Akıllara durgunluk veren olay şöyle yaşandı. İstanbul'da üç yıl önce uyuşturucu baronlarına yönelik operasyonda 150 kilo saf eroin ele geçirildi. Zanlıların sevkiyatı Diyarbakır üzerinden yaptıkları belirlenince dosya, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca yetkisizlik kararı verilerek Diyarbakır Adliyesine gönderildi.
Suç delili olan eroinler de 5 çuval içinde PTT kargo ile adliyeye gönderildi. Uyuşturucu sahiplerinin yargılandığı ağır ceza mahkemesinin katibi ise zimmet tutanağı tutup hakim havalesi yaparak uyuşturucuyu adli emanete teslim etmesi gerekirken, eroini mahkemenin arşiv odasında gizledi.
ADLİYENİN ÇAY OCAĞINDAKİ HÜKÜMLÜ İLE İŞBİRLİĞİ YAPTI
Zabıt katibi, uzun süre burada tuttuğu uyuşturucuyu satabilmek için adliyenin çay ocağında denetimli serbestlik kapsamında çalıştırılan bir hükümlü ile irtibata geçti. Elindeki eroine müşteri bulmaları halinde kendisine de pay vereceği vaadinde bulundu.
Anlaşma sağlandıktan sonra katip, adliyede mesai bitiminden sonra arşivde gizlediği eroini partiler halinde zarflara doldurup dışarıdaki tacirlere servis etti. Kentte yüklü miktarda eroin ticareti yapıldığını tespit eden narkotik polisi olaya dair istihbari bilgiler de alınca harekete geçti.
YILLIK İZNE AYRILIP TELEFONU İPTAL ETTİRDİ
Telefon dinlemesi yapan ekipler, uzun süren takip sonucu zanlıların şifreli buluşma noktalarını tespit etti. Ele geçen bir kısım eroinin adli emanette olması gereken uyuşturucu olduğu belirlenince soruşturma genişletildi. Suç ortaklarının yakalandığını öğrenen katip ise hemen yıllık izne ayrılıp kullandığı telefon hattını iptal ettirdi.
TAKİPTEKİ POLİSLERİ DEŞİFRE ETME YÖNTEMİ ŞOK ETTİ
Eroini satın alan Z.O, “Katip satmam için bana eroin getirirdi. Kendisini adliyenin çay ocağında çalışan hükümlü F.O aracılığıyla tanıdım. Bana 15 kez eroin sattı. Adliyeden çıkardığı eroini farklı kişilere toplu satardı. Başkalarına da sattığını kendisi söyledi.
Bu kâtip yakın zamanda fiziki olarak polislerce takip edildiğini fark ettiğini, sebze pazarında eroin teslim edeceği anda bunu anlayıp orayı terk ettiğini ve eroini çöpe attığını bana anlattı.
Hatta aynı gün hırsızlığa uğradığı yalanıyla karakola gidip şikâyetçi olduğunu, bunu da takip edildiği caddedeki MOBESE kayıtlarını inceleyip kendisini takip eden polisleri teşhis etmek için yaptığını söyleyip dikkatli olmamızı istedi.
Telefon dinlenebilir diye çok uyanık davranıp sürekli hedef şaşırtıyordu. Evimde yakalanan eroin de kâtipten aldığım eroindir. Kapıma kadar getirdi, kendisine 10 bin TL ödeme yaptım” dedi.
101 KİLOSU ELE GEÇİRİLDİ
Katip yakalanmadan kısa süre önce takip edilebileceğinden şüphelenip, eroinle buluşma noktalarına gittiğinde sürekli çevresini ve arkasını kontrol etti. Farklı cadde ve sokakları kullanmaya başlayınca fiziki takip yapan polisler soruşturmaya zarar gelebileceği endişesiyle takibe son verip operasyon için harekete geçti.
Adliyedeki çay ocağında çalışan hükümlü F.O ile adliyede denetimli serbestlik kapsamında hizmetli olarak çalıştırılan Ş.Ç de ifadelerinde kâtibi tanıdıklarını itiraf edince o da evinde yakalandı.
Katibin dışarıdaki zanlılarla görüşme yaptığı telefon sinyal bilgisinin adliye içinden baz verdiği de tespit edildi. Adliyedeki arşiv odasında yapılan aramada bez çuval içinde paketlenmiş 101 kilo 500 gram eroin ele geçirildi. Eksik kalan 49 kilonun satılmış olabileceği değerlendirildi.
KATİBE ÖNCE 22,5 YIL SONRA 14 YIL
Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan 4'ü tutuklu 10 sanıkla ilgili dava karara bağlandı. Mahkeme tutuklu sanıklardan kâtip M.D.'yi 22,5 yıl hapisle cezalandırdı, ancak etkin pişmanlık gösterip adliyede çaycılık yapan F.O.'nün suçunun açığa çıkmasına yardımcı olduğu için cezası 14 yıl 22 güne indirildi.
Yine tutuklulardan, S.T. 15 yıl 7 ay 15 gün, M.K. 17 yıl 8 ay, Z.O. da 10 yıl 3 ay 22 gün hapisle cezalandırıldı. Tutuksuz sanıklardan adliyede çaycılık yapan F.O 6 yıl 8 ay, eroini satın alan V.A.B. 12 yıl 6 ay hapisle cezalandırıldı. Bir sanık firari olduğu için dosyası ayrılırken, üç sanık beraat etti.