Dr. Aslan Maydayüz ve kulak arasında nasıl bir ilişki olduğunu anlatıyor.
Sızıntı Dergisi’nin Ekim sayında yer alan, Dr. Aslan Mayda tarafından kaleme alınan habere göre; kulak kepçesi kasları içinde bulanan yoğun damarların, yüz kaslarıyla bağlantılı çalıştığı belirtiliyor. Yüz siniri kaslarından hangisi uyarılsa uyarılsın, aynı anda kulak kepçesi kaslarının da uyarıldığı belirtilen haberde; yüz felci geçiren birinin, yüz kaslarının yanı sıra, kulak kepçesi kaslarının da felç olduğu vurgulanıyor.
Kulak kaslarının çalışma sistemi ile ilgili bilgi veren Dr. Aslan Mayda şöyle konuştu: Çok soğuk havalarda kulaklarımız kızarır ve morarır. Renk değişiminin sebebi, kulak kepçesinin beslenmesini ve ısısını sağlamak için damarların genişlemesidir. Bu damarlar, kulak kepçesi kaslarının içine yerleştirilmiştir. Kan damarlarının hikmetli bir şekilde, ihtimamla bu kasların içine yerleştirilmesi sayesinde, hem kan damarları korunmakta, hem de kulak kepçesinin beslenmesi temin edilmektedir. Ayrıca kaslar sürekli kasılarak kulak kepçesine ısı temin eder. Biz kulak kepçesi kaslarının, kasılıp gevşemediğini zannederiz. Yüz kaslarının kasılıp gevşemesinde, kulak kepçesi kasları da kasılıp gevşer. Kulak kepçesinin yapacağı faaliyetler için fazla kasılıp gevşemeye dayanıklı iğ şeklinde kaslar lazımdır. Kulak kepçesinin dayanıklı olması için kalsiyum iyonları depo eden iğ şeklinde kas hücreleri yerleştirmiştir. Kulak kepçesi; kaslar, bağlar ve deri vasıtasıyla, kafatasının yan kemiği temporal kemiğe yapışır. Kulak kepçesi, etrafındaki beş bağ ve üç kulak kepçesi dış kası vasıtasıyla kafatasına yapıştırılmıştır. Oysaki hayvanların kulak kepçeleri hareketlidir. Meselâ köpek bir yerden ses geldiği zaman, kulaklarını sesin geliş yönüne göre hareket ettirip diker ve dikkat kesilir. İnsanın kulak kepçesi, gelen sesleri kulak zarına yönlendirmek ve dengeli bir titreşim oluşturmak için mükemmel bir şekilde özel girinti ve çıkıntılarla şekillendirilmiş, koni şeklinde, yapacağı vazifeye uygun sanatlarla bezenmiş bir yapıdır.”
Sızıntı Dergisi’nde ki habere göre; yapılan bir araştırmada; doğumdan sonra kulak kepçesinin birinci oluğunda düzleşme olanlar incelenmiş ve birinci üst dış oluktaki (scapha) düzleşmenin sebebinin,transversusveobliquuskulak kepçesi kaslarının doğuştan olmaması olarak değerlendiriliyor. Böylece bu girinti ve çıkıntıların teşekkülü ve korunmasında kasların tamamının kasılmasının gerekli olduğu kanaatine ve anne karnında kas zayıflığı, anormal yapışma, kas yokluğu gibi değişikliklerin kulak kepçesi katlarının oluşmasına mâni olduğu düşüncesine varılıyor. Yüz siniri felcinde, yüz kaslarının felç olduğu, bu sinirin uyardığı kulak kepçesi kaslarının da felç olduğu belirtiliyor.
Sızıntı Dergisi’nde Dr. Mayda; “İlk haftalarda, bu hastalardaki kulak kaslarının felcinin fark edilemediği, felç hastalığı kalıcı olursa, tek taraflı olarak kulaklarda hareket ve duyu kaybı, kepçe kıvrımlarında düzleşme görülür. Yine başka bir araştırmada, kulak arkasından çıkan elektrotlar mastoid kemiklerin çıkıntılarına yerleştirildi. Uyarı verildiği zaman elde edilen tepki potansiyeli kulak kaslarında çok fazla, kulak memesinde daha az olarak ortaya çıkmıştır” diyor.