Yunanistan'ın kültür başkenti Selanik'te bu yıl 12'ncisi düzenlenen Uluslararası Kitap Fuarı'nda Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet Hareketi konuşuldu. Selanik Helexpo fuar alanının en büyük salonunu dolduran Yunanlar, tanınmış gazeteci ve akademisyenlerin Gülen ve Hizmet Hareketi'nin farklı yönlerini ele aldıkları söyleşiyi ilgiyle takip etti.
Yunanistan Kültür Bakanlığı, Yunan Kültür Vakfı ve Selanik Belediyesi'nin desteğiyle bu yıl 12'ncisi düzenlenen Uluslararası Selanik Kitap Fuarı çerçevesinde Fethullah Gülen ve Hizmet Hareketi kapsamlı bir programda ele alındı. "Fethullah Gülen ve Hizmet Hareketi'nin küreselleşme karşısında yapıcı tavrı: Eğitim, Diyalog, Demokrasi, Özgürlükler" başlıklı söyleşi, "Manolis Anagnostakis" salonunda gerçekleşti. Yunanistan ve Türkiye'den konuşmacıları her yaş ve farklı meslek grubundan katılımcı ilgiyle dinlerken, söyleşi sonunda ise Türkiye'de yaşanan gelişmeler ile Hizmet Hareketi'nin özellikle eğitim alanındaki küresel başarılarına ilişkin sorular yöneltildi.
Söyleşinin moderatörlüğünü ülkenin önde gelen gazetelerinden Efimerida ton Sintakton Genel Yayın Yönetmeni ve Atina-Makedonya Haber Ajansı eski müdürü Nikolaos Voulelis üstlendi. Programda "Turkish Review" Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Zaman Gazetesi Yazarı Kerim Balcı, İonio Üniversitesi Türkiye ve Orta Doğu İlişkileri Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Sotiris Livas, Fatih Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı ve Aksiyon Dergisi Yazarı Doç. Dr. Savaş Genç ve gazeteci, yazar, radyo ve belgesel yapımcısı Thomas Sideris birer konuşma yaptı.
"GÜLEN, BARIŞ'IN EN GÜÇLÜ SAVUNUCUSUDUR"
Efimerida ton Sintakton Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nikolaos Voulelis, "İslam, dünyada, bölgemizde ve ülkemizde iyi bilinmiyor. Bir buçuk milyarlık Müslüman içerisinde birkaç bin aşırı fanatike bakılarak İslam anlaşılamaz. Günümüzde barış içerisinde yaşamanın en güçlü savuncularından biri Fethullah Gülen'dir. Gülen, sadece dinlerarası ve karşıt görüşlerin diyaloguna katkı yapmakla kalmadı; birilerinin bu konuda dogmatik veya ideolojik itirazları olsa bile İslamî değerlerin fark edilmesine zemin hazırladı." dedi.
Söyleşinin moderatörlüğünü üstlenen tecrübeli gazeteci Voulelis, Yunanistan'da basın özgürlükleri konusunda yaptığı etkin çalışmalarla tanınıyor. Voulelis, şunları söyledi: "Gülen, uzun yıllardan bu yana kamu önünde çalışmalarını sürdürüyor. Bütün yazdıkları ve söyledikleri önümüzde duruyor. Siyaset ve uluslararası ilişkilerle yakından ilgilenen biri olarak, Gülen'in İslam analizi, düşüncesi, felsefesi, siyasi ve önde gelen uluslararası sorunlara dair verdiği yanıtlar çok önemlidir. Sadece 11 Eylül 2001 terör saldırısından hemen sonra Kur'an'dan ilhamla yaptığı 'Bir kişiyi öldüren bütün insanlığı öldürmüş, bir kişiyi kurtaran ise bütün insanlığı kurtarmış gibidir.' şeklindeki açıklamasını hatırlatmakla yetineceğim. Manevi bir lider olarak Gülen, diyalog ve barışın inşası için güzel örnekler vermiştir."
"HİZMET ÜST KADEME YENİ İNSAN ÜRETİYOR"
Kerim Balcı ise Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet Hareketi'nin 'yeni insan'a yaptığı maddi ve manevi yatırımı kendi hikayesinden örnekleyerek anlattı. Balcı şöyle konuştu: "Bu hareket ne yapmaya çalışıyor? Bu sorunun cevabı eğer basit bir cevap değilse korkunç bir cevaptır. Nitekim bu cevabı alamayanlar, çoğunlukla kendi kafalarında korkunç cevaplar üretirler. Hizmet, ben ve benim gibi yeni insanlar üretmeye ve yetiştirmeye çalışıyor. Yeni insan, Avrupa Aydınlanması'nın ürettiği insan tipinin bir üst kademesidir. Bir geriye dönüşten değil ileriye gidişten bahsediyorum."
"Yeni insan, kartezyen düşüncenin kabuklarından sıyrılmış insandır. Yeni insan, homo economicus'un yani sadece ekonomisini düşünen insanın ötesine varmış bir insandır." ifadelerini kullanan Balcı, şöyle devam etti: "Yeni insan, ben ve öteki karşıtlığına prim vermeyen insandır. Ötekini düşman olarak değil, kendisinin yapı taşı olarak görür. Yani insan yaşatmak için yaşar."
"GÜLEN İNSANA TARİHİN ÖZNESİ OLUN ÇAĞRISI YAPIYOR"
Batı modernitesinde tarihin öznesini insanın değil sistemin oluşturduğuna dikkat çeken Kerim Balcı, "İnsan ise sistemler karşısında pasif bir nesneden ibarettir. Yeni insan, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin diriliş çağrısıdır. Bu ölü insanlara yapılmış dirilme çağrısıdır. İnsanı yeniden tarihin öznesi olmaya davet eden bir çağrıdır." vurgusunda bulundu.
Bugünlere gelişinde Hizmet Hareketi'nin kendisine yaptığı katkılarını hatırlatan Balcı, sözlerini şöyle tamamladı: "Bundan sonra ben de finansal yardıma ihtiyacı olan, koçluğa ihtiyacı olan gençlerin ellerinden tutuyorum. Tutacağım. Unutmayın sadece kötülükler bulaşmaz, iyilikler de bulaşır. Hizmet'e dokunun, iyiliklerinin sizlere de bulaştığını göreceksiniz."
"OKULLAR, DÜNYAYA ENTEGRE İNSAN YETİŞTİRİYOR"
Hizmet Hareketi'nin dünden bugüne eğitim faaliyetlerine ilişkin ilgi çeken bir sunum yapan Doç. Dr. Sotiris Livas, okullarda kaliteli, dünya ile entegre, pozitif bilimler ağırlıklı ve çevresine saygılı gençler yetiştirildiğini anlattı. Gülen'in ilk andan itibaren eğitim ve öğretime önem verdiğini vurgulayan Livas, 1970'lerden itibaren Yamanlar Koleji ve üniversiteye hazırlık dershaneleriyle birlikte okullaşmaya ağırlık verildiğini anlattı. Gülen'in tavsiyeleri üzerine iş adamlarının yurt içi ve yurt dışında okul yatırımlarına ağırlık verdiklerini belirten Livas, bugün yüzden fazla ülkede açılan okullarda 100 binden fazla öğrencinin eğitim gördüğünü anlattı.
Bu okulların çoğu zaman Türk Okulları olarak adlandırıldığını anlatan Yunan akademisyen, okulların büyük çoğunluğunun dini okullar olmadıklarını, burada İslam propagandası yapılmadığını, Hizmet'e yakın üniversitelerde ise ilahiyat bölümlerine pek rastlanmadığını söyledi. Okullarda ilgili ülkenin eğitim müfredatının uygulandığını belirten Livas, bazı derslerin o ülke dilinde yapıldığını, Türkçe'nin ise seçmeli olduğunu ifade etti.
Kimya, biyoloji, matematik ve fizik gibi derslerin İngilizce dilinde okutulması sebebiyle üst düzey başarı yakaladıklarını anlatan Doç. Dr. Livas, Türkiye ve yurt dışında bu sebeple şehirlerde ve yarı kırsal bölgelerde yaşayan diplomat ve iş adamı gibi ailelerin bu okulları tercih ettiğini vurguladı.
"RADİKAL VE İSLAMCI FİKİRLERE GEÇİT YOK"
Bu okullarda çocukların radikal ve marjinal fikirler ile İslamcılıka bulaşma tehlikesi bulunmadığı için tercih edildiklerini de anlatan Livas, okulların kaliteli eğitim ve üniversiteye girişte sağladıkları üstün başarılarla adından söz ettirdiğini anlattı. Okulların güvenli oldukları için de aileleri endişelendirmediğinin altını çizen İonio Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Livas, yüzde 90 gibi üniversiteye giriş sınavlarında başarı sağladıklarını hatırlattı. Okullarda toplumsal sosyalleşmeye, spor ve sanata önem verildiğini kaydetti.
Son olarak Livas, Hizmet Hareketi'nin örgütmüş gibi yaftalama çabalarına ise tepki gösterdi.
"HİZMET DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜĞÜ SAVUNUYOR"
Gazeteci-Yazar Thomas Sideris ise temel kişisel ve toplumsal özgürlüklerin ciddi şekilde kısıtlandığı bir ülkede Hizmet Hareketi'nin demokrasi ve özgürlükleri nasıl anladığı konusunun önemli ve zor bir mesele olduğuna dikkat çekti. Hizmet'in demokrat ve özgürlükçü yapısının etkileyici olduğuna değinen Sideris, Gülen'in "Düşünce ve ifade özgürlüğü demokrasinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Türkiye'de basın özgürlüğü ve şeffaflığın durumu hayal kırıklığına sebep oluyor. Olgun bireyler tüm eleştirileri kabul edebilmelidir, bu sayede kendilerini geliştirebilirler. Türkiye'de her kesmin mecliste temsil edilmesi gerekir. Devlet hiçbir vatandaşına bu konuda bir ayrımcılık yapmamalıdır. Demokratik katılımlar insanları devletin zulmetme korkusundan da uzaklaştırır." sözlerinin iyi analiz edilmesini istedi.
"HİZMET'E POGROM KABUL EDİLEMEZ"
Son dönemde Türkiye'de devletin ve sosyal yapısının İslamlaştırılmaya çalışıldığını belirten Thomas Sideris, aralarında Kimse Yok Mu'nun da bulunduğu farklı kuruluş ve kesimlere yönelik büyük baskılar ve ayrımcılıklar yapıldığını söyledi. Erdoğan'ın İslam'ı yüz milyonlarca Euro'luk alışveriş aracı haline dönüştürdüğünü iddia eden Yunan gazeteci, Gülen'in yazılarında ve söyleminde demokrasi anlayışının yer aldığını anlattı. "Hizmet Hareketi'ne pogrom (zorbalık ve baskı) uygulanıyor. Bu kabul edilemez." diyen Sideris, "Eskiden silahlı kuvvetlerde olan siyasi egemenlik şimdi seçilmiş otoriter iktidar tarafından devralındı." tespitinde bulundu.
Son yıllarda daha önce benzerine az rastlanır biçimde vatandaşlara, yargı erkine ve medyaya yönelik baskı uygulandığını belirten Sideris, Gülen'in fikirleri ve pratiğe dökülmesine aracı olduğu icraatlarıyla dünyada önde gelen etkin alimlerden biri olduğunu vurguladı.
"HİZMET YERYÜZÜNÜN EN ÖZGÜR HAREKETLERİNDEN BİRİ"
Fatih Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı ve Aksiyon dergisi yazarı Doç. Dr. Savaş Genç, şunları söyledi: "Hizmet insanlarının en önemli özelliği, sadece teori kurgulayan değil aksiyoner ve pratiğe geçiren karakterleridir. Hizmet, yeryüzünün en özgür hareketlerinden biridir. Fikirlerini büyük fedakarlıkla kendisi finanse etmektedir. Kitlesel finansmanlara açık değildir. Zengin Arap şeyhlerinin gelip milyon dolarlar bağışlayabileceği bir yapısı yoktur. Kendi inanmış gönüllülerinin kendi küçük kazançlarından ya da yine kendi inanmış iş adamlarının büyük kazançlarından ama yine o felsefeye inanmış insanların maddi yardımlarıyla kendini finanse etmektedir."
Genç, "Bu ise Hareket'i hem Türkiye'de hem de farklı coğrafyalarda şaibelerden arındırmaktadır. Kendi kendini finanse edebildiği için de fikirlerini özgürce savunabilmektedir." dedi.
"DİYALOGA MECBUR DEĞİLKEN BU ATEŞ TUTUŞTURULDU"
Gülen Hocaefendi'nin diyalogun adının duyulmadığı dönemde diyalog yaparak farkını ortaya koyduğunu anlatan Genç, şöyle devam etti: "Hocafendi'yi çok önemli kılan şey, 11 Eylül'den yıllar önce yani insanların diyalog yapmak zorunda kaldığı o tarihten yıllar önce İstanbul'da Patrik Bartholomeos ve farklı dini gruplar ile bir araya gelerek diyalog ateşini Türkiye içerisinden tutuşturmuş olmasıdır. Bu ateşi evrensel ölçüde farklı kesimlerle aynı platformda nasıl konuşabiliriz, nasıl sorunlarımızı kavga etmeden bir masa etrafında tartışarak çözebiliriz ivmesine çıkartmış oluşudur."
Hocaefendi'nin AB projesini 30 yıldır savunduğunu ve bunun doğal bir şeymiş gibi anlaşılabileceğini belirten Savaş Genç, "İslami kimliği ile bir dini lider, bunu 30 yıldır muhafazakarlara, dindarlara savunabilmek çok önemli bir meydan okumadır. Hıristiyanların kurduğu başarılı bir projeyi muhafazakarlara aynı yerde durarak anlatması, devrim mahiyetinde bir şeydir." ifadelerini kullandı.
"HİZMET PARTİ KURMAZ!"
Hizmet Hareketi'nin içerisinde Türkler, Kürtler, Aleviler, sosyal demokratlar ve liberaller gibi farklı kesimlerden insanların bulunduğunu belirten Doç. Dr. Savaş Genç, "Siyasi olarak bunları aynı partide buluşturma imkanınız yok. Türkiye'de Hizmet Hareket'i siyasi bir oluşuma dönüşse, gücü ele geçirip iktidarı ele geçirse, farklı coğrafyalardaki ülkeler şöyle diyebilirler: 'Demek ki 30-40 sene sonra bunlar bizim ülkemizde de iktidarı ele geçirecekler.' Dolayısıyla Hizmet Hareketi'nin küresel olarak yayılmış olması, herhangi bir dönemde herhangi bir ülkede hiçbir zaman siyasete girmeyeceğinin en büyük garantisidir. Bir tanesinde siyasete girip gerçekten iktidarı ele geçirseniz, diğerleri kapılarını size kapatabilirler."
Söyleşinin ardından söz alan dinleyenlerin, "Hangi kriterler ile bu okullara öğrenciler seçiliyor? Okulları sadece başarılı öğrenciler mi tercih ediyor?, "Biyografisinde 'İslamcı' yazan bir öğretmen bu okullarda görev yapabilir mi?", "Arap Baharı'na Hizmet Hareketi ve AKP hükümetinin bakış açısı neydi?", "Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Hizmet Hareketi'nin Neo Osmanlıcı düşünce ile laik devlete bakışlarında benzerlikler var mı?", "Hocaefendi'nin menavi dünyası nasıldır?" gibi çok sayıda sorusu da cevaplandırıldı.
Program sonunda konuşmacılara ebru tablosu hediye edilirken, dinleyenlere ise lokum ikramında bulunuldu. CİHAN