimi düşürecek adımlar atmasında yararlar olduğunu kaydetti.
Son süreçte yaşama geçen gerilim siyasetinin, Suriye'nin iç politik zemininde yaşanan gelişmelerin nabzı oldukça yükselttiğini dile getiren Yüksekdağ, bunun da uluslararası güçler ve bölgesel güçler arasındaki çeşitli çelişkileri de ön plana çıkardığını ifade etti. "Uçağın düşürülmesi ve onu takip eden gelişmelerin geride bıraktığımız dönemde Suriye politikasında yaşanan birtakım sorunların ve eksikliklerin bir sonucu olduğunu görmemiz gerekiyor." diyen Yüksekdağ, bu sorunun temelinin de gerilim politikası olduğuna dikkat çekti.
Bu çizginin terk edilmesi gerektiğini belirten Yüksekdağ, "Çok kritik ve tehlikeli bir eşiğe geldiğimizi görmemiz lazım. Bütün tarafların, Türkiye ve Rusya, karşılıklı soğukanlılığın, yapıcılığın ve sorun çözücü dinamiklerin harekete geçirilmesi gerekiyor. Allah korusun çok daha ciddi ve tehlikeli gelişmelerle karşı karşıya kalmak istemeyiz. Bütün bölge halklarının yararına ve çıkarına değildir yaşanabilecek olası gelişmeler ve tehlikeler. AKP iktidarının da barışçıl bir dış politikaya dayanan, komşularıyla daha nizami ilişkilere dayanan bir politikaya ihtiyacı var. Geride bıraktığımız süreç içerisinde Suriye'ye dönük olarak uygulanan gayri nizami dış politika ve Suriye'de bir iç savaşın başlamasına sebebiyet veren müdahale politikasının yarar getirmediği, sorunu bölgesel düzeyde dünayasal ölçekte daha tetiklediğini görmemiz lazım." diye konuştu.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a yönelik suikast iddialarının hatırlatılması üzerine ise Yüksekdağ, adli sürecin devam ettiğini, kriminal inceleme için Demirtaş'ın aracının emniyete teslim edildiğini söyledi. Kendilerinin bağımsız laboratuvarlar vasıtasıyla da bir araştırma, analiz yapmak istediklerini ifade eden Yüksekdağ, "O süreç devam ediyor ama hukuki ve siyasi bakımdan olması gerektiği gibi işlemiyor. Çünkü hükümet cephesinden tek bir geçmiş olsun dileği veya ne oluyor sorusu duymadık. Bu olay başka bir ülkede yaşansaydı bir ulusal soruna dönüştürülmesi gerekirdi. Ama hükümet böyle bir sorun yokmuş gibi davranıyor, böyle bir gerçek yokmuş gibi davranıyor. Diyarbakır Valiliği, hiçbir sağlıklı inceleme daha yapılmamışken açıklama yapıyor, bu suikast girişimi değildir diyerek sorunun üzerini örtmeye yöneliyor. O nedenle yüz yüze olduğumuz tutum sağlıklı bir tutum değil. Ama ne yazık ki şaşırmıyoruz artık, şaşırma reflekslerimizi yitirdik. Çünkü çok uzun bir dönemden beri HDP'yi ve eş başkanlarını hedef haline getiren ve bizlere dönük saldırılar karşısında kılı kıpırdamayan bir siyasi iktidar var karşımızda. Bu, Türkiye'deki merkezi siyasetin sorunudur ve ayıbıdır." karşılığını verdi.
Yeni kabineye ilişkin bir soru üzerine de Yüksekdağ, bu kadar olumsuzluklara rağmen yine de Türkiye'ye hayırlı olmasını dilediğini ifade etti. "Bu hükümet pek hayırla gelmediği için bu iyi niyet dileklerimizin ne kadar karşılık bulacağından da şüpheliyiz. Bu siyasi iktidar hayırla gelmedi iktidara, şerle geldi." diyen Yüksekdağ, oluşturulan kabinenin aynı zamanda bir saray kabinesi olduğuna dikkat çekti. Bu yanıyla da bağımlı ve saraya bağlı hareket etme profili sergilediğini anlatan Yüksekdağ, saray icazetiyle oluşturulmuş bir kabine olduğunu savundu.
Hükümetin bu sebeple çok sağlıklı bir rol oynayacağını öngörmediğini belirten Yüksekdağ, iki kadın bakanın olmasını da eskiye göre bir ileri nokta olduğunu kaydetti. Meclis'te kadın temsilinin düştüğü bir yerde kabinede iki bakanın olmasının çok anlamlı bir katkı ürettiğini düşünmediğini ifade eden Yüksekdağ, bu kabinenin erkek egemen şiddet hükümeti olarak kurulduğunu söyledi. Bugün şiddet ve gerilim siyasetini sürdürmeye yeminli bir hükümetle karşı karşıya olunduğunu dile getiren Yüksekdağ, kabinenin önünde çok ciddi sorunlar bulunduğunu sözlerine ekledi. CİHAN