Kurum tarafından yapılan açıklamada, yolsuzluk iddiaları üzerine Haziran ayında Şeref Ateş’in görevden alındığı ve teftiş sürecinin başlatıldığı belirtildi. Oysa, kurumun 6 Haziran tarihli açıklamasında, görev süresinin bitmesi sonucu Ateş’in olağan şekilde bıraktığı duyrulmuştu.

Erdoğan rejiminin sözde yurt dışında Türkçeyi yaygınlaştırmak iddiasıyla 2009 yılında faaliyete geçirdiği Yunus Emre Enstitüsü’nde ortaya çıkan yolsuzluk skandalı gündemden düşmüyor.

‘ENSTİTÜDE DUBLE YOLSUZLUK VAR’

Bold Medya'da yer alan habere göre Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, yolsuzlukla gündeme gelen Yunus Emre Enstitüsü önünde basın açıklaması yaptı: Mevcut bir bakanın eşi ve ünlü bir siyasetçinin oğlu neden istifa etmiş veya ettirilmiştir? Bu soruşturmanın neresindedirler? Türkiye, hiçbir zaman böylesine derin bir yozlaşma ile anılmamalıydı.

Yunus Emre Enstitüsü’nün eski yönetimi ve bazı şirket sahiplerinin de aralarında olduğu 18 kişi, ‘haksız kazanç’ iddiasıyla gözaltına alındı. Yolsuzluga tepki gösteren Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yunus Emre Enstitüsü önünde basın açıklaması yaptı. Gözaltılara ilişkin, “Bugün gelinen nokta, hem Türkiye’ye hem de medeniyetimize yakışmayacak bir hal almıştır” ifadelerini kullanan Arıkan, şöyle konuştu:

“Geçtiğimiz yaz, yolsuzluk şüphesi ile başlayan tartışmalar neticelenmiş, 23 Aralık 2024 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmuştur. Şimdi bugün 2025’in ilk günlerinde eski Enstitü Başkanı’nın Almanya’ya kaçtığı haberleriyle karşı karşıyayız. Şunun altını çizerek ifade etmek istiyorum, Bu ülke tarihi boyunca bir çok siyasi sığınmacılar gördü, evet. Bu ülke ekonomik sıkıntılar nedeniyle başka topraklara göç edenlere tanıklık etti. Dünya zor şartlar ve çatışmalardan dolayı bir çok iltica hareketi gördü. Ama dikkat buyurunuz ilk defa Türkiye’de, Türkiye’nin çok stratejik bir kurumunun başkanının başka bir ülkeye kaçtığını görüyoruz.

Elbette bu yolsuzluk bütün yönleriyle araştırılmalıdır. Ama burada çok önemli bir soruyu daha sormak istiyorum: Son 15 gün içerisinde halen mevcut bir bakanın eşi ve ünlü bir siyasetçinin oğlu neden istifa etmiş veya ettirilmiştir? Bu soruşturmanın neresindedirler? Doğrusu; Türkiye, hiçbir zaman böylesine derin bir yozlaşma ile anılmamalıydı. Bugün geldiğimiz nokta, bu yönetim anlayışının ülkeyi getirdiği tablodur.

Bugün vakıf medeniyeti ile gurur duyan bu ülke, kendi vakfını soyan idarecilerle yüzleşmek zorunda kalmıştır. İşte iktidarlar bizim ayrıştığımız yer burasıdır. Bu ülkede yolsuzluk da yoksulluk da olağanlaştırılmaya çalışılmaktadır. Bizim buna rızamız yoktur. Türkiye’nin yeni nesil bir siyaset anlayışına ihtiyacı vardır. Bunun için de diyoruz ki: Yeni nesil siyaset duble yollara karşı olmak değil, duble yolsuzluklara karşı çıkmak demektir. İşte bugün burada duble yolsuzluk yaşanmaktadır.